Son “silahlı” Fransız askerinin Antep’i terk etmesinin üzerinden 99 yıl geçtiği bugün, o devirde gastronomi kültürünü yokluk ve savaşla birleştirip “sahan bombası” keşfini yapan ecdadı hayırla yad ediyorum.

Tabi şimdi gastronomi denilince aklımıza envai çeşit Antep yemeğinin gelebiliyor olmasını; o günlerde, kazanlarla, kepçeler ve sahanlarla direnen kahramanlara borçlu olduğumuzu unutmamız gerekiyor.

Bu süreçte, Antep’e 11 ay boyunca bırakın cephaneyi, bir lokma ekmeğin bile giremediği muhasarada, yokluk ve kıtlıkla, açlıkla yapılan direnişin sürdürülmesi, akla hayale gelmeyecek yollarla, savaşa devam etmeye çalışılması, unutulmaması gereken bir kahramanlık hikayesidir.

Mağaralarda, düşmanın attığı mermi çekirdeklerini eritip yeniden kurşun üreten; ellerinde barut kalmayınca, söğüt ağacı kömürünü kükürtle karıştırıp “kara barut” üreten; yiyecek bir şey kalmayınca, acı badem çekirdeklerini el değirmenlerinde öğütüp ekmek üreten; kahramanlık ve yiğitlik üreten; direniş ve zafer üreten bir halk, her türlü saygıyı ve takdiri çok fazlasıyla hak ediyor.

Bu vesileyle, kahramanlarından olaydan sağ çıkan olmadığından gerçek detaylarını bilemediğimiz, ancak bazı anlarına şahit olan köylülerin ya da katil Fransızların anlattıkları kadarıyla bildiğimiz vebatının “savaş hukuku” anlayışının göstergesi, “Dokurcum Değirmeni Katliamı” ve Şahin beyin direnişinin hikayeleri nesilden nesle aktarılması gereken destanlardır.

Bu noktada, şehrin bir çok yerinde hala korunan Fransız kurşunlarının yaraları kadar Gaziantep Savaş Müzesi, bu şehre ne için gelmiş olursanız olun, uğramadan geçmemeniz gereken bir mekan. Hele burada yaşayanların kesinlikle ziyaret etmeleri ve tarihlerine yakın gözlüklerle bakmaları gereken bir müze. Öyle kuru bir kelime olarak müze deyip geçmemek ve aslında müzeden çok fazlası olduğunu fark etmek gerekiyor.

Tam da bugün açılan Panorama 25 Aralık Müzesi de tarih bilinci ve gelecek kurgumuza büyük katkılar yapmasını beklediğimiz eserler arasında yerini almış bulunuyor. Umarım salgın ve tedbir şartlarında ziyaret etme imkanı bulabiliriz.

Bu vesileyle işgallerin ve direnişlerin şehri Gaziantep’in yani Osmanlı’nın Halep vilayetine bağlı Ayıntab’ın, o günlerini bir kere daha hatırlamakta fayda var.

Antep Savunması Kronolojisi:

15 Ocak 1919 İngiliz işgali

29 Ekim 1919 Fransız işgali

5 Kasım 1919 Fransız ordusu gönüllü Ermeni birliklerinin Antep’e girişi

23 Kasım 1919 Cemiyeti İslamiye’nin işgale karşı büyük mitingi

20 Ocak 1920 Karayılan’ın Karabıyıklı zaferi

21 Ocak 1920 Şehit Kamil hadisesi

3 Şubat 1920 Şahin Bey’in 1. Kertil zaferi

18 Şubat 1920 Şahin Bey’in 2. Kertil zaferi

28 Mart 1920     Fransız taarruzu ve Şahin Bey’in şehadeti

1 Nisan 1920 Antep muhasarasının başlaması

3 Nisan 1920 Düztepe işgali

16 Nisan 1920 Hacıbaba işgali

17 Nisan 1920 İbrahimli işgali

26 Nisan 1920 Mağarabaşı savaşı

2 Mayıs 1920 Kurbanbaba taarruzu

22 Mayıs 1920 Karayılan’ın Sarımsaktepe zaferi

24 Mayıs 1920 Karayılan’ın şehadeti

10 Eylül 1920 Çınarlı Camii direnişi

14 Ekim 1920 Çınarlı zaferi

1 Aralık 1920 Büyük Fransız taarruzu

18 Aralık 1920 Fransız taarruzu geri püskürtüldü

1 Ocak 1921 Antep’te açlıktan ölümler başladı

7 Şubat 1921 Huruç taarruzu başarısız oldu

8 Şubat 1921 Antep düştü

Gaziantep savunması 11 ay sürdükten sonra açlık yüzünden sona ermiştir. Savunma süresince Fransızlar şehre 70.000 civarında top mermisi atmış, 6.317 Antepli şehit olmuş, en Az bir o kadarı yaralanmış, evlerin üçte biri yıkılmıştı.

25 Aralık 1921 Fransızlar, Ankara Anlaşması gereği Antep’ten ayrıldı.

8 Şubat 1921 TBMM kararıyla Antep’e gazilik ünvanı verildi ve şehrin adı Gaziantep olarak değiştirildi.