Bilgi, bir insanın iç ve dış dinamiklerini etkiler, şekil verir ve duruş kazandırır. Bilgi değişim demektir. Öğrenmek; insanın kendisini görmesini sağlar. Kendimizi görmeyi bilebilirsek bu, dil ve üslûptan tutun da, duruş biçimimize kadar kendimizde beğenmediğimiz durumları görebilme ve tespit edebilme cesareti verir ve daha iyi olma gayreti içine gireriz.

Görmeyen bilemez, bilmeyen anlayamaz

Bilgi güneşi ile insan aynasında kendisini göremeyenler; görmenin ne anlama geldiğini ve görüp te kendisini değiştirirse bunun kendisine ne katacağını keşfedememiş olanlardır. Bir hastanedeyseniz, doktor olanla olmayanı, özgüveni yerinde olanla olmayanı, okuyup kendisini geliştirenle geliştirmeyeni yürüyüşünden, duruşundan ve bakışlarından derhal anlarsınız. Bilgi güçtür. Öğrendiklerimiz zihinden kalbe intikal etmiş, oradan da hayata yansımış ise işte o, duruşu düzeltir. Yüzündeki ifade ve konuşma biçimi ile size güven veren, rahat bir iletişim kurulabilen, oturulup konuşulabilen ve sizi dinleyebilecek bir muhatabınız olduğunu hissettirir. Bu insanı rahatlatır.

Okumazsak göremeyiz ve el yordamıyla yaşarız

İnsanın öğrenmeyi hayatının merkezine yerleştirmemesi; iç boyutunu cüce bırakması ve kendisine güneş görmüş bitki gibi gümrah bir gelişme fırsatını vermemesi anlamına gelir. Öğünlerimizi nasıl plânlıyorsak, okumalarımızı, düşünme ve konuşma biçimlerimizin düzelmesini de öylece plânlamalıyız. Bugün, benim yürüyüşümü düzeltecek ne okudum? Hangi bilgi beni heyecanlandırdı, eşim ve çocuğumla bu heyecanımı paylaştım mı? Hangi yazarın hangi tespiti bana çok şey kattı? Hangi kitap benim kendimi anlamam ve insan ilişkilerimi daha iyiye doğru ilerletebilmem için bana yol gösterdi? Benim daha iyi bir insan olabileceğimi bana düşündürten, buna inandıran hangi ayet, hangi hadis, hangi dost ve kitaplar edindim? Beni ele geçiren bilgiler, beni şekillendirdi. Ben bugün bu aldığım şekille Allah’ın (c.c) huzuruna varacak olsam, bundan ne kadar razı olur? Önce kendimizin sonra da bu dünyanın bizi güçlü ve doğru bir duruşla görmeye ihtiyacı var. Bu bir sorumluluktur.

Hepimiz birer sanat eseriyiz

Bir düşünür diyor ki, “Kendimi bir ürün gibi düşünür ve yeni tasarılarımlar yaparım. Kendime yeni ne katarsam eskisinden daha iyi ve işlevsel olurum, kendime iyilik yapmak anlamına gelecek neleri eksiltmeli ve neleri artırmalı, kimlere yakın olmalı ve neleri edinmeliyim? Bunları plânlayarak kendimi sürekli güncellerim. Durgun su kirlenir. Hayat ta akıyor, insan durağanlaştıkça kendi özünden kaybeder. Ben güncel olmak, geride kalmayıp ilerlemek ve insanları daha iyi anlayarak hayat kalitemi artırmak isterim. Ben olabileceğim en iyi hale ulaşarak kendimi yüceltmeliyim. Bu dünyaya olan borcumdur” diyor. Biz ise, Rabbimizin (c.c) verdiği en güzel hale ulaşabilmek için borcumuzdur diyoruz.

Kendimizi önümüze alalım ve daha iyi ve daha doğru olabilmek için bir sanatçı gibi tasarımlar yapalım. Bilgi azığımızla, uzun ve en iyi şeklimize ulaşabilmek için Rabbimizin (cc) yardımıyla bir yolculuğa çıkalım ve duruşumuzu düzeltelim. Bilelim ki duruşumuz duruş öğretir.