Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak aleyhine 81 il AK Parti Kadın Kolları Başkanları, AK Parti Kadın Kolları Genel Merkezi ve bazı kadın milletvekilleri ile KADEM yöneticilerinin açtığı“AKP’nin papatyaları” başlıklı yazıyla ilgili davada sıcak bir gelişme yaşandı.

ŞİKAYETTEN VAZGEÇTİ

AK Parti Nevşehir Kadın Kolları Başkanı Ayşe Bilgiç, avukatı Alper Aydemir vasıtasıyla UYAP üzerinden Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen 'AKP'nin papatyaları' davası hakkında “Şikayetten vazgeçme dilekçesi” gönderdi ve şikayetini geri çekti. Söz konusu geri çekilme dilekçesinde, “Yukarıda esas numarası yazılı mahkemeniz dosyasında, müşteki/katılan olarak sanıklara isnat edilen suç yönünden, şikayette bulunmuş olsam ve bu doğrultuda kamu davası açılmış ve mahkemenizde yargılama başlamış olsa da sanık/sanıklar hakkındaki şikayetlerimizden vazgeçiyoruz. Yukarıda kısaca açıklandığı üzere, sanık hakkında iş bu kamu davası nezdinde şikayetten vazgeçtiğimizi bildirir, vazgeçme beyanımız uyarınca işlem yapılmasını saygılarımla vekaleten arz ve talep ederim” ifadeleri yer aldı.

DİLİPAK:  DAHA ÖNCE DÜZCE DE GERİ ÇEKİLMİŞTİ..

Yaşanan gelişmeyle ilgili sorularımızı cevaplayan Dilipak, ''Nevşehir’den çekilme haberi, doğru yönde ileri doğru bir adım. Daha önce de Düzce çekilmişti. Ölenler var. Onlarla öbür dünyada karşılaşacağız. Bu dünyada helalleşmeyenlerin hesabı öbür dünyaya kalır. Onlara ve onlara bu işi yaptıranlar kimmiş o zaman göreceğiz.. Ben bu davada müşteki olarak yer alan il teşkilatlarının dörtte üçünün bu işe gönül rızası ile katıldıklarını düşünmüyorum. “Teşkilat disiplini” diye bir haksızlığa alet oldular. Geçmişte 28 Şubat kafalıların bir 312 General davası vardı. Bu iş de öyle bir şey. Bu iş hukuka da uygun değil, teamüllere de. Bu benden çok kendilerine zarar veren bir işe dönüştü. Bu yüzden babası tarafından azarlanan il başkanı hanımları biliyorum. Aile içinde, teşkilat içinde tartışma konusu olan bir durumun, bu kadar uzun bir süre hâlâ sürdürülüyor olması da ayrı bir garabet. Tam da bir başka garabet olan pandemi sürecinde, evlerde, özellikle beni tanıyan çevrelerde en çok konuşulan konuların arasında bu konu da vardır ve AK Parti’nin nereye gittiği konuşulurken, aile, gençlik tartışmalarında bu dava konusu konuşmaların omurgasını oluşturuyordu. Sonuçta yanlışın neresinden dönülürse kârdır. Yanlış hesap bir yerden döner. Hem hukuk hem de ceza davası, hukuken de malul bir şekilde başladı ve devam ediyor. Bu dava, bir zamanlar Türkiye’de ne olup bittiği, basın özgürlüğü ve yargının durumu hakkında bir turnosol kağıdı görevi görecektir. Ben bundan sonra da geri çekilmeler olmasını bekliyorum. Zaten davacıların bazıları vefat etti, bazıları görevden alındı, bazıları kendi ayrıldı ya da kongrede başkaları seçildi. Bu dava, davacıların kişisel kariyerleri, AK Parti için, gelecekte hatırlamak istemeyecekleri, hiç kimsenin içine sinmeyen bir olay olarak zihinlerde yer alacaktır. Bu dava ile AK Parti’ye zarar veren, Media'yı ve trolleri üstüme salanlar için, böyle bir iddianame ile bu davanın açılmasında rol üstlenenler için ise pek de onur duyacakları bir hatıra olmayacaktır. O gün söyledim, bugün de söylüyorum: AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler ve AKP’nin papatyalarından yakalarını kurtaramazlarsa, sonları ANAP’dan farklı olmaz. Bir takım holdinglerin pozitif ayırımcılık uygulayacaklarını açıkladıkları o bir takım fahişeler ve onların türevlerine karşı, bakalım bizim yeşil sermaye bu aileyi, toplumu ve gençliği ifsad eden çevrelere karşı bundan sonra ne yapacak!?” açıklamasında bulundu.