AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik canlı yayında açıklama yaptı.

Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:

AB'nin Türkiye rapor örgütüne buradan seslenmek isterim. Kendisinin doğrudan yanlış aldıkları konular var. Diyarbakır Anneleri'ni de gündemlerine almalarını istiyoruz. Ama şimdiye kadar uluslararası kurumların gündemine Diyarbakır Anneleri'nin girmemiş olması dünyanın en büyük ikiyüzlülüklerinden bir tanesidir.

Devletlerin yaptıkları insan haklarını gündemine aldıklarını söyleyenler DEAŞ örgütünün yaptıkları insan hakları ihlallerini gündemine alıyorlar. PYD/PKK, FETÖ örgütlerini ama gündemine almıyorlar.

Türkiye ile yazılan raporlar açısından Diyarbakır Anneleri'nin evlat nöbetlerinin, koyduğu durur bütün raporlar açısından samimiyet testi olacaktır.

RUSYA'NIN 4 BÖLGEYİ İLHAKI
Ukrayna krizi konusunda yeni bir aşamaya geçildi. Olumsuz bir aşama. Rusya'nın Ukrayna'nın belli bölgelerini ilhak etmesiyle barış umutları daha da belirsiz bir zamana ötelenmiş oldu. Türkiye Kırım'ın ilhakından bu yana ilkeli duruşunu devam ettiriyor. Şu anki ilhakı da reddediyoruz.

200 savaş esirinin takasında Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu duruşu takdir ediyor. Önemli bir aşamaydı. Ama maalesef bu ilhak nedeniyle barışla ilgili durum biraz daha ötelenmiş duruyor. Türkiye'nin ateşkesin sağlanması için ortaya koyduğu diplomatik irade dışında bir başkaları tarafından bir irade yok.

Ülkelerin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine ilkesel çerçevede sahip çıkıyoruz, önem veriyoruz. Savaş hiçbir şeyi çözmez. Acı yıkım, insanlar için büyük kayıplar getirir. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu bu iradeye herkesin destek vermesini istiyoruz. AB her zaman diplomasinin, sorunların masada çözülmesinin altını çizen bir birikime sahip. Ama Türkiye'nin verdiği diplomasiye geride kalmışlardır. Türkiye'nin konuşabiliyor olması, görüldüğü gibi tahıl koridorundan esir takasına kadar bir olumlu gelişmelerde merkezi rol oynamıştır.

ATİNA'NIN PROVOKATİF ADIMLARI
Bazı müttefiklerimizde, ABD, Yunanistan'daki üslere silah yığarken genelde şöyle argümanı ifade ediyorlar. Rusya'nın saldırgan politikası... Bu çok anlamlı bir tablo üretmiyor. Yunanistan bu elde ettiği desteği, Türkiye'yi tehdit ve taciz etmek için üretiyor. Yunanistan'a bu desteği verenlerin, gereken tavrı da alması gerekiyor. Ege'de Akdeniz'de bu şekildeki hesapsız silah desteğinin Yunanistan'ın devlet politikası ele alındığında ne NATO için ne de bölgenin barışı için olumlu sonuçlar ele almayacaktır. Bu silahları verenler bu üsleri kuranların Yunanistan'a hukuk konusunda hiçbir uyarı yapmadığını görüyoruz.

Şöyle bir yalan düzeni tutturmuş Yunanistan. Avrupa'ya yönelik anlaşmalardan sadakatten söz edip bu konuları açıyor. Ama Ege ve Akdeniz'de her türlü sorumsuz davranışı ortaya koyuyor.

AB'nin gözü önünde Yunanistan, Ege'de insanları, göçmenleri kadınları çocukları öldürüyor. Bundan daha vahim bir tablo olabilir mi? Nereden bahsedeceksiniz vicdandan, hukuktan. AB'li olmayan birisinin insan hakları ihlal edildiğinde... Hele AB üyesi ülke, kadınları çocukları öldürdüğünde niye sesiniz çıkmıyor. Bu açık bir şekilde katliama göz yummaktır.