Birinci bölüm

Yüksek seçim kurulu seçim sonucunu RESMEN ilan edinceye kadar sonuç üzerindeki tartışmalar bitmeyecek gibi görünüyor. Her cenah oy oranlarını kendi arzusuna göre yorumlamağa devam edecek.

Bendeniz oy oranlarının okuyanlarımız tarafından araştırılmasını yeğliyorum. Okuyanlarımı bu yazıda rakamlar ile meşgul etmek istemiyorum. Seçim sonucunu Türkiye geneli ile İstanbul ve Ankara özelinde yorumlarsam,

  • Türkiye Genelinde Belediye Başkanlığı oy oranları halkın Cumhur ittifakına desteğini bir miktar artırarak Saygın R. T. Erdoğan’a güveni devam ettirdiğini gösteriyor.
  • Türkiye Geneli İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi oy oranları ise halkın CUMHUR ittifakına desteğini Belediye Başkanlığı oylarının da üzerinde bir oranda desteklediğini gösteriyor.
  • Bazı Büyükşehir Belediyelerinin özellikle Ankara’nın CHP ye kaybedilişi Cumhur İttifakı aleyhine bir genel durum olduğu yanılgısına yol açıyor. Bu yazı kaleme alındığında henüz İstanbul seçim sonucu belli olmadığından İstanbul’u yazmayı doğru bulmadım.
  • Cumhur ittifakına destek Türkiye’nin yedi bölgesinde bölgeler bazında da devam ediyor.
  • Güneydoğu bölgemizde Cumhur ittifakı üstünlüğünü karşı tarafın neredeyse iki misli olarak artırmış bulunuyor

Bu seçim yerel bir seçim lakin küresel bir ilgiyi ve beklentileri de etkileyen bir seçim oldu.

Gerek ABD derin küresel çetesinin, gerek Yunanistan PONTUS cemiyeti’nin,  gerek AB ne mensup bazı ülkelerin seçime ilgilerini, sandık sayımlarına varıncaya kadar hiçte nezakete uymayan müdahale edici ifadeler ile göstermeleri, Türkiye’nin yerel seçiminin neredeyse dünyanın GENELİNİN ilgisi dahilinde olduğunu gösterdi.

Küresel derin çetenin Cumhur ittifakı ve Saygın R.T.Erdoğan’a halk desteğinin yüzde ellinin altına düşeceğine dair umudu karşılık bulmadı ve üzülmenin ötesinde hırçınlaştılar.

Cumhur ittifakının Saygın RTErdoğan ile MHP tarafından oluşturulmuş olması, ittifakın bir tarafının ‘Türk Milliyetciliği‘’ idealine bağlı oluşunun Güneydoğu seçmeni nezdinde hiç te tepki almadığı, aksine tasvip edildiği ortaya çıktı. Güney doğu halkımızın, Kürtlerin Türk Milleti kavramı ile hiçte sorunlu olmadığı, her geçen seçimde ayrılıkçı Kürtçü çabanın her seçimde  daha da destek kaybediyor oluşu bence bu seçimin üzerinde daha yoğun durulması gereken bir sonucu.

Dramatik bir durum olarak yorumlanabilir ama olumsuz olarak vurgulanan Ekonomik durumun öteden beri Saygın RTErdoğan’a destek veren seçmende olumsuz bir tavra yol açmadığı ortada yani, amiyane tabir ile patlıcan biber spekülasyonu Erdoğan destekçilerini olumsuz etkilememiş.

Bu seçimin bir ‘’ beka meselesi ‘ olduğu vurgusunun seçmen nezdinde karşılık bulduğu kesin.

Tayyip Erdoğan destekçilerinin çok az rastlanılacak bir irfan ile Sn. Erdoğan’a çok açık olarak        ‘’sana desteğimi devam ettiriyorum ama bize RAĞMEN bize dayattığın adaylara senin HATIRINA RAĞMEN destek vermiyorum ‘’ dediği ortada.

31 mart seçimlerindeki seçime iştirak oranının daha önceki seçime iştirak oranından yaklaşık 3.5 puan daha düşük oluşunu, gösterilen adaylara seçmen tepkisinden ötürü olduğunu belirtmek bize göre kehanet olmayacaktır. Karşı tarafa oy vermekten imtina eden seçmen taraf olduğu partinin adayına da oy vermemek için sandığa gitmezken, bu tavrın muhalif olduğu tarafa destek anlamına geleceğini fark edememiş veya fark ettirilememiş olmalıdır.

Bayburt ve Erzincan seçimleri bu adaylara olan tepkiyi bas bas bağırıyor. Bayburt AK partinin her seçim ezici bir çoğunlukla kazandığı, Erzincan AK Partinin çok açık bir çoğunlukla kazandığı, Bayburt Sn. RTErdoğan’a üst üste verdiği destekle Türkiye’de birinci olan il iken, her iki ilde de AK Parti adaylarına olan tepkiden ötürü Belediye Başkanlıklarını MHP kazandı.

Gelecek yazımızda, bölüm 2 de İstanbul seçimi özelinde sandık kurulları operasyonunu, AK parti Teşkilatlarının durumunu, sandık operasyonunun istihbar edilip edilmediğini, operasyona kimlerin nasıl müdahale ettiğini, Cumhur ittifakından nefret eden bazı AK partililerin nefret sebeplerini, AK Partide aday tespitlerinde etkin olan unsurları konu edelim