Merkezi Strazburg'da bulunan AİHM'in Büyük Dairesi, Güney Osetya Savaşı ile ilgili 2009'da Rusya'ya karşı açılan, Gürcistan'ı haklı bulduğu davaya ilişkin yeni bir karar açıkladı.

Rusya'nın artık Avrupa Konseyi'ne üye olmamasının yargılanmasına engel teşkil etmediği belirtilen kararda, Güney Osetya ve tampon bölgedeki sivil ölümler ve çatışmalar sırasındaki yüzlerce ölümün yeterince araştırılmamış olması, en az 23 bin Gürcistan vatandaşının Güney Osetya ve Abhazya'daki evlerine dönüşünün engellenmesi gibi farklı gerekçelerle Rusya'nın 129 milyon avrodan fazla manevi tazminat ödemesine hükmedildi.

Mahkeme, tazminatın 3 ay içinde ödenmesini kararlaştırdı.

GÜNEY OSETYA VE ABHAZYA SORUNU

Gürcistan ordusu ile Rusya'nın desteklediği Abhazyalı ayrılıkçılar arasında 1992-1993'te 13 ay boyunca savaş yaşanmıştı.

Rusya ile Gürcistan arasında 2008'de Güney Osetya Savaşı olarak bilinen çatışmalar çıkmıştı. Savaşın ardından Rusya'nın desteklediği Abhazya ve Güney Osetya bölgeleri, Gürcistan'dan tek taraflı bağımsızlığını ilan etmişti.

Rusya, 2008'de bu iki bölgenin sözde bağımsızlığını tanımıştı. Gürcistan ise buna karşılık olarak Rusya ile diplomatik ilişkileri kesmişti. İki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kesilmesi sonrası arabuluculuk rolünü İsviçre üstlenmişti.

AİHM, 2008'deki Güney Osetya Savaşı sırasında Rusya'nın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin birkaç maddesini ihlal etmekle suçladığı karara ilişkin açıklamayı 21 Ocak 2021'de yayımlamıştı.

Mahkemenin elindeki delillere göre, Güney Osetya güçlerince Gürcü savaş esirlerine yönelik işkence ile çeşitli suçların işlendiği ve Rus güçlerinin bunu engellemediğinin ortaya çıktığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedilmişti:

"Her ne kadar Rus güçlerinin doğrudan katılımı her durumda açıkça gösterilmese de savaş esirlerinin Rusya'nın yetki alanına girmesi ile Rusya'nın da söz konusu esirlerle ilgili sorumlu olduğunu gösteriyordu. Rus kuvvetleri sahada olmasına rağmen bu tür muameleye (işkence) karşı önlem almadı."

Söz konusu kararda AİHM, Rusya'yı, Güney Osetya'daki etnik Gürcülerin güvenlik, özel ve aile hayatı ile mülkiyetini koruma, eğitim hakları ve hareket özgürlüğü ile ilgili uluslararası ilkeleri ihlal etmekle de suçlamıştı.