Marina Abramovic'in Akış-Flux adlı sergisini gündeme getirmemizin ardından sergi bitti ve aradan aylar geçmesine rağmen serginin reklamının halen daha Sabancı Kuleleri'nde yapılması dikkatlerden kaçmadı. Sabancı Holding bünyesindeki Akbank'ın Abramovic sevgisinin arkasında nelerin yattığı merak konusu olmaya devam etti. Son olarak OdaTV'nin Hürrem Elmasçı mahlaslı yazarının da dikkatini çeken sergi kafaları karıştırmaya devam ediyor.

İşte Elmasçı'nın söz konusu yazısı:

Birkaç gündür İstanbul’dayım canım. E, torunlar da sağ olsunlar gezdiriyorlar...

Sakin saatleri tercih ediyoruz malum korona belası bitmedi gitti.

Gözüm etrafta tabi benim; özlemişim de İstanbul’u. 

Levent’te trafik sırasında bir binada kocaman afişi görünce meraklandım!

Yüzü tanıdık geldi ama çıkaramadım da...

“Marina Abromovic” dedi benim ortanca torun. Performans sanatçısıymış!

Hayır, yaşı da var kadının yakın mı gördüm kendime nedir? Bu korona günlerinde coştum birden. Gitsek mi dedim de, “Pek senlik değil Hürrem Sultan, hem geçti zaten aylar önceydi” dedi.

O koca afişler niye durur hala pek anlam veremedim ya...

Neyse...

Takıldı kafama, sordum “niye öyle dedi” diye de konuyu değiştirdi; durur muyum? Eve gelir gelmez geçtim bilgisayarın başına...

Ayol, bir yaşıma daha girdim ya!

Pes vallahi...

Onca yıllık sanat severim; ben böyle sanat görmedim... 

MİLLİ KAHRAMAN BABA EVİ TERK EDİYOR

Marina, 1946 yılında Belgrad’ta doğmuş. Babası 2.Dünya Savaşı'nda milli kahraman madalyası almış sonra da evi terk etmiş. Annesi Belgrad’da Devrim ve Sanat Müzesinin müdürü.

1965-70 yılları arasında Güzel Sanatlar okuyor.

Hatta, enteresan geldi... Josip Broz Tito çok desteklemiş sanatını icra etsin diye...

Gençler bilmez, bir dönemin en mühim siyasetçilerindendi!

Neyse... Birkaç sene sonra da aşık oluyor Ulay adında bir delikanlıya! O da performans sanatçısı...

E, güzel diyeceksiniz de...

Enteresan bir çift oluyorlar lakin!

“Breathing in/ Breathing out”adlı bir performansları var mesela. Sadece öpüşerek birbirlerinin ciğerlerindeki hava ile nefes almışlar...

Ayol, bunu Türkiye’de mi yaptılar diye düşündüm önce?

Baktım... Buradaki sergiymiş zaten; videolar, eski görüntüler, belgesel vs.

Daha durun, bitmedi... 

marina abramovic çıplak-1

Mesela... “Imponderabilia” diye bir gösterileri var vakti zamanında; bu sevgilisi Ulay ile müze kapısı eşiğinde çırılçıplak karşılıklı duruyorlar, müzeye giren ziyaretçilerde o eşikten geçiyor. Aralarından geçiyorlar yani...

Bu nasıl sanat yahu? Hayır, açıklaması ne derseniz? İki aşık arasında, hayatlarında bir eşik olup olmamasıymış!

Bu Marina New York’taki bir galeride 12 gün boyunca yemek yemeden, tuvalete gitmeden, konuşmadan bir galeride de yaşamış. Çok detaya girmeyeyim şimdi!

ÇİN SEDDİNDE RUHSAL YOLCULUK

Gel zaman git zaman... Ülkeleri geziyorlar, performans sergiliyorlar ve Marina sevgilisi Ulay ile Çin’e de gidiyor.

Sene 1989...

Güya... Ulay’ın ihanetini öğreniyor da oracıkta ayrılmaya karar veriyor... Çin’de.  

Ayrılıkları da bir enteresan lakin. Spiritüel bir ayrılık olsun istemişler... Vallahi bana pek inandırıcı gelmiyor ya. Ayol ayrılık ayrılıktır. Vur kapıyı çık değil mi?

Yok... Bunlar öyle yapmıyor; Çin seddinin iki ayrı ucundan yürümeye başlayıp ortada buluşuyorlar; birbirlerine son kez sarılıp öyle ayrılıyorlar...

Şimdi sıkı durun şekerim; izlemiş olabilirsiniz? Birkaç sene evvel bir video vardı; bir masada oturan bir yaşlı kadın...

İşte o kadın Marina!

Yıllar önce ayrıldığı eski sevgilisi çıkıp karşısına oturuyordu da öyle birbirlerine bakıp gülmeler, yanakları ıslanmalar; hüzünlü, kederli bakışlar vs. O adam da Ulay! Haberi yoktu diyorlar...

Vallahi ne yalan söyleyeyim ben de pek etkilenmiştim zamanında o videodan, içim acımıştı da ne kadar gerçekti şimdi bilemem tabi.

Velhasıl... Böyle ilginç bir kadın yani...

marina abramovic-1

KEMİKLERDEN ETLERİ SIYIRIYOR

Bu Marina...

Bilincini kaybedene kadar ezber mi yapmamış? Sesini kaybedene kadar çığlık mı atmamış?

Venedik’de Bosna Savaşı’nı protesto etmek için meydanda kemiklerden etleri mi sıyırmamış? Ağır ilaçlar almış bir dönem benden duymuş olmayın...

Ne diyordum sahi? Yaz aylarıydı herhalde ki, sıcakta nasıl ağır bir kokuydu diyorlar izleyenler! O derece...

KAMÇI, TESTERE, MERMİ

Bir keresinde...

Masa yanında sandalyede oturuyor Marina; hiç konuşmuyor yine... Neler var masanın üzerinde?

Bıçak, sopa, kamçı, şarap, testere, kibrit, mermi, gül, parfüm vs.

Onları kullanarak izleyicilerin kendisine ne isterse yapabileceğini söylüyor... Ve Marina ne yapacaklarına asla karışmıyor; hiç itiraz da etmiyor...

Bir ara perdeleri yakmış birileri boğuluyormuş. Çırılçıplak tabi bu arada, dayak yiyor, işkence görüyor. Kimi gül atıyor; kimi şarap ikram ediyor.

Oyunun sonunda da hiç kusura bakmayın yani; biri silahı çekip tam ateş edecekken performans bitiyor ve sanatçı çığlık atmaya başlayıp izleyicilere saldırıyorsa o bir oyundur...

Doğaçlama değil, kurgudur şekerim...

Velhasıl... Benim sanat anlayışım da çok başka...

Artık siz buna şiddetle yüzleşmenin sanatsal yansıması mı dersiniz ben bilmem...

KANLI HAYVAN KEMİKLERİNİN ÜZERİNDE OTURUP KEMİKLERİ FIRÇALADI

Hatta... 1970’lerde “Balkan Baroque” diye bir performansı var 4 gün boyunca Bodrum katındaki bir mekanda kanlı hayvan kemiklerinin üzerine oturup fırçayla kemikleri temizlemiş....

Bu... Savaşlara dikkat çekmek için yaptığı bir performans imiş!

Niyet iyi diyeceksiniz şimdi de pek de öyle değil...

Gene benim torunlardan biliyorum; Rapçi Jay-Z! Beyonce’nin kocası bu. Pek meşhurlar, dünya yıldızı ikisi de...

Bir klibinde oynamış bu. Her şey hoş güzel, aradan geçmiş iki sene... Yok efendim Jay-Z beni kullandı da, şöhretimi kıskandı da falan da filan...

Ayol ben bile tanıyorum adamı seni niye kullansın ki? Senden daha şöhretli! Hem aradan o kadar zaman geçmiş, ne oldu, ne değişti?

pizzagate

PİZZAGATE SKANDALINDA ADI GEÇİYOR

En fenası da şekerim, PizzaGate skandalına adı karıştı!

Bu ABD’de Cumhuriyetçilerin adayı Biden’de öyle, pedofili vukuatları var diyorlar, ne resimler çıktı, kimler kimler konuştu...

Hatta şimdi yardımcısı yaptı, Kamala Harris, adama geçen seçimlerde sapık, pedofili, tecavüzcü demişliği var da şimdi can ciğer kuzu sarması! E, siyaset işte, unuttu hakaretleri...

Şimdi dünyayı kurtaracaklar ya!

Uzatmayayım...

Eski başkana gideyim şimdi...

Bill Clinton zamanında bu Marina Abromovic’e baya yüklü paralar filan hibe etmiş... Niye bilmiyorum! Sanata destek herhalde?

Hayır; fon filan olaydı hadi derdim de kişisel hesaplar filan biraz karışık yani!

Hatta... Eşi Hillary ve John Potesta da (Kampanya menajeriydi bu) Marina Abromoviç’in özellikle “Spirit Cooking” adlı gösterisinin müdavimleri... Spirit Cooking ruh pişirme demek şekerim...

2016’da sızan WikiLeaks belgelerinde Hillary Clinton’ın John Podesta ile Marina Abramović arasındaki yazışmalarda “Ruh Pişirme” adını verdiği ritüeller yaptığı ortaya çıktı.

PizzaGate ayinleri meşhurdur; neler var neler...

İşte... Spermlerin anne sütüyle karıştırılması...

13 bin gram kıskançlık eklenmesi...

marina abramovic sperm anne sütü

Domuz kanıyla resimler yapılması, çizimler filan...

E, temel “hermetik” kavramlar olunca işim içinde tabi, Cumhuriyetçiler de sonra “Bunlar satanist” dedi.

Artık siyasi bir çamur atma mı? Sahiden de işler karışık mı ben bilmem...

Velakin...

Benim torun haklıymış: Bunlar hiç benlik sanat değilmiş...

Anlamadığım; koca bir banka bu kadını neden Türkiye'ye davet etti?