Aslında Birleşik Arap Emirlikleri demek , İngiltere demek. Artık Rusya demek. Çin demek. Hatta ABD’li Musevi bir gurup iş adamı demek….

Yani Birleşik Arap Emirlikleri tek başına, yalnız bir figür değil. Arkasındaki ülkeler de, hem onu, hem durumu daha da önemli hale getiriyor.

Her ne kadar son dönemde ittifaklar, Hindistan-ABD-Japonya-Tayvan karşısında Rusya-Çin-İngiltere-BAE hatta Katar gibi iki kutup gibi görünse de, ekonomik çıkarlar zaman zaman bu ayrışmayı yumuşatabiliyor. Ya da söz konusu olan Türkiye olunca ittifaklar değişebiliyor.

Peki ama neden?

Elbette jeopolitik zenginliğimizden. Ve buna bağlı jeopolitik zorluktan.

Bu nedenle de şimdi tam da bu jeopolitik zenginlik içerisinde oyunu en iyi oynama zamanı…Ki bu zenginlik fakirliğe dönüşmesin.

Karadeniz’de sular son bir haftadır fokur fokur kaynarken, Akdeniz’de uzun zamandır hiç soğumazken ; görünen o ki dünyada devamlı ittifaklar ve devamlı ve tam biat müttefiklik dönemi artık yok.

Çok kutuplu dünyanın yeni aktörü Çin, coğrafyasını elindeki rekor Dolar arzı ile genişletirken ; Türkiye’nin bu ekonomik çıkmazda hangi sokaklardan geçeceği her zamankinden daha önemli.
 
Çin’nin BAE’deki askeri üslerinin Hindistan istihbaratı tarafından tespit edildikten sonra ABD’nin BAE müdahalesi , yine Çin’in Iran’ da Basra Körfezi’nde bir askeri üs kurması. Dolayısıyla Körfezi doğudan ve batıdan kontrol altına alması bugünlerde çok stratejik ve önemli.

Elbette ABD’nin Kuzey Irak, Dedeağaç, Bulgaristan’da kurduğu yeni üsler de en basit tanımıyla bölgedeki gerginliğin habercisi. Bir o kadar da Türkiye ile çatışma alanları.

Buna karşılık yazı dizimizin birincisinde, Çinlilerin en eski ve ‘kuşatma’ hedefli oyunu olan ‘GO’yu , Anadolu’da mı oynamaya kalkışabileceğini dile getirip endişelerimizi ortaya koymuştuk.

Şimdi aynı endişeyi İstanbul için de duymamız gereken günlerden geçiyoruz desem.

Nasıl mı?

Ya Kanal İstanbul Çinliler tarafından yapılırsa?

Çünkü batılı finans kaynakları en az 30 milyar dolara mal olacak ve geliri çok da

fazla olmayan bu projeye girmeleri az ihtimal görülürken, Çin’in İstanbul’a da ‘GO’ demesi güçlü bir ihtimal.

Ve,

Ve on binlerce Çin’li de bu yatırım ile Trakya’ya yerleşip burada bir de askeri üs kurarsa ne olur?

En basitinden bu suretle boğazlar büyük güçlerin gizli savaş alanı olur.

Zaten Avrupa’ya açılan ve tarihte ‘kavimler kapısı’ olarak bilinen Ukrayna konusunda NATO üyesi Türkiye, ( Montrö Anlaşması nedeniyle ) ABD tercihini Yunanistan’a çevirdiğinde dengeler değişmiş ama Ukrayna sorunu devam ettikçe hala en önemli oyuncu Türkiye.

Ama öte yandan, Miçotakis önümüzdeki haftalarda Moskova’ya gidip Putin ile görüşecek. Yine Miçotakis 7 Aralık’ta 5 saatlik bir ziyaret için İsrail’e gidiyor.

Yani?

Dedim ya herkes yeni tehlikelere karşı tedbir arayışında.

Ya kış şartlarında Putin Ukrayna’ya müdahale ederse?

Ki, kış şartları Rusya’nın büyük avantajı olarak görülüyor.

İşte tam da bu noktada; ABD Savunma Bakanlığı 2021 “Küresel Durum/Konuş Değerlendirme Raporu” nu “Global Posture Review” tamamlandı ve yayınladı.

Raporda neler mi var?

İşte bazıları:

Biden teklifleri kabul etti.

Teklifler ana hatlarıyla diyor ki:

-Pasifik ve Hint okyanusuna önem vermeliyiz.

-Önceliğimiz Hint-Pasifiktir.

-Rusya için Almanya’da ki kuvvet sayısını biraz artırmalıyız.

-Afrika’da diplomatik işlere önem vermeli, müttefiklerimiz ile teması artırmalıyız.

-Güney Amerika’da insani yardımı faaliyetlerine öncelik vermeliyiz.

- Orta Doğu’da DAEŞ faaliyetlerine devam etmeli, partner güçlere desteğe devam etmeliyiz.

Orta Doğu’daki durumu yeniden gözden geçirmeli, mevcut güç konuş yapısı hakkında yeniden değerlendirme yapmalıyız.

Son madde aslında diyor ki ; Orta Doğu’da kalmamıza gerek yok. Biz gidelim ama oradakilere destek vermeye devam edelim.

Ne diyelim; yeni dönemde artık her şey vekaletle…

Peki ya asiller?

Yeni yazımda asillerin ne yaptığı ve masada nerede durduklarına bakacağız.