Kurban meselesinde olduğu gibi, fetva olarak vacip veya sünnet hükmü verilen ibadetleri küçümsemek veya reddetmek -Allah muhafaza- dinden çıkartır. Bir ibadetin fıkıhtaki hükmü İslami teknik boyutunu gösterir ancak aynı konu İmani olarak mutlak bir kabul gerektirir.

Bu kesin ve keskin girişten sonra, anlamak isteyenler için genelde ibadetlerin hikmetleri üzerinden ama çoğunlukla akıllarına göre birtakım iptal ya da değiştirme girişimlerine kısa bir cevap vermeye çalışacağım.

İbadetlerin hikmetini anlamak değerli bir iştir, ancak şimdikiler ibadeti ortadan kaldırmak için bahane haline getiriyorlar. Kurban, ne et yemek ne yoksul doyurmak için kesilir. Ne İsmail bulmak zorundasın ne de başka bir şey; düz ve sadece Allah kurban kesin dediği için kesilir.

Aynı şekilde ibadetin sonucunda elde edilen dünyalık fayda da ibadetin sebebi ya da hikmeti değildir. Namaz kılan egzersiz yapmış, oruç tutan sağlıklı kalmış olabilir ama bunlar ibadetin sebebi ya da hikmeti değil faydasıdır. İbadetler Allah emrettiği için ifa edilir.

Dünya kurulalı beri Allah’ın dini ve emirleri hep birileri tarafından çarpıtıldı ya da istismar edildi. Ama bu da imtihan dünyasının bir gerçeğidir ve asla ibadetlerin sorgulanmasına bahane edilemez. Hiçbir ibadet; kaldırılamaz, değiştirilemez, sorgulanamaz, hafife alınamaz.

Din dediğimiz şey tam olarak budur. İsteyenin kafasına göre değiştirdiği, hoşuna gidenleri yapıp kafasına yatmayanları attığı, zevk ve yaşantısına dokunmayan, duygularını incitmeyen, etliye ve sütlüye karışmayan şey, iman edilen bir din değil oyuncak edilen bir efsane olur.

Kurban için yapılan “kendi İsmail’ini bul, onu kes” yorumu tuhaflıkta ilk sırayı alır herhalde. Safa ile Merve arasında say yaparken oğlumuza su mu arıyoruz, Mina’da şeytan taşlarken şeytanı mı görüyoruz? Sembolleşen imtihanlardan ibadet menasikine dönen şeyler bunlar.

Hep bu edebiyatçı tayfa yaktı insanların beynini ve akılcılara ibadetlerin hikmeti sandıkları konuları bir şekilde aşma ihtimali verdiler. Hayır efendiler, kıyamete kadar o koç kurban edilecek, siz beyin lüksünüzü alternatif üretmek için boşuna yoruyorsunuz.

Kafanıza yatmayan ibadetleri değiştirme ya da değiştirilmesini teklif etme hakkınız ve yetkiniz bulunmuyor. Bu dine iman ediyorsanız bu ibadetleri kabul edip, ifa edeceksiniz. İnanmıyorsanız da saygı duyacak ve sesinizi kısacaksınız. Hani o meşhur inanç hürriyetimize saygı kapsamında susacaksınız.

Dinimiz ya da ibadetlerimizle alay edenler, saygı duyulma haklarını kaybederler. Dinimizi ya da ibadetlerimizi değiştirme veya iptal etme gibi saçmalıklara tevessül edenler bu dinden olma sıfatlarını kaybedeler. Görecekleri muamele de buna göre olur.

Kurban şöyle de olur, oruç bu şekilde olabilir, namaz olmasa da olur diyenlere verilecek tek cevap vardır: Bu din inananlara hitap eder, kendinize başka oyalanacak bir şeyler bulun…