Şehzade Orhan Osmanoğlu, ogünhaber.com üzerinden kaleme aldığı son yazısını okuyucuları ile paylaştı.

Sürgün yıllarını anlatan Osmanoğlu, "Dileriz ki bir gün arşivler açılsın hanedan üzerindeki şaibeler kalksın ve bu aziz milletimiz gerçekleri okusun." ifadelerini kullandı.

İşte Şehzade Orhan Osmanoğlu'nun "Tarihe hüzünle yazılan 'Hanedan Sürgünü" başlıklı o yazısı:

Sürgün kararıyla birlikte artık hanedan mensuplarının zorlu ve sıkıntılı günleri başlamıştır.

1 Kasım 1922’de bin küsur senelik saltanat kültürüne son verilmiş ve Osmanlı saltanatını ortadan kaldırılmış 3 mart 1924’de de bu yüce milletin şerefle yüzyıllar boyu taşıdığı, uğrunda öldüğü Hilafet makamı bir kanunla kaldırılmış, Osmanoğullarına reva görülen sürgün gerçeklerşmişti.

Kadın, erkek, yaşlı, genç, çocuk, bebek tam 155 kişiydiler. Osmanlı hanedanının tamamı bu 155 kişiydi. TBMM’nin, 3 Mart 1924’te kabul ettiği "431" sayılı kanun gereği apar topar beş parasız Türkiye dışına çıkartıldılar.

Şehzadelere 24 ile 72 saat, kadınlara bir haftayla 10 gün arasında önem sırasına göre değişen süreler tanınmıştı. 4 Mart 1924 gecesi, İstanbul Valisi Haydar Bey ve İstanbul Polis Müdürü, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 3 Mart 1924 günü kabul ettiği kanun maddesi gereği Dolmabahçe Sarayına gelerek Abdülmecid Efendiye durumu bildirdiler. O gece sarayda ne kadar insan varsa hepsini arabalara bindirip Sirkeci tren garından İsviçre’ye kadar bütün Avrupa’yı dolaşan "SİMPLON" isimli trene bindirildiler.

İkişer bin İngiliz lirası ile sürgüne gönderilen hanedan mensuplarının Türk vatandaşlıkları ellerinden alındı. Türkiye’ye girmeleri, Türkiye’den hava yolları dahil transit geçmeleri ve Türk topraklarında gayrimenkul edinmeleri yasaklandı. Mal varlıklarının tasfiyesine karar verildi.

Sürgün, hanedanın kadın mensupları için 28, erkekleri için 50 sene sürdü. Kadınlara 16 Haziran 1952’de Adnan Menderes döneminde çıkartılan bir kanunla hakları iade edildi. Erkekler ise bu haklara ancak 1974’deki genel af yasasıyla kavuşabildiler. Padişah torunlarının bir kısmı Türkiye’ye döndü, bir kısmı dönecek imkân bulamadıkları için yerleştikleri ülkelerde kaldılar.

Bugün telafisi mümkün olmayan bir vatan hasreti ve gurbette kaybedilen hayatlar kaldı o sürgünden geriye. Dileriz ki bir gün arşivler açılsın hanedan üzerindeki şaibeler kalksın ve bu aziz milletimiz gerçekleri okusun.

Allah'a emanet olunuz!