İşte, “Abdullah bin Zeyd kimdir? Abdullah bin Zeyd nerede doğmuştur? Abdullah bin Zeyd ne zaman doğmuştur? Abdullah bin Zeyd nasıl Müslüman olmuştur? Abdullah bin Zeyd nasıl hicret etmiştir? Abdullah bin Zeyd nasıl evlenmiştir? Abdullah bin Zeyd’in cesareti, Abdullah bin Zeyd‘in hayatı, Abdullah bin Zeyd’in vefatı…” sorularının cevapları…

Hz. Abdullah Ensardan. Akabe Bîatına katılmıştı. Resulullaha bütün kalbiyle bağlıydı. Peygamberimizle birlikte bütün savaşlara iştirak etti. Çok büyük kahramanlıklar gösterdi. Mekke'nin fethinde, Hazreç Kabilesinden Hârisoğulları kolunun bayrağını taşıdı. Abdullah (r.a.), "Sahibü'l-Ezân" sıfatıyla tanınıyordu. Bu isim, namaz daveti olarak henüz ezan bilinmeden önce, onu aynen rüyasında gördüğü için verilmişti, Hadise şöyle olmuştu:

Hicretten hemen sonraydı. Namaz için "es-salatü câmi'a" denilirdi. Bunun yerine daha uygun bir şey bulmak maksadıyla Peygamberimiz Sahabilerle istişare etti, "Ben bütün Müslümanların birlikte namaz kılmalarını çok arzu ediyorum" buyurdu. Bunu temin için ne yapılması gerektiği hususunda fikirlerini sordu. Bazıları çan çalınmasını teklif etti. Peygamberimiz, "Hıristiyan âdetidir" diye reddetti. Bazısı, boru öttürülmesini teklif etti. Resulullah (a.s.m.), "Yahudi âdetidir" buyurdu. "Ateş yakalım" denildi. Peygamberimiz bunu da, "Mecusilerin âdetidir" diye kabul etmedi. Neticede bir şey üzerine karar veremediler. Oradan ayrılan Sahabilerden her biri, o gün bu meseleyi düşündüler. Bu düşünceyle yatan Hz. Zeyd, rüyasında yeşil bir şal ve peştamal bağlamış birisini gördü. Elinde de bir çan vardı. Hz. Zeyd, ondan çanı satmasını istedi. O zât, "Ne yapacaksın?" diye sordu. Zeyd (r.a.), "Namaz vakitlerini bildirmek için kullanacağım" dedi. O zât, "Ben sana daha hayırlısını tarif edeyim" dedi. Sonra da kıbleye döndü. Bugünkü şekliyle ezan okudu. İkinci olarak tekrar ettiğinde "Kad kameti's-salah" cümlesini ilave etti. Sonra da kayboldu.

Hz. Abdullah heyecanla uyandım. Hâlâ rüyanın tesirinden kurtulamamıştı. Uygun bir vakte kadar bekledi. Sonra da hemen Resulullahın huzuruna çıktı. Gördüğü rüyayı haber verdi. Peygamberimiz (a.s.m.), "Rüya haktır. O kelimeleri Bilal'e öğret okusun" buyurdu. Hz. Abdullah da ezânı Hz. Bilal'e öğretti. Hz. Bilâl yüksek bir yere çıkarak ilk ezânı okudu. Bunu duyan birkaç kişi daha gelerek aynı şeyleri kendilerinin de rüyalarında gördüklerini söylediler. Daha sonra ezânla ilgili olarak Resulullaha vâhiy geldi.

İşte, Hicretin birinci yılından günümüze kadar bir şeâir olarak okunan ezânın ilk başlangıcı böyle oldu. Bugün minarelerimizden günde beş vakit semaya yükselen ezan Hz. Abdullah'ın hatırasını yaşatmaktadır.

Hz. Abdullah cömertliği ile temâyüz etmişti. Peygamberimizle birlikte Veda Haccında bulundu. Bu hac esnasında elinde bulunan bütün mallarını, hayvanlarını sadaka olarak dağıttı. Kendisi sıkıntı içerisinde yaşamaya razı oldu. Hz. Abdullah, Hicretin 22. yılında Hz. Osman'ın hilâfeti sırasında vefat etti.

Allah ondan razı olsun.