-“Şayet mü’minlerden iki topluluk birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltiniz; eğer barıştan sonra biri diğeri üzerine saldırırsa, saldıranlarla Allah’ın buyruğuna dönmelerine(barış antlaşmasına dönünceye) kadar savaşınız; eğer dönerlerse aralarında hüküm verirken adil davranınız. Şüphesiz Allah adil davrananları sever. Bütün mü’minler kesinlikle kardeştirler. Öyleyse kardeşleriniz arasında sulhu, barışı sağlayın. Barış ve kardeşlik hukukunda Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki O’nun rahmetine nail olasınız (Hucurat S.9-10)” ilahi mesajlarını, Türkçülük, Kürtçülük, Arapçılık, Farsçılık gibi faşizim hastalığına yakalananlar anlayamaz. Mezheblerinin, Tarikatlarının, cemaatlerinin ve partilerinin kurallarını, Allah’ın; “Ancak Müminler kardeştir” ilkesine tercih edenler anlayamaz. Avrupalı Hıristiyan Haçlı âlemi 1. ve 2. Cihan harplerinde birbirlerini acımasızca katlederken nasıl barışıp birleştiklerini hiç düşündük mü?! Avrupa’da ülkeler işgal edildi. 70 milyon civarında insan katledildi. Bir o kadar kişi de evsiz ve yurtsuz kaldı. Yıllarca süren bu vahşi savaşlardan sonra barıştılar. Çıkarları etrafında birleşerek AB(Avrupa Birliğini) kurdular. Sınırları kaldırarak tek para birimine geçtiler. Katrilyonca Dolar Savaş zararlarını karşılamak için Afrika’yı, Asya’yı ve Ortadoğu’yu kendi aralarında bölüşerek sömürmek gayesiyle işgal ettiler. Erkeklerinin çoğu savaşlarda ölünce işç

ni imar ettiler. Ekonomilerini yeniden güçlendirerek iktisatta, sanayide ve teknolojide güç sahibi oldular. Ya biz! Ya İslam’a isyan âlemi! Ne ile meşgul olduk. Vakitlerimizi neye harcadık? Tam yüz yılımız İslami harflerimizle, medeniyetimizle, iman ve ahlak ilkelerimizle savaşla geçti. İçimizdeki batı âşıkları ve uşakları yöneticilerimiz mason kâhyalar yoluyla içerden hançerlendik. Çoğunun kurucularının Yahudi ve Ermeni olan ırkçı faşistler yoluyla bölündük, parçalandık ve yutulduk! Bu ihanetlere direnen Vatan ve Din sevdalılarını, iftiralarla kandırdıkları silahlı güçlerin ihtilalleriyle tasfiye ettiler. Şimdi de aynı mihraklar barış projesine bütün güçleriyle karşı çıkıyorlar. MHP ve CHP; cezaevlerindeki teröristleri tekrar Kandile göndermekten başka hiçbir işe yaramayan “Pişmanlık Yasası” adı altında defalarca çıkardıkları teröristlere af yasalarını unutarak, iktidara utanmadan niçin saldırıyorlar? 1999 yılında çıkardıkları af yasasına karşı Mecliste yaptığı konuşma ve teröriste af kanununa red oyu vermesi sebebiyle Mersin Milletvekili Ali Güngör kardeşimizi MHP’den ihraç edenler, şimdi utanmadan barış projesine niçin karşı çıkıyorlar? (Konuşmayı merak edenler youtube’dan izleyebilirler) Terörist başının ve PKK silahlı terör örgütünün baş patronu özel harb dairesinin yöneticilerinden olan Ergenekon çetelerini milletvekili dokunulmazlığıyla kurtarmak için milletvekili yapanlar, barış projesine neden bu kadar pervasızca tepki gösteriyorlar? Ordumuzun silahlarını terör örgütüne verdirmekten yargılananları milletvekili yapmak için uğraşan bu partiler barış projesine niçin savaş açıyorlar? Askerlerimizi silahsız korumasız otobüslere bindirerek yolda teröristlere kurbanlık koyun gibi teslim edip, şehit ettirenleri Silivri’de ziyaret edenler şimdi barış projesine niçin karşı çıkıyorlar? Cihan Devleti Osmanlı’yı yıkan bu İttihad çetelerinin partileri barışa karşı çıkmayacak da ne yapacaklar!. Kuruluş gayeleri Anadolu’muzda yeniden haçlı Bizans Ruhunu hortlatmak olan bu manada taraftarları partiler barış projesini dinamitlemek için yeniden sahnedeler! Çünkü Barış Projesi Allah’ın yardımıyla gerçekleşirse; Ülkemizde kaos bitecek inşaallah. Kavga bitecek. Anaların gözyaşı duracak. Silah satışları bitecek. Terörü önlemek adına milyarlarca lira harcamalar bitecek. Akan kanlar, sönen ocaklar bitecek. Cenazeler bitecek. Şehitlerimizin arkasından istismarlar bitecek. Halkımızı aldatacak oy toplama malzemeleri bitecek. Neslimizi soysuzlaştıran, gençlerimizin geleceğini karartan esrar, eroin ve kadın mafyasının çıkarları bitecek! Ülkemizi bölerek yıkmak isteyen dış güçlerin oyunları bitecek. Adanauer vakfı gibi dış mihraklı CIA, KGB ve MOSSAD istihbarat örgütlerinin emelleri ve hayalleri bitecek. Evet, barış projesi gerçekleşirse, Doğu ve Güneydoğumuzdan göçe zorlanan ailelerimizin, yurtlarına dönüş hızlanacak. İstanbul gibi Metropol şehirlerin gecekondularında çile çeken vatansever doğulumun çektiği sıkıntı ve hasret bitecek. Köylerinde yıllarca toplayamadıkları ürünlerine konan ambargolar bitecek. Türk, Kürt kardeşliğiyle, bölücü kalleşlerin oyunları bozulacak. Unutmayalım ki; İslam Barış Düzeni, Müslüman ise Allah ile barışan ve barış içinde yaşayan ve toplumun kendisinin elinden ve dilinden barış içinde emin olduğu kişi manalarına geliyor.. Birbirimizle karşılaştığımızda vermekle sorumlu olduğumuz selam da “barış üzerinize olsun, barış içinde yaşayasınız” manalarına geliyor. Her namazımız sağ ve sol tarafımıza selam vererek, barış temennisiyle bitiyor. Ve namazdan sonra da “Allahümme entesselam ve minkesselam” cümlesiyle barış bir kere daha terennüm ediliyor. O halde ne duruyoruz, hep beraber barışa destek verelim! Ülkemizi maddi ve manevi süper güç haline getirmek için şart olan, iç barışı sağlayacak bu hayırlı adıma “Gelin canlar bir olalım. Ordu millet kaynaşalım. Koltukkolikleri çatlatalım ve dış güçleri ağlatalım” idealiyle barış projesine yardımcı olalım. Allah barış yolunda yar ve yardımcımız olsun!

Not: Başöğretmenimiz ve Sevgili Peygamberimizin doğum gününü 20 Nisan’da Medine-i Münevvere’de kutlamak isteyen kardeşlerimize sadece Vakfımıza destek gayesiyle kurulan NADİDE HAC-UMRE VE KUDÜS organizasyonlarının uygun fiyatlarla ilan ettiği ve bizim de nasip olursa iştirak edeceğimiz UMRE programlarına katılmalarını tavsiye ediyorum.