Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, basın yayın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile bir araya geldiği toplantıda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Bakan Akar, Pakistan-Atak helikopteri iddiaları ve F-35 ve S-400'le ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

AKAR'IN AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE,

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Suriye'nin kuzeyi dahil, 24 Temmuz 2015’ten bu güne kadar 33 bin 275 terörist bugün itibariyle etkisiz hale getirilmiş bulunuyor. 1 Ocak 2021’den itibaren de bir yılda ise 2 bin 795 terörist etkisiz hale getirildi." dedi.

Savunma ve güvenlik konuları günlük siyasetin dışında tutulması gerektiğini ve polemik konusu yapılmaması gerektiğine vurgu yapan Akar, "Savunma güvenlik konusu 84 milyonun konusu. Bütün alanların, kesimlerin meselesi." ifadesini kullandı.

Güvenlik ortamının ve güç dengelerinin yeniden şekillendiğini belirten Akar, milletin hak ve menfaatini korumak için her türlü önlemi aldıklarını söyledi.

Akar, "Bir taraftan bazı doktrinler var bunları uygulayarak pratiği götürüyoruz, diğer taraftan da pratikte edindiğimiz izlenimleri vesaire doktrine dönüştürüyoruz." diye konuştu.

Türkiye'nin konumu nedeniyle etrafta, uzakta yakında olan her şeyin kendilerini ilgilendirdiğini aktaran Akar, Türkiye'nin bu bölge halkıyla kültürel ve tarihi bağları olduğuna dikkati çekti.

Akar, şöyle devam etti:

"Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde içinde bulunduğumuz dönemde bu ortamda, artık uluslararası ilişkilerde artık özne haline gelmiş bulunuyor. Hem etki alanı hem ilgi alanı genişlemiş oluyor. Etki alanı 3 kıta, ilgi alanı da bütün dünya. Nerde ne olursa, şu veya bu şekilde bizi ilgilendiriyor. Bunun sonucunda da Devletimizin ve tabii devletin parçası silahlı kuvvetlerin, Savunma Bakanlığımızın da sorumlulukları, görevleri artmış bulunuyor. Bu manada görevlerimizi yerine getirebilmenin gayreti içindeyiz ve şu anda gerçekten silahlı kuvvetlerimiz cumhuriyet tarihinin en yoğun günlerini yaşıyor. Aşağı yukarı bütün unsurlarımız şu veya bu şekilde angaje olmuş durumda. Yurt içinde ve sınır ötesinde ve bunun yoğunluğunu yaşıyoruz hep beraber. Bu yoğunluğu olabildiğince kırmadan, dökmeden bizim vazifemiz neyse, hukuk çerçevesinde, şeffaf bir şekilde onu yerine getirmek için gayret gösteriyoruz."

TERÖRLE MÜCADELE

Terörle mücadelede yeni bir güvenlik konseptinden bahsedilebileceğini dile getiren Akar, "Bu da teröristlerin ülkemize gelip herhangi bir şekilde eylemde bulunmaları değil. Onların gelmesini engelleyecek şekilde, kaynağında teröristleri kaynağında etkisiz hale getirmek, amacımız bu." değerlendirmesini yaptı.

Tek amaçlarının teröristler olduğunu tekrarlayan Akar, şöyle devam etti:

"Teröristler neredeyse, hedefimiz orası. Bu konudaki amacımız da taarruzi bir anlayışla bunu yaparken, sınırlarımızı ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak. Bunun dışında hiçbir amacımız yok. Bu yaptıklarımızın hepsi meşru müdafaa kapsamında ilgili arkadaşlarımızla karşılıklı görüşerek yapılan icraatlardır. Komşularımızın özellikle, Suriye ve Irak başta olmak üzere hiçbir komşumuzun, sınırında, toprağında, hakkında hiçbir egemenliğinde gözümüzün olmadığını böyle bir niyetimizin olmadığını da herkesin bilmesi lazım. Biz komşularımızın toprak bütünlüğüne son derece saygılı davranıyoruz. Çok istismar edilen bir konu da bizim gerçekten din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmamız asla söz konusu değil. Türkiye Cumhuriyeti Devletinde böyle bir şey yok. Bizim asker olarak yaptığımız bu operasyonlarda da tek hedefimiz teröristler bunun altını tekrar tekrar çiziyorum. Bunun dışında bizim hiçbir şekilde başka bir tarafa yönelmemiz söz konusu değil, böyle bir icraat asla söz konusu değil. Türkler, Kürtler, Araplar bizim kendi nüfusumuzda 84 milyon kardeştir ve bunun da en somut örneği şehitliklerdir. Şehitlikleri inceleyin orada bütün coğrafyadan Türk, Kürt, Arap karışık bir şekilde kardeşler yan yanı yatıyorlar. Bu da kardeşliğimizin en açık göstergesidir."

Akar, TSK'nın yurt dışındaki operasyonları sırasında sivil hedefler başta olmak üzere, tarihi ve kültürel yerler konusunda aşırı hassas davrandığına değindi. Hulusi Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine kimyasal silah olmadığını da tekrar tekrar vurguladı.

TSK'nin başta FETÖ olmak üzere, PKK-PYD, DEAŞ bunlara karşı mücadelesini sürdürdüğünü belirtirken, en son teröristin etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelenin devam edeceğini bildirdi.

Mehmetçiğin yüksek bir moralle, kar kış demeden bu faaliyetlerini sürdürdüğüne değinen Akar, "Suriye'nin kuzeyi dahil, 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar 33 bin 275 terörist bugün itibariyle etkisiz hale getirilmiş bulunuyor. 1 Ocak 2021’den itibaren de bir yılda ise 2 bin 795 terörist etkisiz hale getirildi." bilgisini paylaştı.

Bunları yaparken 84 büyük operasyon yapıldığını aktaran Akar, şöyle konuştu:

"Büyük operasyon demek, 3 tabur ve fazlası büyük operasyon oluyor. Ortak çaplı operasyonlar da bir tabur iki tabur şeklinde yapılanlar onlar da 286. Bu manada toplam 370 operasyon, bu operasyonlar sırasında 1455 mağara/sığınak imha edilmez kullanılamaz hale getirilmiştir. İçindeki teröristlerle beraber. Burada dikkati çekmek istediğim konu, son zamanlarda bu terörist elebaşları özellikle uluslararası basına konuşmaya başladılar. Çok değişik şeyler söylüyorlar. Yakın zamanda sözde ele başlardan birinin söylediği şey şu, TSK’nın etkisini itiraf ediyor; ‘TSK çok yönlü saldırıyor' diyor. 'Açıkça söylüyorlar tek bir kişi bırakmayacağız diyorlar. Saldırılar gerçekten çok ağır’. diyor. Diğer bir elebaşı da 'PKK, YPG'ye dış destek devam ediyor.' diyorlar. Bunların PKK'nın YPG'den gittiğini açık açık söylüyorlar. Bir başka elebaşı da 'Avrupa ateşkes ilan etmeyeceksiniz, savaşı sürdüreceksiniz' diyor.' diyor. Bunları da bir tarafa koymak lazım. Sonuçta kim ne derse desin ne yaparsa yapsın 40 yıldan beri milletimizin başına bela olan bu terörü bitirmekte asil milletimizi kurtarmakta kararlıyız."

Akar, "Şu anda 395 üs bölgesinde, bazı üs bölgelerimizde eksi 30 derece, 3 metre kar var. Çığ tehlikesi dahil, karla mücadele dahil tüm zorlu arazi ve iklim şartlarına rağmen Mehmetçik fedakarca görev yapıyor." dedi.

Diğer önemli bir konunun ise çok konuşulan hudutlar meseli olduğuna değinen Akar, hudutların güvenliğinin bir "namus meselesi" olduğunu söyledi.

Akar, "Hudut namustur diyoruz. Hudutlarımız şu anda en yoğun şekilde hem fiziki anlamda yapılan tesisle, tesisatla, hem de ilave gönderdiğimiz birliklerle olabildiğince yani gerçekten Cumhuriyet tarihimizin en yoğun günlerimizi yaşıyoruz. Hudutlarımız en etkili tedbirleri ile korunmaktadır." diye konuştu.

Hudutlarda alınan duvar, tel örgü, hendekler gibi güvenlik tedbirlerinden bahseden Hulusi Akar, "Çok ciddi bir mücadele var, çok yoğun teknoloji kullanılıyor, onun getirdiği bir başarı var. Bu rakamlarda da açıkça görülüyor. 1 Ocak'tan itibaren geçmiş veya geçerken toplam 99 bin 602 kişi yakalandı. 314 bin 586 kişi de engellendi. Yakalananların içinde 495'i terörist. Bunların da 248'i FETÖ-PYD, 92'si PKK, 4'ü DHKPC, 3'ü MLKP, 68'ü DEAŞ ve 36'sı da HTŞ mensubu." dedi.

Akar, bu kişilerle beraber çok miktarda kaçak sigara, uyuşturucu madde ve 1 milyon uyuşturucu hap ele geçirildiğini de bildirdi.

Suriye'nin kuzeyinde 2016'da başlayan ve başarı ile icra edilen Zeytin Dalı (2018), Barış Pınarı (2019) ve Bahar Kalkanı (2020) operasyonlarıyla terör koridorunun parçalandığına işaret eden Akar, "Oradaki kazdıkları kuyulara teröristler gömüldü." vurgusunu yaptı.

Operasyonların ardından yaklaşık 1 milyon Suriyeli'nin kendi istekleriyle o bölgelere döndüklerini belirten Akar, bunların 470 bininin de İdlib bölgesine gittiklerini söyledi.

Hulusi Akar, o bölgelerde gerçekleştirilen alt yapı ve üst yapı çalışmalarından da bahsetti.

Zaman zaman orada Rusların yaptıkları saldırılar olduğunu belirten Hulusi Akar, "Geçenlerde bir su deposunu vurdular. Orada İdlib'teki halkın hayatını son derece zorlaştırdılar. Zaten zordu, daha da zorlaştırdı. Bunun dışında çeşitli havadan bomba attıkları oluyor. Bunlarla alakalı arkadaşlarımız kendi muhataplarıyla Türk-Rus görüşme konuşma suretiyle bu konuda dikte veriliyor. İkaz ediyoruz, diğer taraftan da 30 Eylül'de Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Putin'le yaptığı görüşmenin ardından ateşkes ihlallerinin ciddi şekilde azaldığını görüyoruz. Bizim temennimiz herkes yerinde dursun, ne zamana kadar anayasaya yapılıncaya kadar. Seçimler yapılıncaya kadar. Hem ABD ve hem Rusların daha önce yapılan mutabakatlara uymalarını bekliyoruz. Mutabakatın sürmesine, ateşkesin sürmesine istikrarın devamına katkı için çalışıyoruz." diye konuştu.

Çeşitli bölgelerden tacizler olduğuna dikkati çeken Bakan Hulusi Akar, bunlara karşı taviz verilmediğini misliyle mukabelede bulunulduğunu söyledi. Türkiye olarak kendilerinin istikrardan yana olduklarını vurgulayan Akar, ateşkesin de kalıcı hale dönüşmesini istediklerini bildirdi.

AZERBAYCAN BİZİM CAN KARDEŞİMİZ

Azerbaycan'daki gelişmelere değinen Milli Savunma Bakanı Akar, "Azerbaycan bizim can kardeşimiz. İki devlet tek devlet noktasından hareketle Azerbaycan'ın haklı davalarında onlarla beraberiz." ifadesini kullandı.

Bunun ötesinde amaçlarının bütün Kafkasya'da kalıcı bir barışın olması ve istikrarın sağlanması olduğunu dile getiren Akar, "Sayın Aliyev ve Sayın Cumhurbaşkanımızın birlikte Ermenistan’a uzattıkları barış elinin bizim dileğimiz, temennimiz Ermenistan tarafından anlaşılması ve tutulması. Bu fırsattan istifade edilmesi. Sadece mesele Azerbaycan Ermenistan değil, tüm bölgede, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Türkiye, Rusya, İran bir bütün halinde oranın bir istikrar adası haline gelmesi." diye konuştu.

Azerbaycan ile ortak askeri çalışmaların sürdüğünü belirten Akar, ateşkesin kontrolü için Ruslarla beraber 30 Ocak'tan bu yana ortak merkez kurulduğunu hatırlattı. Akar, orada ateşkes ihlallerinin kontrol edildiğini belirtirken, "Olaya iyimser bakıyoruz. Gittikçe ateşkes ihlalleri azalıyor. İstikrar daha böyle kapsamlı hale geliyor. Dileğimiz temennimiz önümüzdeki günlerde çok daha istikrarlı bir durum ortaya çıkacak diye düşünüyoruz. Buradaki çalışmaların Türk Rus iş birliğinin başarılı olduğunu, ateşkesin devamlılığına katkı sağlandığımızı görüyoruz." dedi.

Mayın ve el yapımı patlayıcıların temizlenmesi noktasında Azerbaycan askeri ile birlikte çalıştıklarını aktaran Akar, buradaki barışın kalıcı hale dönüşmesinin hem Hazar'da, hem Karadeniz'de olumlu etkilerinin olacağını söyledi.

LİBYA'DAKİ GELİŞMELER

Libya'daki gelişmelere değinen Hulusi Akar, bölgenin uzak gibi görünmesine rağmen Türkiye'nin Libya ile 500 yıllık geçmişi, ortak tarihi olduğunu hatırlattı.

2019'un sonlarına doğru Trablus'un düşmek üzere olduğu zaman Libya’da meşru hükümetinin 5 ülkeye artık bir de NATO'ya mektup yazıldığını hatırlatan Akar, Serrac tarafından yazılan mektuba olumlu bir tek yanıtın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından geldiğini belirtti.

Libya'daki askeri eğitim iş birliği ve yardımlaşma konusunda çalışmaların devam ettiğini aktaran Akar, seçim olmasa dahi bu noktaya gelmenin dahi büyük bir kazanım olduğunu söyledi.

Bunun da Türkiye'nin destekleri ile olduğunun altını çizen Akar, "Bundan sonra da bizim temennimiz bir an önce çerçevenin çizilmesi ve seçimlerin yapılması. Birlik beraberlik içinde tek vatan olarak, Libya'nın mutlu yaşaması. 'Libya Libyalılarındır' diyoruz bunun için elimizden geleni yaptık yapmaya devam edeceğiz. Türk askeri Libya'da kesinlikle yabancı güç değildir. Kimse yokken bizim orda olduğumuzun bilincinde oradaki Libyalı arkadaşlarımız." diye konuştu.

Akar, Libya'daki Türk askerinin verdiği eğitim başta olmak üzere yaptığı askeri faaliyetlerden de bahsetti.

AFGANİSTAN KONUSU

Afganistan'daki gelişmelere de değinen Hulusi Akar, Türkiye'nin başından beri Afgan halkının rahatı huzuru ve güvenliği için yapılması gerekenler konusunda destek verdiğini aktardı.

İlk günden itibaren bugüne kadar 20 binden fazla TSK personelinin Afganistan'da görev yaptığını bildiren Akar, son 6 yılda da Uluslararası Hamit Karzai Havalimanını işletilmesinde görev aldıklarını hatırlattı.

Hızlı ve ani değişen şartlara rağmen en son dakikaya kadar kalmak suretiyle hiçbir şekilde görevlerini bırakmadıklarını belirten Akar, şartların görev yapılamayacak noktaya gelmesinin ardından da 48 saatten az bir süre içinde Mehmetçiği tahliye ettiklerini söyledi.

Türk askerinin tarihine yakışır şekilde yöre halkın gönlünü kazanarak dünya barışına hizmet etmenin gurur içinde evine döndüğünü belirten Akar, "Şu anda Afganistan'da Kabil Havaalanının ve onun dışında 4 havalimanı daha var onların işletilmesi konusunda teknik yardım konusunda, neler yapılabilir konusunu Katar ile müştereken çalışmak suretiyle ilişkimizi sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde bunun adı konulacak. Bir mutabakat metni imzalandıktan sonra oradaki çalışmalarımız devam edecek." diye konuştu.

Havaalanlarının hayati önem taşıdığına dikkati çeken Akar, havaalanlarının açık olması için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini göstermeye devam ettiklerini söyledi.

Yunanistan'la Akdeniz ve Kıbrıs'ta sorunlar olduğunu hatırlatan Hulusi Akar, bu sorunları barışçıl yöntemlerle ve diyalogla çözmek istediklerini söyledi.

Türkiye'nin burada yayılmacı gibi gösterilmeye çalışıldığını aktaran ve bunu bir paradoks olarak niteleyen Hulusi Akar, "Yemiyorlar içmiyorlar her gün bir şey söylüyorlar. Gerçekleri göstereceğiz. Biz güçlüyüz çünkü haklıyız." dedi.

Yunanistan'ın uluslararası hukuka aykırı bir şekilde yayılmacı anlayışının devam ettiğine değinen Akar, iki ülke arasındaki sorunları ise "Karasularının genişliği, Hava sahası, FIR hattı, Arama Kurtarma Sahasına yönelik ihtilaflar, Gayri Askeri Statüdeki Adaların (GASA) silahsızlık statüsünün ihlali, Egemenliği Anlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıklar (EGAYDAAK) konusu, Doğu Akdeniz’de ülkemizin ve KKTC’nin hak ve menfaatlerini göz ardı eden iddialar, provokatif silahlanma girişimleri ve diğer provokatif faaliyetler, Batı Trakya Türklerinin haklarını kısıtlayıcı uygulamalar." olarak sıraladı.

Akar, şunları kaydetti:

"Biz tüm bunlara rağmen, tüm bu kışkırtmalara rağmen, biz 'görüşelim' diyoruz. Güven ve Güven Artırıcı Önlemler 4’üncü toplantı için Ankara’ya bekliyoruz açık davet ettik. Bekliyoruz. Toplantılarda meselelerin tartışılıp iyi komşuluk ilişkileri içinde çözüm bulmasını istiyoruz. Hep bunu söylüyoruz. Tüm barışçıl yaklaşımımıza rağmen ihlallere devam ediyorlar. Hava sahası, karasu ihlalleri yapılıyor. Gemilerin ihlali var, geçtiğimiz yıl içerisinde uluslararası anlaşmalara rağmen GASA’lara EGEAYDAKLARA toplam 90 üst düzel ziyaret yapıldı. Sürekli bir tahrik, provokasyon var. Özellikle bazı siyasilerin provokasyonları gereksiz NOTAM, NAVTEX'ler var. 1988’de mutabakat imzalanıyor. Mutabakatla 'turizm mevsiminde dini ve milli bayramlarda tatbikat yapmayalım.' deniliyor. Bunları çiğniyorlar. Devamlı bir tahrik.

En son Yunan Savunma Bakanı ile görüşmemizde 'biz değil turizm bakanlarımız görüşsün.' dedim. Turizm geliştirelim. Tatbikatları, gerginliği azaltalım bu konuları kendilerine söylüyoruz istenilen yanıtları, cevapları maalesef alamıyoruz. Bu kadar şeye rağmen niyetleri? Kendilerince bir takım böyle gayretlerle, 'Türkiye dış tehdit.' Bunu bir tehdit gibi göstererek durum üstünlüğü sağlamaya çalışıyorlar. Yunanistan'da ekonomik durum malum ciddi sıkıntıları var. Hal böyleyken son derece pahalı silah sistemlerini almaya hevesleniyorlar. Savunma bütçesini artırıyorlar. Biz NATO içinde Yunanistan ile müttefikiz. Yunanistan NATO içinde çeşitli ülkelerle ittifak anlaşmaları mutabakat muhtırası yapıyorlar. NATO varken bunlar niye? Silahlanma var bunlar kime karşı. Diyoruz ki bu silahlanma ne için? Normal savunma için çok fazla, Türkiye için çok az. Kendilerince boylarını aşan iddialar üzerinde yürümeye devam ediyorlar. İttifak içinde ittifak NATO'yu zayıflatır."

SORU - CEVAP

Kazakistan'da yaşananlara ilişkin değerlendirmesi sorulan Akar, şunları söyledi:

"Dostumuz Kazakistan ile tarihi kültürel ilişkilerimiz, askeri, eğitim iş birliği dahil olumlu münasebetlerimiz var. Çalışmalarımız devam ediyor. Son gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Kazakistan bizim önemli bir müttefikimiz. Bir an önce Kazakistan'a huzurun gelmesi, nizamın hakim olması. Bizim inancımız Kazakistan, oradaki kardeşlerimiz kendi imkan ve kabiliyetleriyle oradaki bütün zorlukları aşacaktır. Biz Kazakistan'ın her zaman olduğu gibi bugün de yanındayız. Sayın Cumhurbaşkanımız her türlü bilgi ve tecrübe paylaşımına hazırız şeklinde açıklamada bulundu. Bu bizim için talimattır. Herhangi bir talep geldiğinde, istek olduğunda, bize emir, talimat verildiğinde biz de Kazakistanlı kardeşlerimize her türlü yardımı yapmaya, elimizden gelen desteği sağlamaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz."

Mısır ve Suudi Arabistan'ın son dönemde Yunanistan ile yakınlaştığı belirtilerek değerlendirmesi sorulan Akar, "Gelişmeleri objektif ve soğukkanlı izlememiz, dikkatli, hassas olmamız lazım. Olayları kendi sınırları içinde tutmamız lazım. Ortaya bilinçli şekilde pompalanan bilgiler doğrultusunda baktığımızda olaylar bizi farklı yerlere götürüyor. Burada herhangi bir endişeye gerek yok. Bütün ilgili kurumlar, kuruluşlar, bakanlıklar çalışmalarını sürdürüyor. BAE ile geldiğimiz nokta belli. Önümüzdeki dönemde Suudi Arabistan, Mısır ne olur hep beraber göreceğiz. Dolayısıyla herkes yerini alacak" yanıtını verdi.

PAKİSTAN İDDİALARINA CEVAP

Pakistan'ın ATAK helikopteri almaktan vazgeçtiği iddiaları sorulan Akar, "Resmi makamlarla yaptığımız görüşmelerde bu iddiaların kesinlikle gerçek olmadığını belirttiler. Pakistan yetkilileri de haberin gerçeği yansıtmadığına ilişkin açıklama yaptı" dedi.

“Teenni ile hareket önemli”

NATO ve Rusya arasında yapılması planlanan toplantılara yönelik Türkiye'nin değerlendirmesi sorulan Akar, şunları kaydetti:

"Şu anda kriz biraz irtifa aldı, yükseldi ama bu konu yıllardan beri var. Burada bir Kırım var, Ukrayna var, Donbass var, bir işgal var. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere birçok kez Kırım'ın ilhakını tanımadığımızı belirttik. Donbass'a yönelik tartışmalar var. Biz dost ve müttefik ülkelerle, muhataplarımızla zaten bunları konuştuk görüşüyoruz. Başlangıçtan beri bizim ortaya koyduğumuz vizyon: Biz barıştan, görüşmeler yoluyla problemlerin çözümünden yanayız. Gerilimi artırmayalım, herhangi bir şekilde provokatif davranışlardan veya provokatif olarak anlaşılacak davranışlardan uzak duralım. Karadeniz'de bir statüko var, Montrö var bunu bozmayalım, bu konuda bir tarafta Karadeniz'de kıyısı olan ülkeleri sükunete davet ederken diğer taraftan da Montrö'ye uymaları konusunda NATO ülkeleri başta olmak üzere diğer dost ve müttefik ülkelerle biz gerekli görüşmeyi, konuşmayı yapıyoruz. Politikamız, açık ve net. Bu konuda samimiyiz. Herhangi ani bir hareket, rutin olmayan bir hareketle birlikte bazı olaylar zincirinin başlangıcı olabilir. Bu da bir takım sıkıntıya sebebiyet verebilir. O nedenle teenniyle hareket etmenin çok önemli olduğunu muhataplarımıza tekrar tekrar söylüyoruz. "

Ukrayna’ya İHA/SİHA satışına yönelik soru üzerine de Akar, “Özel bir şirketin Ukrayna ile yaptığı çalışmalar” diye konuştu.

YUNANİSTAN AÇIKLAMASI

“Türkiye'ye 1950 metre mesafedeki Meis Adası'na ilişkin "Harp Okulu öğrencisinin yüzme standardı 2 bin metre. Yani yüzerek giderler" ifadesini kullanmıştınız. Bu sözlerinin Yunanistan’da yankı uyandırdı, değerlendirmeniz nedir?” denilmesi üzerine Akar, şöyle konuştu:

“Bakanlık’ta kendi içimizdeki bir toplantıda 10 kilometrekarelik Meis’e, Yunanistan’a 600 kilometre, Türkiye’ye ise 1950 metre uzaklıkta. Buraya 40 bin kilometrekare deniz yetki alanı istiyorlar. Bizim Harp okulundaki yüzme standardımız 2 bin metre. Bu kadar yakın manasında bir ifade kullandık. Orada bir gerçeği ifade ettik.”

Yunanistan’ın 6 mil karasularını 12 mile çıkarma talebine değinen Akar, şunları söyledi:

“Bunu 12 mile çıkarırsanız biz buradan uluslararası sulara çıkarken izin isteyeceğiz yani? Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa. 6 mil yapmışsın öyle veya böyle, haline şükret otur oturduğun yerde. Bizim söylediğimiz şey barış, huzur olsun, bu şartlarda iki taraf zenginliklerden istifade etsin, Türk halkı da Yunan halkı da mutlu, müreffeh yaşasın. Bunu söylemek herhangi bir zafiyet olmadığı gibi, hakkımızı, hukukumuzu koruruz demek de bir tehdit değil. ‘12 milin zamanıdır’ gibi yanlış bir hesap yapmasınlar. Çünkü bu yanlış hesabı başkaları da yaptı, ‘15 Temmuz’dan sonra bu ordu bir şey yapamaz dediler’ bu ordu bir ay sonra Fırat Kalkanı Harekatı’nı icra etti ve 4 bin DEAŞ mensubunu göğüs göğse mücadele ile etkisiz hale getirdi. Dolayısıyla bu konuda herhangi bir şekilde bizi test etmesinler, böyle bir maceraya girişmesinler. Böyle bir hata yapmazlar inşallah.”

- “Yeri geldiğinde gereken yapılıyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Biden görüşmesi sonrasında kurulması kararı verilen ortak mekanizmanın yapısına ilişkin sorusu üzerine Akar, Dışişleri Bakanlığı koordinasyonunda Milli Savunma Bakanlığı ve ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlardan oluşacak.

Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye yönelik saldırıların devam etmesi durumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Gereğinin yapılacağını’ söylemişti. Sınır ötesi operasyon gündemde mi? sorusuna yönelik Akar, “Gerek Irak gerek Suriye’de olsan bizim bir misyonumuz, vazifemiz var. Nedir o? Sınırlarımızın, vatandaşımızın güvenliği. Onun için yapılması gereken ne varsa bugüne kadar yaptık bundan sonra da aynı esaslar dahilinde uluslararası hukuk çerçevesinde yapmaya devam edeceğiz. Bunların yeri ve zamanı var, durum ve şartlar var. Bununla ilgili her şeyin bir zamanı var, yeri geldiğinde gerekli şey yapılıyor.”

Suriye ve Türkiye arasında bir görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmediğine yönelik soruya Akar, “İlgili bakanlık ve kurumlarımız ülkemizin hak ve menfaatleri için yapılması gereken neyse bunları örtülü, açık yaptılar, yapacaklar. Tarihi, coğrafyası, milletiyle, ordusuyla ekonomisiyle Türkiye büyük bir millet, devlet. Bu manada devlet refleksi neyi gerektiriyorsa bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Kerkük’teki gelişmelere ilişkin soruya Akar, “Kerkük konusu bizim için çok önemli. Yakından takip ediyoruz. Erbil ve Bağdat ile görüşerek orada kabul edilebilir davranış içinde olmaları konusunda taraflarla temaslarımızı, yakın ilgimizi sürdürüyoruz. Dolayısıyla Kerkük’teki kardeşlerimizin geleceği, güvenliği bakımından herhangi bir olumsuzluk oluşmaması için her türlü gayreti gösteriyoruz” dedi.

-“Yakından takip ediyoruz”

“Dedeağaç’a ABD yığınağı yapıldığına” yönelik haberlere ilişkin değerlendirmesi sorulan Akar, ABD’nin 2014’ten beri Avrupa güvenliğine katkı için tatbikatlar yaptığını belirtti. Akar, “Daha önce Baltık üzerinden intikaller yapılıyordu. Daha sonra tatbikatın yönünü bu tarafa kaydırdılar. Bu bir tatbikattan ibaret. Olayları yakından takip ediyoruz. Bu işin bilinen, açıklanan, objektif tarafı bu: tatbikat yapılıyor. Tatbikatın bir parçası olarak Dedeağaç’a birlik getiriyorlar. Bu tür gelişmeleri yakından takip edeceğiz ama her yapılan da bize karşı yapılıyor gibi bir endişeye kapılmayacağız” yanıtını verdi.

“S400 konusunun çözümü” nasıl olabilir sorusuna Akar, şu yanıtı verdi:

“Konuşalım, çözelim diyoruz. Biz S400’ü niye aldık, gelin size izah edelim diyoruz. S400 herhangi bir saldırı silahı değil, kimseye tehdit değil. F35’lerle beraber kullanıldığında birtakım sakıncalar doğuruyorsa gelin görüşelim, onu önleyelim. Gerekirse NATO’yu da çağırın. Bizim görüşlerimiz bu. Burada haklıyız. Biz 84 milyon ve 780 bin kilometrekare vatan topraklarının hava ve füze saldırılarına karşı korumak mecburiyetimiz var Gelin konuşalım, bu işi uzatmayalım asıl problem konumuz PKK/YPG diyoruz.”