Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı ile Uluslararası Hafızlık ve Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Ödül Töreni'nde konuştu.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis'e tepki gösteren Başkan Erdoğan, ''Yunanistan Başbakanı ABD'den yardım istiyor. Neye karşı? Türkiye'ye karşı. Ne yaparsan yap, biz gereği neyse bunu her zaman yapacağız, yapmaya hazırız.'' ifadelerini kullandı.

Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından önemli başlıklar;

Mevlid Kandili'nin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Asırlardır ilimle, irfanla, hikmetle yolumuzu aydınlatan âlimlerimizi ariflerimizi hürmetle yad ediyorum.

ŞAHSIM VE MİLLETİM ADINA TEBRİK EDİYORUM

Zulmetin çöplüğünü temizleyen bu müstesna doğuşun seneyi devriyesine ulaştırdığı için Rabbimize hamd ediyorum. Muhabbetin ruhunda sevgililer sevgilisi var. İslam coğrafyasının farklı bölgelerinden katılan Kur'an bülbüllerinin her birini şahsım, milletim adına tebrik ediyorum.

"BU MİLLET EZANINA SAHİP ÇIKTI"

Allah'a hamd ile başladığımız her sözümüzü, O'na selam ile sürdürürüz. Peygamber efendimize duyduğumuz derin muhabbet edebiyatımızda sanatımızda kendini gösterir.

Bir zamanlar, birileri bizim ezanımızı aslından değiştirerek, Türkçeleştirerek söylemediler mi? Sonra aslında rücu etti ve bugünkü haliyle nidalar yükselmeye başladı. Zannettiler ki susturacağız, durduracağız. Ne susturabildiler ne durdurabildiler. Bu millet ezanına sahip çıktı. Bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim. İstikbalimiz de istiklalimiz de sevgisiz, vatansız, bayraksız ve ezansız olmayacaktır.

Aziz milletimizin mayasındaki Allah ve peygamber aşkıyla yüreklerimiz öylesine genişlemiştir ki, onu seven herkes kalbimizde yerini bulur. Bu yüzden dünyadaki tüm Müslümanlara karşı derin bir muhabbet besler. Tüm ezilenlere karşı merhamet duyarız. Asya'dan Afrika'ya, Kafkaslardan Balkanlara, Hint Okyanusundan Batı Sahra'ya kadar nerede Müslüman varsa gönlümüz ve aklımız oradadır.

"NEREDE MÜSLÜMAN VARSA AKLIMIZ ORADADIR"

Aziz milletimizin mayasındaki Allah ve peygamber aşkıyla yüreklerimiz öylesine genişlemiştir ki, onu seven herkes kalbimizde yerini bulur. Bu yüzden dünyadaki tüm Müslümanlara karşı derin bir muhabbet besler. Tüm ezilenlere karşı merhamet duyarız. Asya'dan Afrika'ya, Kafkaslardan Balkanlara, Hint Okyanusundan Batı Sahra'ya kadar nerede Müslüman varsa gönlümüz ve aklımız oradadır.

Bosnalı, Azerbaycanlı, Afganistanlı kardeşimizin sevinciyle sevinir, kederiyle kederleniriz. Sudanlı, Yemenli yetimin acısı bizim acımızdır. Filistinli çocuğun gözyaşı, Afrikalı annenin feryadı bizi yaralar. Biz Müslümanları bir bedenin azaları olarak görür, bir binanın tuğlaları olarak biliriz.

Dünyadaki tüm mazlumlarla aramızda hiçbir bıçağın kesemeyeceği, hiçbir ateşin yakamayacağı, hiçbir tuzağın yıkamayacağı bir bağ vardır.

Somali'den Libya'ya, Pakistan'dan Ukrayna'ya kadar nerede kanayan yara varsa durdurmak için çalışıyor, gayret gösteriyoruz. Hangi inanca mensup olursa olsun mazluma sahip çıkmayı, zalimin karşısında dimdik durmayı kendimize görev telakki ediyoruz.

DÜNYADA BİR NUMARAYIZ

Dünyadaki tüm Müslümanlara karşı derin bir muhabbet besleriz. Hint Okyanusu'ndan Batı Sahra'ya kadar, nerede Müslüman varsa gönlümüz aklımız oradadır. Sudanlı, Yemenli yetimin acısı bizim acımızdır. Afrikalı annenin feryadı bizi yaralar. Biz Müslümanları bir bedenin azaları olarak görür bir binanın tuğlaları olarak biliriz.

Bu anlayışla Somali'den Libya'ya, Pakistan'dan Ukrayna'ya kadar nerede kanayan yara varsa durdurmak için çalışıyor, gayret gösteriyoruz. Türkiye'nin yakın çevresiyle dünyanın farklı köşelerinde yürüttüğü insani diplomasinin arkasında bu tasavvur vardır. Mazluma yardımda bir numarayız. Amerika batı falan değil, 1 numara biziz. 'Dünya 5'ten büyüktür' derken de inancımızın bize emrettiği bu anlayışımızı ifade ediyoruz. Türkiye denilince akla ekonomisi, savunması yanında vicdanı, merhametiyle, ilkeli duruşuyla öne çıkan bir ülke geliyor.

GEREĞİ NEYSE YAPACAĞIZ

Hemen her gün insanlık olarak yeni bir krize uyanıyoruz. Salgının etkilerini atlatamadan, iki komşumuz arasında patlak veren savaş. 21. asır tam anlamıyla buhranlar çağına dönüşmektedir. Yunan feribotlarının denizdeki o masum insanları nasıl Ege Denizi'ne gömdüklerini izliyoruz. Dünyanın sesi çıkıyor mu? Hayır. Müslümanlığımızın gereğini yerine getiriyoruz.

Yunanistan Başbakanı ABD'den yardım istiyor. Neye karşı? Türkiye'ye karşı. Ne yaparsan yap, biz gereği neyse bunu her zaman yapacağız, yapmaya hazırız.

AİLE MÜESSESESİ BÜYÜK SALDIRI ALTINDA

Yıllardır insanlığa kurtuluş reçetesi olarak sunulan materyalist reçetelerin çare olmadığı, ekonomik, siyasi, ahlaki olarak felakete sürüklediği gün geçtikçe daha da anlaşılıyor. Sapkın akımlar küresel güçlerin teşviki ile günden güne yayılıyor. Aile müessesesinin tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük saldırı altında olduğunu görüyoruz.

Aile yapımıza karşı bu akşam bu kutlu akşamdan, burada ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum; milletleri millet yapan güçlü ailelerdir.

İşte bu güçlü aile yapımızı korumak suretiyle Allah'ın izniyle aile yapımızı sarsmak isteyenlere en güzel cevabı bu mubarek gecede veriyoruz.

GELİŞMİŞ ÜLKELERDE EVLİLİK KURUMU İŞLEVİNİ YİTİRİYOR

Öyle çirkin, garip, gureba akımlar karşısında dik durdukça Allah'ın izniyle bu milleti kimse yıkamayacaktır. Gelişmiş denilen pek çok ülkede evlilik kurumu işlevini neredeyse anlamını yitirmek üzeredir. Bizi diğer canlılardan ayıran insani vasıflarımız yok olma tehdidiyle karşı karşıyayız. Bu tehditlere gençlerimiz maalesef maruz kalıyorlar. Tüm kötülüklerin anası olan içki ve alkolden uyuşturucuya, ekran bağımlılığından nihilizme kadar çok ciddi tehditlerle boğuşuyor.

DEAŞ FETÖ'NÜN RUH İKİZİDİR

Nebevi davet metodu merhamet ve şefkat üzerine kuruluyken, bugün gerek ülkemizde gerek İslam dünyasında kimi zaman son derece sıkıntılı durumlara şahitlik ediyoruz. DEAŞ vari tekfirci örgütlerle FETÖ gibi sapkın yaklaşımları burada ifade etmek gereği dahi duymuyorum. Onların gayesi emperyalistlere hizmet etmektir. Zahirde ayrı gözükse de FETÖ'nün DAEŞ'tan hiçbir farkı yoktur. Biri diğerinin ruh ikizdir. DEAŞ, FETÖ'nün ruh ikizidir. Bunların hepsi de tıpkı PKK gibi İslam ve müslüman düşmanı çevrelerin farklı görünüm ve söylemlerle sahaya sürdüğü piyonlardır. Biz bu katil sürülerin yularını kimlerin tuttuğunu çok iyi biliyoruz. 15 Temmuz gecesini unutmadık, unutmuyoruz. 250 şehit, 2 bin 200 civarında gazimizi unutmuyoruz.

Son dönemde sosyal medya başta olmak üzere kimi mecralarda peyda olan şahıslar, bu kişilerin güya İslamı anlatırken öfkenin, gazabın, korkunun bidatın diline başvurduklarına hatta dolandırıcılıklara kılıf yapıldıklarına şahit ediyoruz. İnsanların kalplerini Allah'ın dinine ısındırmak yerine onlardan daha fazla uzaklaştırdığına melce bulduğunu biliyoruz. Belki aralarında iyi niyetli hareket edenler vardır. Ama kaş yapayım derken adeta göz çıkarmanın İslam'da yeri olmadığı açıktır.