Asya Hun İmparatorluğu'nun Tarihi:Metehan,Teoman dönemi.... Çin Seddi neden yapılmıştır?

Tarihi kayıtlarda Büyük Hun İmparatorluğu yada Asya Hun İmparatorluğu olarak geçen ve M.Ö 220 tarihlerinde hüküm sürmüş devlettir. Çince’de Hiung-nu olarak adlandırılan devlet bu terimi ilk olarak M.Ö 318 yılında Çin ile yapılan Kuzey Şansi Savaşı’ndan sonra imzalanan antlaşma metninden almaktadır. Hun halkı olduğu bilinen Hiung-nu’lar Çin’in kuzeybatısında bulunan Moğolistan bölgesinde yaşamını sürdüren yerli halkında adıdır.Türk boyları tarafından kurulmuş, hem gelenek-görenek hem de askeri ve devlet idaresi olarak Türk karakterini devam ettirmiştir. Büyük Hun İmparatorluğu, Avrupa’da Roma İmparatorluğu sınırlarına kadar yayılmışlardır.

Hun İmparatorluğu, birçok kavimden oluştuğu için devlet düzeni boylar ve daha küçük olan budunlardan oluşuyordu. İmparatora bağlı olan Tanhu birlikleri tüm ülkeyi yönetmekle görevliydi. Devletin hükümdarı ve ailesi ülkenin en iyi sürülerine sahip olup, bu sürüler gene ülkenin en iyi otlaklarında beslenirdi. Özellikle devlet ve saray bürokrasisinde okumuş Çinliler kullanılır hatta Çin üzerine yapılan seferlerde Çin’i iyi bilen danışmanlar kullanılırdı. Türkler arasındaki boyları toplayarak devlet niteliğine sahip bir birlik oluşturan ilk devlet Hun İmparatorluğudur.

Kültürü:

Hunlar, boyların medeni ve soy karakterleri nedeniyle göçebe hayat şeklini sürdürmekteydiler. Sürekli akınlar yapan Hunlar, göçebe hayatı sürdürür ve kaleler, kapalı kapılar ardına sığınmayı kendilerine yakıştırmazlardı. Fakat bir bölge elverişsiz ve kurak olduğunda daha elverişli ve bereketli topraklara göçerlerdi. Fakat terk ettikleri yerde ne otlak kalırdı nede yerleşik hayata dair en ufak bir ibare. Göçebe ve savaşçı karakterleri nedeniyle bölge insanları Hunlardan çok korkarlardı. Onlar için kumdan gelen şeytanlar ve insan görünümündeki büyücüler olarak görülüyorlardı. Sınırdaki toplumlara yaptıkları yağmalar, kürklü elbiseleri kısa boyları ve soluk yüzleri ile korku salıyorlardı. Kahraman ve savaşçı bu toplum öncelikli olarak Çin ülkesini yıkmak için fırsat beklerlerdi. Hunlar, göçebe tarzda yaşam tarzları nedeniyle kuraklıkta hemen atlarına atlar ve otaklarını başka bölgelere taşırlardı

Sosyal Yapı:

Birçok kavimden unsurları barındıran Hunlar, Moğollar, Türkler ve Tunguzlar gibi Orta Asya kavimlerinden büyük bir imparatorluk haline gelmiştir. Fakat bu kavimlerden daha  baskın olan Türk kavimlerin askeri ve sosyal kültürü zamanla bütün imparatorluğa hakim olmuştur. Devletin adı olan “Hun” kelimesi ise, adam, insan ve halk anlamlarına geliyordu. Hunlar genellikle bozkır yaşamına uygun olarak avlanır, hayvancılık yapar ve kısmen de olsa tarımla meşgul olurlardı. Savaşçı karakterleri gelişmiş olan Hunlar, büyükbaş hayvancılık yapmazlardı.Onlar koyun sürüleri bakarlar ve çok iyi at yetiştirirlerdi. Hunlarda bir yiğidin atı en yakın yareni sayılırdı. Hunlar, Türk boylarının ataları olarak sayılırlar.Hunlar, Türklerin kurduğu ilk imparatorluktur. Sürekli hareket eden ve göçebe olan Hunlar, bu yaşan tarzları nedeniyle çevrelerindeki coğrafyada sürekli akınlar düzenlemiş ve devletin sınırlarını genişletmişlerdir. 

Hunlar daha sonraki Türk medeniyetinin temellerini atmışlardır. Türk tarihinin öncülüğü yapan Hunlar, daha da ilerleyerek düzen ve sistemlerini daha sonra gelen nesillere de aşılamışlardır. İlk Türk sanatının merkezi olarak Altay dağlarıdır. Özellikle Altay dağlarında bulunan kurganlar (mezarlar) bunun en önemli kanıtıdır. Bu mezarlara gömülen ölüler değerli eşyalarıyla birlikte gömülürlerdi. O zamana kadar kullanılan düz kılıçların aksine Türkler tarafından kullanılan eğri kılıçlara kurganlarda çok rastlandı.

Devlet Yönetimi

Çin kaynaklarında Hun (Hiung-nu) devletinin yöneticileri Tanhu (Şanyu) olarak anılmaktadır. Bu kelimenin kumandan, kağan, han ya da imparator gibi bir anlamı olduğu tahmin edilir.Tanhu sözcüğü bir unvan olarak "sonsuz genişlik" anlamına gelmektedir. Hükümdarlık da kut anlayışı egemendi. Hükümdarlığın tanrıdan geldiği görüşü vardı. Ülke, töre hükümlerine göre yönetilirdi. Tanhunun görevi; ülkede dirliği sağlamak, adaleti gerçekleştirmek, orduyu komuta etmek, meclisi yönetmek olarak sıralanabilir.Hükümdarın eşine "ka-tun" (hatun) denirdi ve hatun yönetimde söz sahibiydi. Hükümdarlık babadan oğula geçmektedir. Ülke oğullar arasında doğu, batı ve merkez olarak miras bırakılmaktaydı.

Dönemler:

Asya Hun Devleti’nin bilinen ilk hükümdarı Teoman’dır. 

Teoman Han Dönemi
M.Ö. 220 - M.Ö. 209 

Büyük Hun İmparatorluğu'nun ilk hükümdarı Teoman Han'dır. Teoman Han, M.Ö. 220-209 arasında hüküm sürmüş ve Türk kavimlerini kendi bayrağı altında toplamıştır. Orta Asya'da kurulan ilk Türk devleti olan Hun İmparatorluğu, komşu ülkeleri ve Çin topraklarının bir kısmını hakimiyeti altına almış ve ardı ardına yaptığı akınlar neticesinde Çin üzerinde büyük baskı uygulamıştır. Çin Seddi, Hun Türkleri'nin akınlarını durdurabilmek adına Çin tarafından alınan tedbirlerin en bilinenidir.  

Teoman Han, en sevdiği eşlerinden birisi olan Çin Prensesi Yen Shi'nin etkisiyle, kendisinin ve devletin geleceğini etkileyecek bir karar aldı. Çin Prensesi, Teoman Han'ın büyük oğlu Mete'nin üvey anası idi. Yen Shi, yarı Çinli yarı Türk melez bir tigin doğurmuştu. Teoman Han'dan sonra devletin başına geçebilmesi için Teoman Han'ı oğlu Mete'yi öldürmeye ikna etti. 

Türk Töresi’ne göre Hakan'ın anasının da babasının da Türk olması gerekiyordu. Babasının töreyi bozması üzerine Mete: “Hakan bile olsa kimse töreyi çiğneyemez.” diyerek babasını karşısına aldı.

Asya Hun Devletinde Teoman-Mete Mücadelesi

Mete, babasına karşı bir darbe hazırlığına başladı. Mete’nin yaptığı hazırlık Çin yıllıklarında şöyle anlatılmıştır: Mete, hedefe giderken, ıslık çıkaran bir ok yaptı. Atlı okçu birliğinin eğitimi esnasında kendisi bu oku nereye atarsa, askerlerin de hep birlikte o hedefi vurmalarını emretti. Emrine uymayanları idam ettireceğini söyledi. Bir gün Mete, okunu çok sevdiği atlarından birine yöneltti. Kendisiyle birlikte emrindekilerin de oklarını ata atmalarını emretti. Mete böylece emrindeki askerlere kendisine tam bir itaatle bağlanmalarını istemişti.

Mete askerlerine uzun ve meşakkatli bir eğitim sürecinden sonra onlara güvenebileceğini anlamıştı. Mete bir süre sonra güvendiği askerleriyle babası Teoman’a karşı taht mücadelesine girişti. Mücadeleyi kazanarak Hunların yönetimini ele geçiren Mete Han kısa sürede diğer Türk ve Moğol boylarını hâkimiyet altına almayı başardı.

Mete Han Dönemi 
M.Ö. 209 - M.Ö. 174

Hunların en cesur hükümdarı olarak bilinen Mete, ülke dışına sürgün edilmesine rağmen büyük bir ordu kurarak ülkesine döndü Mete, babası Teoman Han ile birlikte gittikleri bir sürek avında Teoman Han'ı öldürerek M.Ö. 209 yılında Tanhu oldu. Mete Han'ın hükümdar oluşu ile birlikte kullanılan "Tanhu" ünvanı, 600 yıl boyunca diğer Türk hükümdarlar tarafından da kullanıldı.  Mete başa geçince ilk olarak Doğu kavimlerine yönelerek bütün Doğu kavimlerini yendi ve devlet genişlemeye devam etti. Batı topraklarını da ele geçiren Mete, Çin Seddi’ne kadar dayandı. Mete, ülkeyi bütün yönlerde genişlettikten sonra Çin üzerine seferlere hazırlanmaya başladı.Mete tahta çıkınca kendisinden toprak talebinde bulunan Moğol-Tunguz birliğini yenerek hükmü altına aldı. Çin Seddi'nin durduramadığı Mete Han, Türk soyundan gelen bütün toplulukları tek bayrak altında topladı.

Mete Han 35 yıl hüküm sürdü. Hayatını kaybettiğinde Büyük Hun Devletinin başkenti Ötüken idi. Büyük Hun Devletinin sınırları; güneyde Himalaya dağları, kuzeyde Sibirya, doğuda Büyük Okyanus, batıda Hazar Denizi ve Ural dağlarına kadar uzanıyordu.

Çin Seddi'nin Yapılışı

Hunlar, MÖ IV. yüzyıl başlarında Çin’e sürekli akınlar yaptılar. Bu nedenle Çin, Hun akınlarını durdurmak amacıyla daha önce kuzey sınırında inşa ettiği kaleleri, yapılan duvarlarla birleştirdi. Böylece ünlü Çin Seddi inşa edildi. Çin hükümdarları buna rağmen Hunları durdurmayı başaramadı. Bu çaresizlik Çin’i başka önlemler almaya sevk etti:

Çin prenseslerini Hun hakanlarıyla evlendirerek, prensesin yanında Hun sarayına çok sayıda hizmetkar gönderdiler. Bu hizmetkârlar casusluk faaliyetinde bulunarak Türkler hakkında bilgi topladılar.

Türk beylerine hediyeler göndererek onları kendilerine bağlamaya ve ekonomik olarak Çin’e bağımlı yaşamaya alıştırdılar.

Hediyeleri ve ekonomik yardımları birden keserek Türkleri itaat altına almaya çalıştılar. Türk beylerini birbirlerine karşı kışkırtarak Türk devletinin parçalanmasında bir etken oldular.

Devletin Yıkılışı ve Dağılış

Mete’nin ölümünden sonra yerine oğlu Ki-ok geçmiştir. Ki-ok, babasından devraldığı sistemi ve düzeni devam ettirmiştir. Ki-ok’un ölümünden sonra yerine geçen hükümdarlar devleti iyi yönetememiştir. Çin etkisi ve entrikalarıyla zayıflayan Hunlar, ülke bütünlüğünü koruyamamış ve yıkılmıştır.

Asya Hun Devleti’nin parçalanmasıyla birlikte Hunlar, Çin’in idaresinde kalmışlarsa da millî varlıklarını korumaya çalışmışlardır. Bunların bir kısmı kuzeye çekilerek bağımsız topluluklar hâlinde yaşamış, bir kısmı da batıya göç etmiştir. Batıya göç edenler Kavimler Göçü’ne sebep olmuştur.Asya Hun Devleti’nin yıkılması ve bazı Türk boylarının batıya göç etmesinden sonra Çin, Asya’nın en güçlü devleti konumuna gelmiştir.

Asya Hunlarının bir kolu olan Tabgaçlar, Çin’deki karışıklıklardan yararlanarak Çin’in kuzeyinde devlet hâline gelmişlerdir. Ayrıca Asya da Orhun ve Selenga ırmakları arasında Avar, İran’da Sasani, Maveraünnehir bölgesinde Akhun Devleti kurulmuştur.