BİR KORKAĞIN HİKAYESİ 

Recep Tayyip ERDOĞAN: “Onları kapımın önüne köpek olarak bağlamam” 

Ak Parti demek, Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Abdullah Gül demekti. Abdüllatif Şener de dördüncü önemli kurucuydu.

Abdüllatif Şener, bu dörtlüden ilk ayrılan oldu. Sebebi de oldukça ilginçtir. 

2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce gerçek adı “Dindar Cumhurbaşkanı seçtirmeyeceğiz” olan Cumhuriyet mitingleri yapılmaya başlanmıştı. CHP’nin Ankara, İstanbul, İzmir gibi yerlerde düzenlediği yüzbinlerce kişinin katıldığı mitingler, o dönemin medyasından ve daha önemlisi askerlerden destek alıyordu. 

Ankara’da yapılan Cumhuriyet mitingine, dönemin Genelkurmay başkanının kışlalardan yüz binlerce askeri gönderdiği konuşuluyordu. “Atatürk’ün makamını gericilere kaptırmamak” adına yapılan bu Cumhuriyet mitingleri, halkı kaygılandıran boyuttaydı. Çünkü İslam’a bol bol hakaretler ediliyordu mitinglerde.

Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt “Sözde değil özde cumhuriyetçi Cumhurbaşkanı” istedikleri beyanatını veriyor, o güne kadar uygulanmayan 367 milletvekili şartı Anayasa Mahkemesi tarafından getiriliyor, Erdoğan ve Gül aleyhinde yazılan, onların Yahudi olduklarını iddia eden kitaplar Abdullah Gül’ün samimi arkadaşı ve aynı zamanda Ak Parti milletvekili olan Faruk Bayrak’ın sahibi olduğu Alfa Dağıtım tarafından yüzbinlerce dağıtılıyordu. O kitaplar ve Çılgın Türkler kitabı, Ak Parti karşıtlığının sembolüydü. Yine Genelkurmay’ın Çılgın Türkler kitabından 300.000 adet satın aldığı söyleniyordu.

367 şartı Anayasa Mahkemesinden çıktı günlerde Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, 27 Nisan muhtırası verdi. Ardından da Ak Parti’ye kapatılma davası açıldı. Büyükanıt’ın darbe yapacağı, partinin kesinlikle kapatılacağı, parti mensuplarının geçmişte DP gibi yargılanacağı, Başbakan’ın ve bakanların da Adnan Menderes gibi idam edileceği söylentileri her yerde konuşulmaya başlandı.

Asker yargı ve medya yine eleleydi ve yeni bir darbe havası yayılıyordu. Bu sefer yapılacak darbe 28 Şubat gibi de olmayacak, 27 Mayıs darbesi gibi bütün şiddetiyle gelecek iddiaları bazı yazarlar tarafından da ifade ediliyordu.

Abdüllatif Şener işte bundan korktu ve yeni seçimde aday olmadı, daha sonra da istifa etti. Onun gerçekte ayrılmasının sebebi budur.

Ancak Şener’in korkarak aday olmadığı seçimde Ak Parti eskisinden de fazla oy aldı, kapatma davasından kıl payı kurtuldu ve Erdoğan’ın “Değerli kardeşim” dediği Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçildi. 

Abdüllatif Şener elbette siyaseti bırakmamıştı, ancak zor zamanda bıraktığı Ak Parti’ye dönecek yüzü yoktu. Zaten Recep Tayyip Erdoğan da zor zamanlarında gemiyi terk eden Abdüllatif Şener’e, daha önce Ali Müfit Gürtuna ve Sadettin Tantan’a yaptığı gibi kapıları kapatmış, “Onları kapımın önüne köpek olarak bağlamam” demişti.

Abdüllatif Şener daha sonra kendisi halktan hiç ilgi görmeyen bir parti kurdu, şimdi ise Ak Parti düşmanı bir CHP milletvekili.

”İnsan sürgünden de, zindandan da, ölümden de korkmamalıdır, sadece korkak olmaktan korkmalıdır.”

Kemalettin İSAOĞLU