Son günlerde yaşanan aşı zorunlu olacak mı? Olmayacak mı? tartışmalarında Başkan Erdoğan her fırsatta 'zorunlu' aşıdan yana olmadığını belirtmiş ancak, Fahrettin Koca dün Bilim Kurulu toplantısının ardından yaptıı açıklamada; "Aşı programımız bugüne kadar tercih ve teşvik konusuydu. Artık eğitim ve iş hayatının devamı sebebiyle her bir vatandaşımız için tercihe bırakılamayacak toplumsal bir ödev olmuştur." ifadelerini kullanmıştı.

Bu ifadelere kamuoyu büyük tepki gösterirken, açıklamaların hukuki bir zemine dayanıp dayanmadığı merak konusu oldu.

Habervakti.com olarak yaptığımız araştırmalarda, Anayasa Mahkemesi'nin 2015 yılında verdiği bir kararda: 'Aşı zorunluluğu olamaz.' kararına ulaştı.

İşte konuyla alakalı Anayasa Mahkemesi'nin 2015 yılında aldığı kararın detayları:

Anadolu Ajansı'nın 2015 tarihli bir haberine göre, Anayasa Mahkemesi, "zorunlu aşı" kararının gerekçesinde, aşının bireyin fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne bir müdahale olduğunu, devletin bu hakkı gözetmek zorunda olduğunu vurguladı.

Devletin sadece keyfi müdahaleden kaçınmasının yetmeyeceğini işaret eden Anayasa Mahkemesi, "Bu hakka saygıyı sağlamaya yönelik tedbirlerin alınması zorunludur" dedi. Mahkeme aksi halinde, "Rıza verilmeyen müdahale türlerinin gündeme gelmesi muhtemeldir" tehlikesine işaret etti.

Anayasa Mahkemesi'nin Uşak'ta bir ailenin rızasına aykırı şekilde çocuklarına bebeklik dönemi aşılarının yapılması yönündeki yerel mahkeme kararında hak ihlali bulunduğuna dair hükmünün gerekçesi, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Yüksek Mahkeme, insan haklarına ve devletin bu haklara saygı yükümlülüğüne ilişkin ders niteliğindeki gerekçelerini paylaştı.

Karara göre, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Uşak İl Müdürlüğü, H.S.A. isimli çocuğun bebeklik dönemi aşılarının anne ve babası tarafından yaptırılmadığı gerekçesiyle çocuk hakkında sağlık tedbiri uygulanmasını istedi. Sivaslı Asliye Hukuk Mahkemesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun ilgili hükümleri gereğince çocuk hakkında sağlık tedbiri uygulanmasına karar verdi.

Bu karara yapılan itiraz Uşak Aile Mahkemesince reddedildi. Bunun üzerine aile, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Anayasa Mahkemesi, başvurucunun maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Anayasa Mahkemesi ayrıca yeniden yargılama yapılmasına hükmetti.

Kararda, özel yaşama saygı hakkı kapsamında korunan hukuksal çıkarlardan birinin de bireyin fiziksel ve ruhsal bütünlük hakkı olduğuna işaret edildi. Bu hak kapsamında devletin yükümlülüğün, sadece belirtilen hakka keyfi müdahaleden kaçınmakla sınırlı olmadığı anlatılan kararda, bu yükümlülüğün özel hayata saygıyı sağlamaya yönelik tedbirlerin alınmasını zorunlu kıldığı ifade edildi.

Vücut bütünlüğüne ilişkin hukuksal çıkarların da özel hayata saygı hakkı kapsamında güvence altına alındığı belirtilen kararda, "Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik olarak tanımlanan maddelerin vücuda verilmesi şeklindeki aşı uygulamasının müdahalenin boyutundan bağımsız olarak vücut bütünlüğüne bir müdahale oluşturduğu açıktır" denildi.

"Rıza verilmeyen müdahalenin de gündeme gelmesi muhtemel olur"

Söz konusu düzenlemenin, somut başvuruda olduğu gibi doğan her çocuğa belirli bir yaş periyoduna bağlı olarak ve ebeveynin rızası hilafına, ilgili idarece belirlenecek her türlü aşının tatbiki yetkisi verildiği şeklinde anlaşılmaması gerektiği vurgulandı. Kararda, "Aksinin kabulü halinde uygulanacak tıbbi müdahalenin tür ve kapsamı belirsiz olacak şekilde, rıza verilmeyen müdahale türlerinin gündeme gelmesi muhtemeldir. Bu kapsamda somut başvuru açısından 5395 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerinin, başvuruya konu müdahalenin kanuni temelinin ihtiva etmesi gereken unsurlardan olan öngörülebilirlik niteliğini taşımamaktadır" ifadelerine yer verildi.

"Bakanlık genelgesi yeterli değil, kanun hükmü yok"

Öte yandan, kararda, Anayasa Mahkemesine, Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumunca konuya ilişkin gönderilen yazıda, 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun zorunlu aşı uygulaması konusunda Bakanlığa verilen yetkilerden söz edildiği bildirildi. 1593 Sayılı Kanun'da çiçek aşısının mecburi bir aşı olarak öngörüldüğü, bu yükümlülüğün Kanun'da ayrıntılı şekilde düzenlendiği anlatılan kararda, bunun dışındaki aşı uygulamasının Bakanlığın ilgili genelgesi kapsamında yapıldığı, genel ve zorunlu aşı uygulamasına dayanak oluşturacak bir kanun hükmü bulunmadığı kaydedildi. Kararda, bu nedenlerle söz konusu müdahalenin kanunilik şartını taşımadığı belirtildi.