ABD'nin gizli askeri projelerinden biri olan "High Frequency Active Auroral Research Program" adının baş harfleridir. İsminde de görüldüğü gibi yüksek frekansla ilgili bir projedir. Ayrıca HAARP, yüksek frekansta yüksek enerji çıkışları ile iyonosferin ısıtılması ve burada birtakım değişimler yapılarak etkilerinin incelenmesi için başlatılan bir projedir.

HAARP, iyonosferin özelliklerini ve davranışlarını araştırmak için Alaska Üniversitesi ile ortak yürütülen bir proje sonucunda kuruldu. Günümüzde Pentagon tarafından kontrol edilmekte ve ABD ordusunun hizmetindedir.

Projenin kurulu olduğu Alaska'da, 180 adet dev anten vardır. Bu antenler ile üretilen manyetik dalgalar, yetkililerin yaptığı açıklamalara göre; "Gelebilecek füzeleri havadayken imha etme, toprağın altında incelemeler yapma, denizaltı gemileriyle haberleşmeyi kolaylaştırma ve atmosferin durumuna müdahale etme" gibi işlevleri vardır.

HAARP PROJESİ NEREYE KURULDU?

Projede kullanılan frekans aralığı, 2.8-10 MHz arasıdır. Çıkış gücü ise resmi kaynaklarda 3.6 Gigawatt olarak belirtilmesine karşılık 10 Gigawatt'a çıkarılabileceği açıklanmaktadır. Bu enerji dünyadaki en büyük radyo vericisi ünvanını, tesise kazandırmaktadır. Böylelikle merkezin 1 saat boyunca çalıştırılması durumunda Hiroşima'ya atılan atom bombası kadar enerji ortaya çıkaracağı hesaplanmıştır.

HAARP, çok ilginç bir yerde konuşlanmıştır: Alaska-Gakona. Tesis, Gakona'da askeri üssün yakınlarında ve kimsenin girmediği özel bir alanda tesis kuruldu.

HAARP PROJESİ İÇİN NEDEN ALAKASYA SEÇİLDİ?

İki temel amacı vardır: Birincisi Alaska dünyadaki elektromanyetik kuşakların özel bir kesişim bölgesinde bulunmaktadır. Dünyanın elektromanyetik alanlarına müdahale edebilmek için en iyi yerdir. İkincisi ise insanlardan uzak, korunması kolay ve gözlerden mümkün olduğunca uzak bir yer olmasıdır. Gakona da yer alan bu merkezde 21 metre yüksekliğinde 180 adet kule üzerinde ''cross dipol'' anten inşa edilerek kuruldu.

PROJENİN FİKRİ TESLA'YA MI AİT?

HAARP projesi, ilk olarak Sırp asıllı ABD'li bilim adamı Nikola Tesla tarafından başlangıç düzeyinde oluşturuldu. Tesla, atmosfere düşük düzeyde manyetik dalgalar gönderilerek güçlü bir enerji oluşturduğunu keşfetti.

Tesla, yapay deprem deneyini New York'taki laboratuvarında gerçekleştirildi. 'Elektromanyetik Dalgalar'ın mucidi Tesla, bu dalgaları kullanarak 5 şiddetinde bir deprem yapmayı başardı. Tesla'nın başarısı New York Times'ta yayımlandı. Elektromanyetik dalgaların bilinmeyen etkileri yüzünden Tesla hoş karşılanmadı ve Tesla'nın önü kesildi.

TESLA ETKİSİ NEDİR?

Specula dergisinin Ocak 1978 baskısında, "Tesla Etkisi" adı verilen ve birçok bilim adamını inanılmaz bir şekilde etkileyen makale yayınlandı. Makaleye göre, belirli frekansların elektromanyetik sinyalleri Dünya'nın kendisinde sürekli dalgalar oluşturmak için Dünya'dan gönderilebilirdi.

DÜNYADAKİ EN BÜYÜK RADYO VERİCİ ÜNVANI

HAARP'ın kurulu olduğu bölgeye herhangi bir uçağın yaklaşması yasaktır. Elektromanyetik dalgalar üzerine çalışmalar yapılan bölge uçaklar için yüksek derecede tehlikelidir. Herhangi bir uçağın yaklaşması durumunda kurulu olan antenler faaliyetlerini otomatik olarak durdurmaktadır.

HAARP sistemi tam 180 kablodan oluşur ve toplamda 36 Milyon Watt enerji açığa çıkarır. Bu enerji, dünyadaki en büyük radyo vericisidir.

HAARP İLE NELER YAPABİLİR?

Yeraltındaki Enerji ve Maden yataklarını ortaya çıkarma,

İklimleri kontrol edebilme,

Suni Deprem oluşturma,

Radar ve Uyduları kontrol edebilme,

Nükleer patlama oluşturabilme.

Ozon tabakası ile oynanabilir,

Okyanus dalgalarını kontrol edebilir,

Kutupları eritebilir.

HAARP İNSAN ZİHNİNE NE YAPIYOR?

Proje, olası savaşlarda kullanılabilecek en önemli silahlardan biridir. Bu nedenle birçok ülke bu projenin çalışmalarının durdurmasını talep etti. Proje aynı zamanda canlılar üzerinde büyük kayıplara yol açmaktadır.

HAARP'ın ürettiği ELF sinyalleri, davranışsal, sinirsel bozukluklar, dokuda tahrip, katarakt, metabolizma değişiklikleri, bağışıklık sisteminin çökmesi gibi canlılar üzerinde tehlikelere yol açabilir.

HAARP DEPREMİ TETİKLEYEBİLİR Mİ?

Evet, iki şekilde tetikleyebilir. Birincisi; uygun frekanstaki elektromanyetik dalgalar yerin altına enjekte edilerek yapılabilir. İkincisi ise depreme hassas bir bölgede radyasyon yaymayan belli güçte nükleer patlama oluşturularak, fay hattının harekete geçirilmesi ile yapılabilir. Çatışma ölçeği teknikleriyle, dev sürekli dalgalar, hedeflenen bir yerde depreme sebebiyet vermek için kullanılabilir.

Fizik profesörü Georgiy Vasiliyev, HAARP projesi hakkında şunları söyledi:

''HAARP istasyonu tam güçle çalıştırıldığında, 1 saatte 3.5 megawatt elektrik enerjisi tüketiyor. 14 hektarı kaplayan 22 metrelik 180 dev anten üzerinde göklere yükselen enerji plazma kümesi oluşturuyor. HAARP çalıştırıldığı günden bu yana, Dünya'nın değişik bölgelerinde iklim anormalleri gözlemlenmeye başladı. Kar yağması gereken yerleri güneş kavururken, Afrika'da kar yağışları gözlemlenmekte. Bu tuhaf olgular genelde küresel ısınmaya fatura ediliyor. Ama bize göre anormallerin asıl sorumlusu Pentagon'un HAARP sistemidir." dedi.

HAARP'IN AMAÇLARI NELERDİR?

1- Atmosferdeki termonükleer araçları kontrol edecek elektromanyetik vuruşları gerçekleştirmek.

2- Denizaltılar ile haberleşmeyi kolaylaştırmak. Bu haberleşme ELF (Extremely Low Frequency) ve VLF (Very Low Frequency) dediğimiz 30 Hz - 30 kHz civarında çalışmaktadır. ELF'nin yan etkileri bilindiğinden mevcut ELF vericileri ile HAARP vericileri değiştirilmek istenmektedir.

3- Radar sistemlerini geliştirmek.

4- Çok geniş bir alanda ABD ordusunun haberleşmesini sağlamak.

5- Cray ve EMass süperbilgisayarlarının yardımı ile yer altının tomografik haritasını çıkarabilmek.

6- Petrol, doğalgaz ve mineral yataklarını tespit etmek.

7- Cruise füzesine benzer alçak irtifadan uçan füze ve hava araçlarını havada imha etmek. Sadece bunları yapması bile projenin ne kadar ileri bir seviyede olduğunu gösterir ki HAARP projesi karşıtı bilim adamları bu açıklamaları buzdağının görünen yüzü olarak değerlendirip, gerçeğin aslında çok farklı olduğunu dile getirdi.

ELF DALGASININ TEHLİKESİ NEDİR?

HAARP projesinde, güçlü vericilerin yaklaşan bir hava aracını algıladığı anda otomatik olarak kapandığı söylenmektedir. Gerçekte ise, HAARP tarafından yayınlanan ELF dalgaları üst atmosferin 'ayna' yansıtıcısına zıplamakta ve sonra da yeryüzüne geri dönerek HAARP vericilerinden binlerce mil ötedeki yerlere çarpmaktadır.

HAARP TESİSİNİN EN ÖNEMLİ CİHAZI

HAARP projesinin en önemli ve en meşhur cihazı, iyonosferik araştırma aracıdır. Bu cihaz, yüksek frekans bandında çalışan yüksek güçlü bir radyo vericisidir. Cihaz ile iyonosferin limitli bir bölgesi uyarılabilir. IRI adı verilen bu cihazlar ile iyonosferi anten gibi kullanarak düşük frekanslı elektromanyetik dalgalar yaratılabilir ve zayıf kuzey ışıkları benzeri parlamalar elde edebilir.

DEPREM ARTIŞLARI TESADÜF MÜYDÜ?

Dr. Peter Beter, Rusların 1977 yılında Filipinler'in çevresindeki denizlerin derinliklerindeki çukurlara fizyon fizyon süper bombaları yerleştirdiğini belirtti. Dr. Beter, Filipinler'in dev Pasifik Tektonik Tabakası'nda "anahtar kara" pozisyonunda olduğuna inanıyordu, iddiaya göre Rusya zaten daha önceden Pasifik Okyanusu'nun diğer bölgelerine depreme yol açabilecek güçlü denizaltı silahları yerleştirdi. Dr. Beter, kasıtlı olarak yapılan şeyin, gerilimin yüksek seviyelere ulaşabileceği Filipinler hariç, Pasifik tabakasındaki gerilimi azaltmak için olduğuna inanıyordu.

Bu teknik 1976'daki Tangshan depreminde kullanılmış mıydı? Washington Post'un 30 Ocak 1981 baskısında, 1979 yılında dünyada 56 önemli deprem olduğu ve 1980 yılında yıllık rakamın 71'e yükseldiği yazıldı. Tesadüfi bir şekilde, 1980 yılında hem Rusya, hem de Birleşik Amerika'daki ELF vericilerinde bir artış oldu.

HAARP ASKERİ BİR PROJE MİDİR?

ABD Hava Kuvvetleri ile donanması HAARP'ı birlikte idare etse bile, yetkililer HAARP'ın askeri amaçlar için tasarlanmadığını söylemektedir. Ayrıca üniversitelerin birliği tarafından geliştirilen bir araştırma tesisi olduğunu savunurlar. HAARP projesinin resmi sitesinde yer alan bilgilere göre, iyonosferik araştırmalar ile ilgili şu açıklama yapıldı. ''Teknolojik inovasyonların keşfedilmemiş potansiyeli bizlere yer altındaki objelerini tespit etme ile denizin ya da yerin derinlerinde iletişim kurabilmemiz konusundaki uygulamaları tavsiye etmektedir.'' denilerek projenin meşrulaştırılması istenmiştir.