Kış mevsimini Şanlıurfa'da ovalarda geçiren göçerlerden bazıları serin olması nedeniyle şehrin yüksek kesimlerine, bazıları da Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki yaylalara gidiyor.

Yazı Karacadağ bölgesindeki yüksek kesimlerde geçiren göçerlerin yaşamı, Ramazan ayında biraz daha zorlaşıyor.

Yılın büyük bölümünü çadırlarda geçiren göçerler, sürekli yer değiştirmek zorunda kaldıkları için birçok imkandan yararlanamıyor.

Günün büyük kısmında hayvanlarla ilgilenen besiciler, öğle sıcağında koyunları için 10 metrelik kuyulardan kovalarla su temin ediyor. Erkekler genelde hayvanlarla ilgilenirken, kadınlar da çadırlarında iftar hazırlıklarını sürdürüyor.

Hayvancılık zor bir meslek

Besiciler, hayvanlarına daha iyi bakabilmek için yer değiştirmek durumda kalıyor.

Karacadağ Göçerler Derneği Başkanı Hamza Ağan, hayvancılığın zor bir meslek olduğunu ama bunu göçer olarak yapmanın mesleği daha da ağırlaştırdığını söyleyerek, şöyle konuştu:

"Karacadağ'ın eteklerinde ve yaylalarındaki göçerler hem ibadetlerini yerine getiriyor hem de işlerini en güzel şekilde yapmaya çalışıyorlar. Gerçekten çok zor. Buna rağmen atalarından miras kalan göçerliği bırakmak istemiyorlar. Neredeyse 24 saat aralıksız hayvanlarla uğraşıyorlar, kolay değil herkes yapamaz. Günde iki defa sağım yapılıyor, hayvanlara su çekiliyor."

Göçerlerden 47 yaşındaki Bekir Çetin, dedesi ve babası gibi kendisinin de hayvancılıkla uğraştığını ve ömrünü hayvanların peşinde, yollarda geçirdiğini anlattı:

"Ramazan'da havalar ısınmaya başladı. Sıcakta hayvanlar daha çok su içiyor. Öğlen kuyulardan su çekiyoruz. Böyle olunca terliyor ve yoruluyoruz. Allah'a şükür buna rağmen orucumuzu tutabiliyoruz."