Adana'da yaşayan Murat (40) ve Seda (35) Çakmak çiftinin, 2.5 ay önce özel bir hastanede M.T. adını verdikleri çocukları dünyaya geldi.

Ancak aile, evlatlarından topuk kanı aldırmadı ve aşı olmasını istemeyerek evrakları imzalayıp, daha sonra taburcu olup evlerine gitti.

Ancak topuk kanı alınmayıp aşı yapılmadığı için özel hastane durumu çiftin ikamet ettiği mahallenin sağlık ocağına, onlar da Sağlık Bakanlığına bildirdi.

BEBEĞİN TOPUK KANI VERİLMEDİ: KAYYIM ATANDI

Topuk kanı aldırmayan aile hakkında Sağlık Bakanlığı şikayetçi oldu ve Adana 6. Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açıldı.

Açılan davada mahkeme, ailenin ifadesine başvurdu. 2.5 aylık M.T. için kayyum atanmasına karar verdi.

Aile, mahkeme sürecinde Murat Çakmak'ın kardeşi F.Ç.'yi evlatlarının vasisi olarak mahkemeye bildirdi.

Davanın ilk duruşmasının önümüzdeki günlerde görülmesi bekleniyor.

BABA ÇAKMAK CANLI YAYINDA KONUŞTU

Katıldığı canlı yayından "Neden bebeğinizden topuk kanı aldırmadınız" sorusunu yanıtlayan Murat Çakmak, topuk kanı karşıtı birçok akademik yayın okuduğunu ve uygulamanın muhtemelen komplikasyonlarını, -enfeksiyon ve ana sinir damarlarının zarar görmesi sonucu ortaya çıkabilecek rahatsızlıklar gibi- değerlendirerek bebeğinden topuk kanı aldırmamaya karar verdiğini belirtti.

Çakmak 4 yıl önce doğan çocuğundan da topuk kanı alınmasına müsaade etmediğini ancak o zaman böyle bir hukuki süreçle muhatap kalmadığını aktardı.

Çakmak, söz konusu sağlık taraması testinin alternatifi olan idrar yoluyla yapılmasına karşı olmadığını da kaydetti.

Çakmak, mandatory (zorunlu) aşı uygulamasına da dikkat çekerek ilaç ve aşı endüstrisinin kazanç güdümlü politikaları doğrultusunda insan sağlığını göz ardı eden uygulamalar imza attığını vurguladı.

Çakmak, DSÖ ve TTB'nin (Türk Tabipler Birliği) topuk kanı dayatmasının arkasındaki sağlık organizasyonlarının başında geldiğini belirterek, bu kuruluşların güvenirliliğinin özellikle pandemi sonrası sorgulanır bir konuma geldiğini belirtti.

AVUKAT ŞEKER: ANCAK HİTLER DÖNEMİNDE GÖRÜLEBİLECEK BİR UYGULAMA

Avukat Şeker, ise ailelerin Genel Sağlık Taraması testlerine karşı olmadığını ancak bu testlerin dayatılmasına karşı olduğunu belirtti.

Şeker, "Genel Sağlık taraması testlerinin zorunlu hal getirilmeye çalışılması, ailenin velayet, tıbbı müdahaleyi ret ve tedaviyi seçme hakkına mugayirdir" dedi.

Şeker, bu testlerin her çocuğa zorunlulukla uygulanmasını ise "ancak Hitler döneminde görülebilecek bir durum" olarak niteledi.  

Ahmet Davutoğlu: Gazze referandumla Türkiye'ye bağlansın Ahmet Davutoğlu: Gazze referandumla Türkiye'ye bağlansın

Şeker, sağlık endüstrisindeki bazı şirketlerin rant sağlamak için sağlıklı kişileri hasta ilan edebileceğine dikkat çeken Şeker, yanlış test ve ardından gelen yanlış tedavi prosedürlerinin oluşturabileceği mağduriyete dikkat çekti.

Şener, Sağlık Bakanlığının topuk kanı uygulaması yapılmış bebeklerle uygulama yapılmamış bebekler arasında mukayeseli bir çalışma yapmadığını da vurguladı.

BABA ÇAKMAK: DSÖ VE TTB MÜTTEFİKLERMİŞCESİNE İNSANLARA SALDIRIYOR

Çakmak, katıldığı bir YouTube programında ise DSÖ ve TTB'nin adeta bir anlaşma içerisindeymiş gibi aşı ve topuk kanı dayatmasına karşı çıkan insanlara saldırdığını belirtti.

Çakmak, adliyede benzer vakaların çok olduğunu belirtti.

TTB'nin topuk kanı ve aşı dayatmasına karşı çıkan aileleri adeta bir "terörist"lermişcesine mimlediğini aktaran Çakmak, ailelere bu süreçte ebeveynlik görevlerine zarar verecek bir baskı ve şiddet uygulandığını belirtti.