İşte Şanlıurfa eski belediye başkanı İbrahim Halil Çelik'in söz konusu yazısının tamamı:

Milli Görüş Davasının yiğit erlerinden, Kahramanmaraş’ın uç beylerinden; FATİH simgesinin unutulmaz simalarında  Ali Sezal’da Hak'ka yürüdü. 

Siyasi tarihimizde “FATİH“ simgesini Serhat Şehri Van’ın Belediye Reisi Fethullah Erbaş'ın, Milli Ruhun ve Milli duruşun simgesi,  Yedi Güzel Adamın yurdu  Kahramanmaraş’ın yiğit Reisi Ali Sezal’ın, Anadolu Selçuklu Devletinin Darü’l Ala’sı, Anadolu’nun birlik ve dirlik yurdu Sivas’ın yiğit evladı Reis Temel Karamollaoğlu’nun, Peygamberler Şehri  Şanlıurfa’ın o put kıran ceddi İbrahim’in hasletlerini genlerinde taşıyan Reis İbrahim Halil Çelik’in  ve Anadolu Selçuklularıyla, Karamanoğlu devletlerine başkentlik yapmış, zamanı aşan şehiri Konya’nın, Mevlana meşrep yiğit insanı Reis Halil Ürün’ün baş harflerinden oluşuyordu. İşte bu  FATİH bir mananın ve bir siyasi zamanın imzası olmuştu.  

Ve tüm yurtta siyasi gönüldaş ve siyasi rakipler bu Beşibirlik Yiğit insanları tanırdı. Her yerde bu  insanlardan bahsedilirdi. Onların gayreti İstanbulun yeniden kapısını açtı.

Yiğit insan Reis Ali Sezal’ın vefat haberini değerli dostum, dava arkadaşım ve  gönüldaşım Halil Ürün’ün acı aç çalan telefonumdaki görüntüsü açtığımda ahizesinden öğrenmiş oldum. Çok kederlendim. Hüzün çöktü yüreğime.  Ölüm ah ölüm! Birden siyasi tarihin bu öncülerini bir bir resmî geçit yaptırdım beyin ekranımda. 

Erbakan Hocamın meşalesini  yeniden  yaktığı bu Hak Davanın yiğit erlerinden biri daha   iyi atlara binip dönülmez yolculuğa çıkmış.  Kimler gitmedi ki kimler? Birgün bizde çıkacağız bu sefere. Rabbim yüzümüzü Kara eylemeye. Yolun açık olsun gönül insanı can dostum yiğit insan Ali Sezal kardeşim. İsmin gibi yüce ve soyadın gibi bu davaya yakışıyordun sen. Sen tam bir Maraş beyzadesi idin. Duruşun,  tavrın ve insanlara verdiğim güven senin şiarın idi.  

Hani Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılandıktan sonra beratla Urfa’ya dönerken  beni hudutta karışlaman ve bağ evinde ağırlaman hala gözlerimin önünde bir anıt gibi durmaktadır.  Aşk ve  iman bir arada idi o zaman.  İşte gönül sarayımızdan bir taş daha düştü bu ölümünle.  Gönül bahçesinin güllerinden biri daha soldu  bu gitmenle. Ama öte alemde yeniden açmak gittin sen.    Bir dava adamının daha bugün Hakka ruhunu  teslim ettiğini hüzünle  öğrenmiş oldum. 

Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. 

Ne günlerdi o günler ;  yurdun her karış toprağını siyasi meşale ile aydınlatmak için yorulmaz küheylar gibi meydan meydan koşturuyordu bizi rahmetli Erbakan hocam. Gezmedik yer kalmamıştı Anadolu topraklarında. Maraş’ında  o mübarek toprağının tozunu az mı  yutmuştuk. Bir varmış, bir yokmuş! 

Ancak insanın geride bıraktığı eserler onu tarihe taşırmış. İşte güzel  yiğit insan,  can dost , kararlı ve vakur bir Maraş yiğidini daha öte aleme sefere çıktı. Onun cennet azığı  önden yaptığı güzel eserler ile geride bıraktığı evlatları ve güzel dostlarıdır. 

Milli Görüş Belediyeciliğinin öncüleri  sıra ile bu kez Mecliste davayı temsil ettiler. Tüm Reisler Milletvekili oldular. Yerel Yöneyimlerden merkezi yönetime şerefle  davayı taşıdılar. Hükümet oldu Milli Görüş. Ama şer odakları ve Deccalın şeytan çocukları 28 Şubatta boş durmadılar. Milli Görüşün yiğitlerini  siyasi yasaklı kaldılar.  Bu zulüm  bin yıl sürecek dediler. Ancak bu  safsata balonları kısa zamanda söndü başlarında. İşte  O günler 15 Temmuzun ayak izleri idi. Fetöcü tezgah o günden kurulmuştu. İdrakinde zorlanırdı bu belanın. Bu belanın  idrakinde olan dostlara selam olsun. 

Aziz kardeşim Ali Sezal,  seninle çok unutulmaz anılarımız var.  Bu acılı günde onlardan bahsedecek mecalim kalmamıştır. İleride belki kaleme alma fırsatımız olur. Yiğit insanların harman olduğu şehrin önden giden rahmetliErdem Bayazıt’a, Alaettin Özdenören’e , Cahid Zarifoğlu’na, Nuri Pakdil’e, Hasan Seyithanoğlu’na ve  diğer kıymetli  gönül dostlarımıza selam olsun. Ruhları şad olsun. 

Bu ölüm ; geride kalanların bizlerin için biri birimizin kıymetlerini daha iyi bilmemiz için bir ikazdır. Vefada kusur eylemeyelim. Vefa imandandır. Ağzı dumanlı , göğsü imanlı dostum ve kardeşim Ali Sezal’ a yolun açık olsun. Kabrin nurla dolsun. 

Başta kederli evlatlarına, ailene, seni seven tüm yiğit dava arkadaşlarına Yüce Allah’tan sabırlar dilerim. 

İnna lillahi ve inna ileyhi raciün.