Türkiye, benzeri olmayan farklı bir ülke konumundadır. Türkiye’nin coğrafik, jeolojik, sismolojik ve meteorolojik farklılığı dikkat çekiyor. Türkiye’nin 3 tarafı deniz, jeolojisi genç, fayları kaf, daf, ege olmak üzere zincir şeklinde dizilmiş, depremleri yüzeye yakın, günde ortlama olarak 70 depremi olan, 4 mevsimi yaşayan, depremlerin çok olmasından dolayı, havası sık sık açılan ve kapanan bir ülkedir.

Türkiye’de depremler meteorolojik olayları meydana getirir. Büyük depremler ve deprem fırtınaları ise meteorolojideki ekstrem olayları meydana getirir. Büyük depremler ve 4.0+ büyüklüğündeki deprem fırtınaları olmazsa kuraklık olur, mevsim değişikliği, iklim değişikliği, küresel ısınma meydana gelir.

Bitki örtüsü değişir. Bazı canlılar zarar görür. Dünyada depremlerin fay hatlarını genleştirip genleştirmediği, faydan enerji çıktıktan sonra ise fayların büzülüp büzülmediği, araştırılmamış ucu açık konulardır. Depremlerin öncesinde fay hatlarının genleşmesi, sonrasında ise fayın büzülmesi olurken, iklim elemanları olan basıncı, sıcaklığı, rüzgarı, yağışı ne kadar etkilediği, nereleri etkilediği, ne zaman etkilediği de araştırılmamıştır. Bunlar araştırıldığında BİLİMDE REFORM olur.

Kaynatılan su, yüz dereceye gelinceye kadar nicelikçe değişmeler sürecini izler. Yüz derecede birdenbire sıçrayarak nitelikçe değişime uğrar ve buharlaşır. Bunun gibi toplumda da bir düşünce önce nicelikçe çoğalır ve gereken birikim gerçekleşince birdenbire toplumun niteliğini değiştirir. Gelişme, daima daha üstün bir düzeye doğru ve sarmal, daima eskinin yerine yeniyi getirerek aşağıdan yukarıya bir süreçle gerçekleşir. Gelişme sürecinin daha önceki aşamalarında elde edilmiş olumlu kazançların sürekliliği, korunması, evrimsel birikimi gerçekleştirir. Bilimde gözlem yapmak, gördüğünü anlatarak göstermek, eski bilginin yerine gösterileni, farklılıklarını eklemek, eskinin değerini ve geçerliliğini yok ederek değiştirmek, BİLİMDE REFORM yapmaktır.