Üçüncü Bölüm

Konuyu efradını cami, ağyarını mâni bir şekilde değerlendirebilmek için bazı sorular sorarak başlayalım;

  1. Eğer oy sayımında bir usulsüzlük yapılmamışsa, iptal edilen oyların tekrar sayılması neticesinde 14 bine yakın oyun tekrar geçerli sayılması nasıl açıklanabilir?

  1. Eğer seçmen listelerinin oluşturulmasında bir sahtekârlık yoksa yüzlerce seçmenin seçmen listelerinden silinmiş olması, listelere eklenen binlerce seçmen için sahte adresler oluşturulmasından ötürü bu sahtekârlığı yapan kamu personelinin tutuklanması nasıl izah edilebilir?

  1. İlçe Seçim Kurulları’nda sandık tutanaklarının, İl Seçim Kurulu’nda İlçe Seçim Kurulları’nın birleştirme tutanaklarının birleştirme işlemi esnasında partiler arasındaki oy kaydırmaları binlerce belge ile tespit edilmişken nasıl örtbas edilebilir?

  1. Bu oy kaydırma cürmünün saatler boyunca veri akışının durdurulduğu zaman diliminde gerçekleştirildiği nasıl örtbas edilebilir?

  1. İtirazlar YSK tarafından görüşülüp karara bağlanmadan mazbata verilmesi kanuni bir zorunluluk mudur?

Bütün bu soruların cevabı verildiğinde iki husus kesin olarak ortaya çıkar.

Birincisi, gerek sandık kurullarında, gerekse özellikle İlçe ve İl seçim Kurullarında AK Parti büyük zafiyete düçar olmuştur. AK Parti’nin oyları sahipsiz bırakılmış ve talan ettirilmiştir.

İkincisi, gerek sandık kurullarının, gerek İl ve İlçe sandık kurullarının teşkilinde kamu görevlisi memurlar arasında çok önceden sandık operasyonlarına yönelik bir örgütlenme gerçekleştirilmiştir.

  • Bu hukuksuz durum ve maksatlı örgütlenme devletin istihbaratı tarafından tespit edilememiş midir?

  • Kesinlikle tespit ve takip edilmiştir.

  • Memurlar arasında bu örgütlenme nasıl yapılmıştır?

  • Kamuda çok önceden örgütlenmiş FETÖ organizesinde PKK, Pontus, Devrimci Karadeniz vb. örgüt elemanları sandıklar ve seçim kurullarında görevlendirilmişlerdir. Bu örgütlenme kesinlikle CHP’yi aşan üst bir operasyondur.

Bu durum gerek AK Parti, gerek MHP yetkililerince de vurgulanmıştır. Saygın Cumhurbaşkanı’nın iki cümlesini hatırlatayım.

“ Kamuda FETÖ’yü tam temizleyemediğimizi düşünüyorum”

“AK Parti İstanbul teşkilatında boşluk olduğunu düşünüyorum”

  • Devlet madem bu hukuksuz kumpas organizasyonunu biliyordu da niçin müdahale etmedi?
  • FETÖ’yü kamudan temizleme yetkinliğini gösteremeyen İktidara ne yaptırabilirdi!  FETÖ’yü bürokrasiden bırakın temizlemeyi fetöseverleri himaye eden siyasileri ikaz etse ne olacaktı ki!

Duruma bakar mısınız!... Seçime gidilirken AK Parti İstanbul Teşkilatı yaklaşık 450 mahalle başkanını ve tüm sandık müşahitlerini değiştiriyor. Bari yeni görevlendirilenler görev yapsa!

Bendenize “yazma fitne çıkar” diyorlar. Diyorum ki, fitnenin kucağına oturtulmuşuz bundan ala fitne mi olur?

Bakın araştırın, sorun soruşturun. Bunu yazmak bir Bayburtlu, Karadenizli olarak benim için zor ama durum şu ki;

Birinci halka ‘’ Karadenizlilik’’,

İkinci Halka  “Trabzonluluk”  BAHANELERİ ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetim kadrolarında ve AK Parti İl Teşkilatı’ndaki örgütlenmede GÜYA hemşehricilik AK Partiye çok ağır bir külfet oluşturmuş bulunuyor. Hele bizzat sahadan gelen ihbarlarda BAZI AK Partililerin Karadenizlilik bahanesi ile Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde Ekrem İmamoğlu’na destek verilmesini teşvik etmeleri ve AK Parti adayı Sayın Binali Yıldırım ile Sayın Berat Albayrak arasındaki hafif tabirle hoşnutsuzluğun örtbas edilemeyen bir noktada oluşu PONTUSCULARA nasıl uygun bir ortam sağlandığını da gösterir.

Devlet tüm operasyonu takip etti, izledi, belgeledi ve seçim bitmeden önce sosyal medyada olayı patlattı. Belgeleri ortaya saçmaya başladı. Ortalık kaynamaya başladı. İç işleri harekete geçti. Belgeler hem medyaya hem de Ak Parti’ye servis edildi. Mızrağın çuvala sığmadığı kesin. Sayın Binali Yıldırım’ın deyimi ile ‘’ seçim MURDAR ‘’ oldu.

Devlet sonuçta bürokrasideki FETÖ yapılanması ile gereğince mücadele edilmediğini, AK Partideki büyük zafiyeti ve dolayısıyla siyasetteki fetösever gafleti üzeri örtülemeyecek şekilde deşifre etti.

İlginç buluyorum! Saygın Cumhurbaşkanı da, Saygın Binali Yıldırım da YSK artık şu seçimi BİTİRSE temennisi içinde gibiler. Seçimin mutlaka yenilenmesi gerektiğini siyasilerden sadece Saygın Devlet Bahçeli Beg haykırıyorlar.

Seçimden Cumhur ittifakı güçlenerek çıktı. Saygın Recep Tayyip ERDOĞAN Beg’in desteği az da olsa arttı, memnun görünüyor.

Seçimin sonucu Saygın Recep Tayyip ERDOĞAN’a Bürokraside ve AK parti yönetim ve teşkilatlarında YENİ baştan bir düzenleme sebebi, imkânı vermiş durumda lakin Saygın Erdoğan bu çok gerekli organizasyonu yapacak mecale sahip mi? Üstelik Parti içinden cılızda olsa Cumhur İttifakının AK Partiye zarar verdiği, başlangıç ayarlarına dönülmesi gerektiği gibi hezeyanlar da seslendiriliyorken.

           

Gelecek dördüncü bölüm yazımızda Cumhur İttifakından nefret edenlerin özellikle AK Parti bünyesinde nefret edenlerin durumu ile ‘’başlangıç ayarları’’ sevdalılarının dertlerini irdeleyelim.