AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk’te katıldığı canlı yayında başta Suriye ile normalleşme süreci olmak üzere merak edilen konularda bilgi verdi, Partisinin tavrını anlattı.
Suriye ile normalleşmede izlenen yönetimi şöyle aktardı: "3 aşamalı bir yöntem var. Önce istihbarat, sonra MSB, sonra Dışişleri bakanları görüşecek. Aşama aşama olacak bu süreçler. En son Erdoğan ve Esad görüşecek. Şu an 1. aşamadayız diyebiliriz.”
Sunucunun “Daha önce de bu aşamalar oldu, biz artık Erdoğan Esad görüşmesini bekliyoruz” demesi üzerine Çelik, sürecin baştan başladığını şu sözlerle açıkladı:
“Bu yeni bir süreç, yeniden bu aşamalar olacak. Başka bir yerde buluşma üzerinde de çalışıyoruz. Bakanların eşlik ettiği bir çerçevede de olabilir. Bunlar üzerinde de çalışılıyor.”
‘ABD RAHATSIZ’
“Esad'ın beyanatları yumuşadı. Biz de pozisyonumuzu düzenledik. Kesin bir takvim aşamasında değiliz" diyen Çelik, görüşmeden rahatsız olanlarla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“ABD bu görüşmeden rahatsız, hatırlarsanız ilk görüşmemizde de Suriye'ye 'haydut devlet' diyorlardı. Türkiye görüştüğü için eksen kayması dediler. Biz de eksenimiz Ankara demiştik."
‘TÜRKİYE-SURİYE YAKINLAŞMASI PKK İÇİN KABUS’
"ABD'nin PYD'ye, Suriye PKK'sına desteği var. Suriye Türkiye yakınlaşması PKK için kabus demek. Terör örgütüne destek veren ülkeler normalleşme olmasın istiyorlar.
“Doğru formül Suriye'nin toprak bütünlüğü sağlamak hem de Türkiye'yi terör tehdidinden bertaraf etmek. Suriye irade koyduğunda her iki taraf için de kazan kazan olacak. Kendi göbeğimiz kendimiz keselim. Başka ülkelerin müdahalesine gerek yok. (Üçüncü ülkelerin arabuluculuğunu kastediyor.)
İKİSİ DE HATALI: HÜKÜMETE KARŞILAR DİYENLER VE HAKARET EDENLER
Çelik’in gündemi diğer konularla ilgili de değerlendirmeleri oldu. Kara Harp Okulu mezuniyetinde teğmenlerin yeminiyle ilgili tartışmalar konuşuldu.
Ankara'da konuyla ilgili ne konuşulduğunun sorulması üzerine Çelik, iki konunun gündeme geldiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Birtakım eski asker, siyasetçi, yazar, belli bir kesim, 'hükümete karşı genç teğmenler bir kalkışma içerisinde' gibi kodlamaya çalıştılar. Bunların birçoğuna baktığımızda, bunlar vesayet özlemleri dinmemiş olan aktörler. Dolayısıyla silahlı kuvvetlerinin tamamını hükümete karşı bir kalkışma içerisinde gösterme şeklindeki tavırdaki sorumsuzluk dikkati çekici. Bu son derece kötü bir yaklaşım. Bir de bunlara cevap vereyim derken, mezun olan bütün teğmenlere, askeri kesime dönük hakaret ifadeleri kullananlar oldu. Bu da doğru bir şey değil. Bugün Cumhurbaşkanımızın konuşmasında da var, Türk Silahlı Kuvvetleri gözbebeğimizdir, bunun içinde de disiplinsizliğe müsaade edilmez. Bu cümleyi alan, bu cümleyi ihmal ediyor. Kim hangi dünyaya kulak kesilmişse diğerine sağır durumu var. O zaman da mevzu tartışılmış olmuyor, mevzu üzerinden başka siyasi kapışmalar ya da başka hesaplaşmalar görülmüş oluyor."
‘ASKERLİK YÜZDE 100 DİSİPLİNLE OLMALI’
"Burada hassasiyet gösterilen konu, birincisi alternatif yemin meselesinin söz konusu ortaya çıkmasıdır. Askerlik bir meslekten çok bir hayat tarzı. Onu yüzde 99 disiplinle bile yapamazsınız, yüzde 100 disiplinle olacak. Yüzde 100 disiplin gerektiren bir konuda bu alanın düzenlenmesi gerektiği açıktır. Geçmişte yeni mezunların, bazı emekli askerlerin vesaire başka türlü motive etmeye çalıştığını, başka türlü kodlar kodlamaya, konumlandırmaya çalıştığını da biliyoruz. 27 Nisan sürecinde de gördük, başka zamanlarda da gördük. Herkesin bir de sosyal hayatı var, bir şekilde onları temel hiyerarşinin dışında motive etmeye, örgütlemeye çalışan girişimler...
‘BİRİLERİNİN HEMEN ORTAYA ATILMASI İNCELENECEK’
“Türkiye buna yabancı değil. Biz bütün bu çerçeveyi 360 derece görebilecek durumdayız. Buradan 'Antidemokratik bir ipucu mu çıkıyor? Bir hareketlilik mi var?' diyerek, hassasiyetini gösteren vatandaşlarımızın söylediği son derece saygıdeğer. Çünkü birilerinin hemen bu olay ortaya çıkar çıkmaz şu şekilde sosyal medyada ifadeler kullanması; 'Bu hükümete karşı yapıldı, hükümete mesaj verildi' gibisinden. Bu incelenmesi gereken bir konu ve bütün boyutlarıyla incelenecektir."
‘KASIT, İHMAL, DİSİPLİNSİZLİK İNCELENECEK’
Büyük çoğunluğu itibarıyla böyle bir mezuniyet töreninden sonra topyekun suçlamaya gitmenin, bununla ilgili çirkin ifadeler kullanmanın da doğru olmadığını söyleyen Çelik, "Demokratik denetim mekanizmaları işliyor şu anda. Sonuç çıktığında, MSB açıklamasında vardı; kasıt, ihmal, disiplinsizlik, bunların üçü ayrı şeyler, bütün bu bağlamlarda tabii ki incelenecek ve ona göre gereği yapılacak. Cumhurbaşkanımızın bugünkü açıklaması net bir şekilde ifade ediyor, antidemokratik bir motivasyonla hareket edenler olduğunun da tespit edildiği ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bu ayrıştırılarak, bununla ilgili düzenleme yapılacaktır, adım atılacaktır." dedi
Çelik, yemin okumada düzenlenmesi gerektiğini savundu.
ÖZGÜR ÖZEL’E YANIT: ATATÜRK DEDİĞİ İÇİN DEĞİL DİSİPLİNSİZLİĞE SORUŞTURMA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yaptığı açıklamalara işaret eden Çelik, şunları kaydetti:
"Sayın Özgür Özel demiş ki 'Atatürk diyen çocuklara soruşturma açıyorsunuz.' Bu yanlış bir açıklama. Bu çocuklar Atatürk dediği için bu soruşturma açılmıyor, buradaki disiplinsizlik unsurlarının tespit edilmesi için bu soruşturma açılıyor. Ben çok iyi hatırlıyorum mesela bununla onu mukayese etmiyorum da 27 Nisan'da muhtıra teşebbüsüne girildiğinde de o zaman o bildirideki şey neydi? 'Atatürkçü düşünceye uygun Cumhurbaşkanı' deniyordu. Bu askeri bürokrasinin işi değil ki? Burada tartıştığımız mesele o değil. Bu tartışmayı Atatürk ekseninde bir tartışmaya taşıdığınız zaman asıl mecrasından çıkarmış olursunuz, mesele konuşulamaz hale gelir veya yanlış konuşulur."
ERKEN SEÇİM OLACAK MI?
AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Çelik, Özel'in 2025 yılı için "erken seçim çağrısı" yapmasına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bir CHP Genel Merkezi'nde bir irade var, bir de belediyeler üzerinden yürütülen bir irade var. Bizi ilgilendiren tarafı şu; bu çatışmalar ve dengeleri gözetme faaliyetleri üzerinden meseleyi konsolide etmek için erken seçim tartışması gündeme getiriliyor. Seçimi niye yapıyoruz? Vatandaş diyor ki 'Ben merkezi iktidarda şu kadar süre veriyorum size. Şu işleri yapın.' Hemen seçimin akabinde erken seçim tartışması açmaya çalıştığınızda bu vatandaşın iradesine saygısızlıktır. Bizim açımızdan bir erken seçim tartışması yoktur."
YENİ ANAYASA
Çelik, yeni anayasa hazırlanması sürecinde AK Parti ve MHP'nin kırmızı çizgileri olup olmadığına ilişkin soruyu, "Tabii, devletin temel nitelikleriyle ilgili kırmızı çizgimiz var. Birisi bizim önümüze federasyon ya da özerklik gibi bir şey getirirse, bayrakla, başkentle, resmi dille ilgili bir şey getirdiğinde bunlar bizim kırmızı çizgilerimiz. Bunu söylüyoruz. Ülkenin bütünlüğü, demokrasinin, Cumhuriyet'in temel değerlerinin korunmasıyla ilgili... Burada mesele şu; temel değerlerin korunması kaydıyla siyaset alanındaki konuların müzakere edilmesi lazım. Burada da bir orta yol bulunabilir, birçok konuda bulunabilir. Ama hiç kimsenin kendi kafasındaki anayasayı Türkiye'nin anayasası olarak hayata geçiremeyeceğini görmesi lazım. Bu bir müzakere işidir. Bunun zemini de Meclis'tir." şeklinde cevapladı.
‘AKDENİZ’DE O KADAR SAVAŞ GEMİSİ VAR Kİ…’
Ömer Çelik, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin resmi ziyaretine ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu:
"Biliyorsunuz Mısır'a Cumhurbaşkanımız ziyaret yaptığında zaten bu çerçeve Gazze Savaşı'nın yine en sıcak günlerinden birinin ortasında yapılmıştı. Gazze gündemi var ama Türkiye, Mısır arasında çok daha büyük bir ikili ajanda da var. Ama daha önemli mesele Akdeniz'de artık o kadar çok savaş gemisi var ki, neredeyse balıkçı kayığı koyacak yer kalmadı. Her taraf savaş gemisi dolu Akdeniz'de. Burada iki büyük ülkenin, Türkiye ve Mısır'ın ortak politikalar geliştirmesi, bölgenin geleceği açısından da bu çatışma süreçlerinin doğru yönetilmesi açısından da son derece elzem."
YUNANİSTAN RAHATSIZ
Çelik, "Sisi'nin ziyaretinin Yunanistan'da rahatsızlık yarattığı"na dair söylemlerle ilgili, "Mısır'la ilişkilerimizin mesafeli olduğu zaman da Akdeniz'le ilgili konularda birtakım anlaşmalar imzalıyordu Yunanistan. Türkiye'nin boşluğunun kendi lehine değerlendirmeye, Türkiye-Mısır arasındaki ilişkinin soğukluğunu kendi lehine değerlendirmeye çalışıyordu. Ama enteresandı. O zaman bu açıklamayı da yaptık. Aslında Mısır'la Yunanistan arasındaki o çerçeve Mısır'ın da aleyhine olan bir şey. Türkiye'yle bu anlaşmaları yaptığında bu sahalar açısından daha büyük bir alana kavuşuyordu Mısır. Yunanistan'la yapınca daha küçük bir alana dönmüştü bu iş. Şimdi iş mecrasına oturuyor hem Türkiye hem Mısır açısından. Bu açıdan da bakıldığında bir kazan kazan ilişkisi." ifadelerini kullandı.