Allah, yüce devletimize ve kadirşinas milletimize zeval vermesin; dilimizden eksik etmememiz gereken ne güzel bir duadır. Düşmanı bol bu topraklarda yaşamak ruhumuzu daima diri tutan, acılara dirençli kılan, gücümüze güç katan ve kolay kolay yıkılmayacak olmamızı sağlayan alınyazımızdır.

"Ahir zamanda değişik inançlar çıkınca, koca karılar gibi inanın."

İmam-ı Süyuti, Cami-us-Sagîr / İmam-ı Gazali, İhya

Bu toprakların nur yüzlü dedeleri ve ninelerinin dillerinde, vatanlarına dair dualar eksik olmaz. Başkaca milletlerin böyle alnı nasır tutmuş ve dillerinden şükür eksik olmayan ihtiyarları yoktur. Bu vesile ile hatırlatalım; huzurevlerinde bir köşede unutmamak gerek ihtiyarlarımızı. Çocuklar dedelerinden, büyükannelerinden, nenelerinden, büyükbabalarından uzakta yetişmemelidirler. Modern çağın anne babaları, iş güç arasında ruh sağlıklarını depresyon ve panik atak hastalıkları ile tüketirken, anti depresanlarla şifa ararken dertlerine, çocuklarına sağlıklı "bencil" benlik kazandırmak için bol bol psikoloji kitapları okurken, televizyonlarda uzman konukları pür dikkat dinlerken, aslında sevginin, birlik ve beraberliğin, dostlukların erdemini ıskalamaktayız. Artık evlerimize tanrı misafirleri konuk olmuyor. Bilirim ve hiç unutmadığım hatıralarımdan birisidir; çocukken gecekondu evimizde mutlu mesut otururken devlet demiryollarında çalışan babam, gece 3'te istasyonda kalmış ihtiyar nineler ve dedeleri evimize getirirdi. Gaz lambası yanardı, sofrayı kurardı annem, biz de çaktırmadan uyanırdık.

"Sonra onu şekillendirip, ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!"

(Secde, 9)

Televizyonlarda son dönemlerde koca koca ilahiyatçılar “öze dönüş”, “Kur’an'a dönüş” fetvaları verirken, insanı sadece düşünen bir varlık olarak ele almaktadırlar. İnsan zeka değildir, insan ego değildir. İlahiyatçıların bu anlamda egolarımıza ve zekamıza üfledikleri bilgiler, sadece egolarımızda şişkinlik yaratmaktadır. Kibirden öte bir netice vermeyecek olan bir yöntem olarak bizi şeytanın tuzaklarına, oyunlarına açık hale getirmektedirler. Bu anlamda ilahiyatçılar insan konusunda yanılmaktadırlar; insan kültürel bir varlıktır aynı zamanda. İnsanın gerçek anlamda özü, kültüründen doğmaktadır.

Kültürümüzün temel direkleri olan ihtiyarlarımızı huzurevlerine hapsettikçe, kaybettiklerimizi hiç anlayamayacağız. Ruhumuzun içten içe nasıl çürüdüğünü hiçbir zaman anlayamayacağız. Çocuklarımızdan şikayet edip duracağız. Şimdiki zaman çocukları çok yaramaz, söz

dinlemiyor diyeceğiz. Anne babalar ellerinde ilaç şişeleri ile çocuklarının peşinden koşacak; dikkat dağınıklıklarını düzeltmek için nafile bir çaba içinde olacaklar.

Büyüklerimizin hayır ve duaları, sevgi dolu yürekleri, öpülen elleri ilaçlardan daha şifalıdır. Çocuklarımızı bu sevgiden mahrum bırakmamak, her anne babanın kutlu görevi olsa gerek. Allah; patron, müdür, siyasetçi değildir. Allah, bir tek olan ilahtır.

سُولُ اللهْرَ هَ اِلَّا اللهْ مُحَمَّدٌلَا اِلَ

Lâ İlâhe İllallâh, Muhammedun Rasûlullah

"Allah'tan başka İlah yoktur. Hazreti Muhammed (s.a.s.) Allah'ın Resulüdür."

[email protected]

Psikolog www.huseyinkacin.com