MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli'nin konuşmalarının satırbaşları şöyle:

"Acımız kaybımız ne kadar fazla olursa olsun onları hafifletecek mahşeri vicdan ayaktadır. Devlet, milletiyle bir ve beraber olmuş mağduriyetlerin geniş etkisi giderilmeye başlanmış, çok ciddi mesafeler alınmıştır. Umutlar dirilmiştir. Bizim anlayışımızda insan insana candır, kandır, dayanaktır, hayattır.

Bir aydır her insanımızın kalbi deprem bölgesinde atmaktadır. 85 milyon aynı duyguda kilitlenmiştir. Hiçbir mazlum insanımızı darda ve zorlukta bırakmama hakimdir. Siyaseti kavga ve kutuplaşmaya çeviren fırıldakların U dönüşlerine itibar etmeyeceğiz. Cumhur İttifakı olarak sağa sola bakmadan adanmış yüreğimizle Türk milletine hizmet edeceğiz. Başkaları dedikodu çarkına kapılacak, biz dağları aşacağız. Başkaları polemik batağında debelenecek biz huzur, barış ve kardeşliğin manifestosunu yazacağız. Devletimiz tüm kapasitesiyle depremden yara alan vatandaşlarımızın yanındadır.


Yeni yapılacak konutların zemin +3 veya 4 katı geçmeyeceği açıklanmıştır. 3 Mart Cuma günü Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde gerçekleşen bilim insanlarımızın katıldığı Ulusal Risk Kalkanı toplantısı gelecek için umut verici atılımdır. Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki 9 politika kuruluna 10'uncusu olarak Afet Politikalar Kurulu'nu takdirle karşılıyoruz.

Her şeyden evvel deprem gerçeğini kabul ederek kalıcı ve köklü tedbirler gerçekleştirmek, dayanıklı binalar inşa etmek vazgeçilemeyecek hedefimizdir. 230 bin binada 645 bin bağımsız bölümün tespit edildiği tespit edildiğinde yapılacak çok iş olduğu görülecektir. Cumhur İttifakı bu yıkımın altından kalkmaya muktedirdir.

Seçim müziği kullanmayacağız, taşkın heyecanlara prim vermeyeceğiz, sağduyumuzu kullanacağız. Pozitif gündemli siyasetimizi ülke genelinde yansıtacağız. Milletimizle her an ve her alanda iç içe olacağız. Cumhur İttifakı'nı tüm yurt sathında anlatmaya devam edeceğiz. Milliyetçilik yalnızca gözyaşından ibaret bir duyguseli, coşkuyla dinlenen bir marş değildir.

Bizim siyasetimizin ve siyasi hedeflerimizin uygulama alanı Türkiye'dir. Türk-İslam coğrafyalarımıza bakışımızın ağırlık merkezi Türkiye'dir. Ülkemiz güçlü olamadığı, insanlarımız ileri hayat seviyesine ulaşamadığı takdirde ülkülerimizin hayata geçme şansı yoktur. Biz insanı merkeze alarak, insan için yola çıkmış, devleti insan için hizmet aracı olarak gören insan-devlet, insan-milleti ilişkisini demokrasiyle sağlamış kutlu bir davanın mensuplarıyız. Bizim devletle, Cumhuriyetle, milletle, ortak değerlerle, demokrasiyle hiçbir sorunumuz olmamıştır. Bize göre tercih edilerek yapılacak siyaset eksiktir.


Devletin bütünlüğüyle temel değerlerine yönelik tehlikelerde devletin nasıl korunması gerektiğini gösteren milliyetçi-ülkücü harekettir. Açık yürekle, tam bir inançla ifade ediyorum ki MHP milletimiz için öngörülen tehlikeler karşısında sonuna kadar direnecek, yeri gelirse her bedeli ödemeye hazır olacaktır.

"İSTİKBALİN YOL HARİTASI 14 MAYIS'TA NETLEŞECEKTİR"
Cumhur İttifakı bir seçim ittifakı değildir. Türkiye'yi hedef alan iç ve dış husumet cephesine karşı tarihi birlikteliğin unvanıdır. Türkiye'nin çıkarları esastır. Kararlılığımız, işbirliğimiz ve ittifak kültürümüz Türkiye'yi lider ülke yapacak 2023 hedeflerini gerçekleştirmenin yanı sıra dünya barışının ve adaletinin güvencesi İslam alemin yegane ümidi olan Türkiye'yi küresel güç haline getirecek 2053 ve 2071 vizyonlarının altyapısını tesis edecektir.

İstikbalin yol haritası 14 Mayıs'ta netleşecek. Aziz Türk milleti kesin hükmünü sandıkta gösterecektir. Cumhur İttifakı Türkiye Cumhuriyeti'ni yeni yüzyıla kardeşlik ve kucaklaşma bağlarıyla ulaştıracaktır.

Doğal afetlerin teslim alamadığı Türkiye'yi doğal olmayan çalışmalarla boyun eğdirmeye çalışan mihrakları biliyoruz. Altılı Masa'nın iflah olmaz bir krize yakalandığı günlerde Türk-Kürt kardeşliğiyle oynayanların ateşle oynadıkları ortadadır. 'Hükümet istifa' sloganları karanlık bir planın ön hazırlıklarıdır. Milli hislerimizi kaşımanın çabasındadır.


"AMED DİYE BİR YER YOKTUR"
Toplumsal muhalefeti kışkırtan, yıkıcı dille çatışma iklimini yeşertmenin peşinde koşanlar kendi kazdıkları kuyuya düşmekten kurtulamayacaktır. Türkiye tribünlerde kurulmadı. Herkes aklını başına almalıdır. Rüzgar estiren fırtına ile devrilecektir.

Geçtiğimiz hafta sonu Bursaspor-Diyarbakırspor arasında oynanan maçta sallanan görsellerin sporun ahlak ve doğasına aykırı olduğu herkesin malumudur. Bize göre Amed diye bir yer yoktur, Amedspor'dan bahsedilemeyecektir. Bursaspor taraftarlarını selamlıyorum.

Bursa'da küçük bir azınlık olan terör yandaşlarının stadyumu tahrik etmesi, çıkan olayların Kürt kökenli kardeşlerimle ilişkilendirilmesi rezalettir. Türk ile Kürt arasına düşmanlık tohumu ekmeye kalkan kim varsa, koparılması gereken çıban başıdır. Bursa nasıl gözbebeğimizse, Diyarbakır da öyledir.

Bin yıllık kardeşliğimizin israf edilmesine göz yummamız mümkün değildir. Milli birlikte ve kardeşlik mirasımıza sahip çıkamazsak geleceğimizi bu coğrafyada paylaşma arzusunu diri tutmak imkansız hale gelecektir. Süregelen tartışmalar devlet ve millet hayatımızın devamını etkileyecek konulardır. Bu konuda en büyük suçlu, bölücü terör örgütüne sevimli görünen zillet ittifakıdır.

TFF'nin atıl ve aciz kaldığı hususunda yaygın kanaate kulak verilmelidir. Türk sporu dostluğun ve kardeşliğin vadisidir. Futbol sahalarından kaos çıkarmak bu millete yapılacak kötülüktür.

Bu ülkenin başına ne gelmişse küçük politikalardan ve küçülmüş politikacılardan kaynaklanan bir gerçektir. İlkeli olmak demek insanın kendisine sadakati demektir.

"SİYASİ PROVOKATÖRLER"
Milletimiz depremin enkazıyla ve feci sonuçlarıyla mücadele ederken siyasi istismara tevessül etmek, yıkıma devam etmek ihanetin alenileşmesidir. Hatay'da bir hastanede jeneratör devreye girmediği için hastaların öldüğünü, suyun bulunmadığını söyleyenler ilkesizliğin yüzleridir. Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte Elbistan ziyaretimizde ortalığı karıştırmaya çalışan siyasi provokatörler hem ilkel hem de ilkesiz güruhtur.

"BİR KERE SATAN YİNE SATAR"
Bir yıldır Cumhurbaşkanını açıklamayıp, bir günde toz duman olanlar ilkesizliğin canlı timsalidir. Bir yıl boyunca eğri bacaklı masayı kumar masası, küçük hesaplar masası, noter masası diyerek önce devirip, sonra tekrar oturanlar ilkesizliğin numuneleridir. Kazanamaz dediği Cumhurbaşkanı adayının yanında hizalanmak ilkesizliğin daniskası değil de nedir? Masayı devirene sandalyeye sunmak çürümüş siyasetsizlik önerisi değil midir? Makam ve mevki pazarlıklarıyla masaya geri oturan İP başkanı söylediği sözlerin altından nasıl kalkacak? Türk siyaseti bu tip bir ilkesizliği ne görmüş ne muhatap olmuştur. Bir kere satan yine satar.

Milletimiz ve Türkiye'miz böyle bir muhalefete müstahak değildir. Masada oturmayı beceremeyenlerin 85 milyona hizmet etmesi, siyasi duruş sergilemesi beyhude bir beklentidir.

MHP ile Cumhur İttifakı'nın varlığından rahatsızlık duyanlar hükümsüzdür. Kendimizi bilmez, hasmımızı bilmezsek başarısızlık kaderdir. Hem kendimizi hem hasmımızı biliyorsak başarı kaçınılmazdır. MHP'yi ve Cumhur İttifakı'nı doğru anlayan, anlatan Türkiye sevdalıları hep var olacaktır. Bizler varlık sebebimizin milletimizin geleceği olduğunun bilincindeyiz.

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
Cinnet, cinayet, katliam ve istismar olarak görülen zincirleme buhranların varlığı, huzura kavuşmakta zahmet çekeceğimizin işaretidir. Bugüne kadar bu olayların sizlere ve yakınlarımıza uğramamış olmaması, uğramayacağı anlamına gelmemektedir. Yarın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü hatırlayacağız. Kadın ve şiddetin yan yana gelmesi skandaldır. Biz kadın deyince ne anlamalıyız? Kadın her şeyden önce insandır."