Bazı programlara katılmak üzere Nevşehir'e gelen Bakan Özer, cuma namazını Çiçekli Cami'de kıldı. Namazın ardından vatandaşlara aşure dağıtan Özer, burada, hayırseverlerin desteği ile oluşturulan "Çiçekli Cami Tarık Kesekci Teknoloji Odası ve Kütüphanesi"nin açılış kurdelesini kesti.

Recep Tayyip Erdoğan Proje Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde düzenlenen "2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Hazırlık Toplantısı"na katılan Özer, okul idarecileriyle bir araya geldi.

Programda konuşan Özer, Kovid-19 sürecinde okulların öneminin daha iyi anlaşıldığına dikkati çekerek "Okullar sadece eğitim öğretimin yapıldığı yerler değildir. Dolayısıyla okullar kapatıldığı zaman telafi edilmesi gereken sadece öğrenme kayıtları değildir. Okullar bir ülkenin en nitelikli sermayesi olan beşeri sermayesinin niteliğinin çok boyutlu olarak araştırıldığı ve geliştirildiği yerlerdir. Okullar, öğrencilerin psiko-sosyalleşmesinin, duygusal gelişiminin olduğu, akran eğitimi ve becerisinin arttığı aynı zamanda kültür, sanat ve spor etkinliklerinin yapıldığı mekanlardır." diye konuştu.

AK Parti iktidarı döneminde, Türkiye'de eğitim öğretime erişim oranında ciddi artışlar yaşandığını anlatan Bakan Özer, 19 milyona yakın öğrencinin eğitim sisteminden faydalandığını söyledi.

Ortaöğretimdeki okullaşma oranının yüzde 44'ten yüzde 90'a, yüksekokullarda bunun yüzde 14'ten yüzde 48,5'e çıktığını vurgulayan Özer, bunun her çocuğun eğitime rahat erişiminin sağlanması amacıyla gerekli yatırımların yapılması ile mümkün kılındığını ifade etti.

2000'li yıllarda yaklaşık 300 bin olan derslik sayısının 1 milyona yaklaştığını dile getiren Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gelişmiş ülkelerdeki okullaşma oranının tarihi seyrine bakın. Bizim son 20 yılda yaşadığımız bu dönüşümü, OECD ülkelerinin 1950'li yıllarda sağladığını görüyoruz. Peki neden 70 yıl bekledik. Rekabet ettiğimiz ülkelerle rekabetin en güçlü enstrümanı olan beşeri sermayemizin niteliğini artırmayla ilgili eğitimi neden bu kadar üstün körü geçiştirdik. Son 20 yılda eğitimin önündeki antidemokratik uygulamalar kaldırıldı. Bu ülkede eğitime erişimle ilgili kendi vatandaşının, başörtülü kızlara eğitim erişimi yasaklanmıştı. Şimdi unutuldu. 'Başörtüsü yasağı hakkında konuşuluyor, istismar ediliyor.' deniliyor. Biz yaşadık, gördük bu sıkıntıları. Üniversite kapılarında bekletilenleri gördük. İkinci kısım kat sayı uygulaması, 1999'da yürürlüğe girdi. İmam hatip niyetiyle girildi ama mesleki eğitimi de mahvetti. 1999'daki bu uygulama ancak 2012'de kaldırılabildi. İmam hatip açısından bunun sonucu neydi, kaymakam, vali, bürokrat, iş adamı olamasın. Mesleki eğitimde ise iş gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu insanı yetiştirmesin, aciz kalsın ve bu ülkenin ekonomik kalkınmasında tıkanma olsun. Bu iki uygulama da kaldırıldı."

Bakan Özer, AK Parti döneminde bir taraftan eğitimdeki antidemokratik uygulamaların ortadan kaldırılıp okullaşma oranının artırıldığını diğer taraftan da kaliteden ödün verilmediğini aktardı.

Türkiye'nin son 20 uluslararası araştırmalarda eğitimdeki başarısını ortaya koyduğunu anlatan Özer, şunları kaydetti:

"Uzun yıllar yükseköğretimde çalıştım. Yükseköğretimin Türkiye'deki tarihi ve geçirdiği evreleri biliyorum. İstanbul'da ilk üniversite açıldıktan sonra Ankara'da üniversite açılmaya çalışıldı. İlk tepki şuydu, 'Ankara'da üniversite mi olur, kalite elden gidiyor' oldu. Ankara'dan sonra İzmir'e üniversite kurulurken aynı şeyler söylendi. Şimdi de 'Her tarafa okullar açıldı, kalite gitti.' denildi. Türkiye uluslararası öğrenci başarı araştırmalarına katılıyor. Son 20 yıldaki araştırmalarda, her döngüde bir öncekinden daha yüksek puan alıyoruz. Bir taraftan öğrenci sayısını artırıyorsun aynı zamanda başarıyı da artırıyorsun. Bunu başaran ülke nadirdir. Eğitimde fırsat eşitliğinin güçlendirilmesinde ciddi bir iyileşme söz konusu. Batı bakışıyla, içimizde bizden olan ama batı medeniyetinin dilini konuşan insanlar Türk insanının iyi şeyler yapamayacağının endoktrinasyonunu yıllarca yaptı."