Edib Ahmed b. Mahmud Yükneki'nin yaşam öyküsü, kişiliği, yaşadığı dönem ile çevresi hakkında kesin bilgi yoktur. Yapıtının sonuna eklenen yazarı bilinmeyen bir dörtlükte kör olduğu belirtilir. Emir Seyfeddin'in yazdığı başka bir dörtlükte "edibler edibi" olarak nitelenir. Emir Arslan Hoca Tarhan'ın on beyitlik manzumesinde de doğduğu yerin Yükneki, babasının adının Mahmud, kitabının adının Atabetü’l-Hakayık olduğu ve bütününün Kaşgar diliyle yazıldığı anlatılır.

Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilig adlı yapıtından sonra Türk edebiyatının en eski ürünü Atabetü'lHakayık 'tır. Tartışmalı başka bir okunuş biçimi de Atebetü’l-Hakayık ya da Aybetü'l-Hakayık'tır.     Uygur harfleri ile Kaşgar dilinde (Doğu Türkçesi) yazılıp Dad Sipehsalar Mehmed adlı bir Türk beyine sunulmuştur.

Yapıtı bilim dünyasına ilk kez 1906'da Necip Asım tanıtmış, daha sonra da metni Arap harflerine aktarıp yayımlamıştır. Aruz kalıbı ile 484 dizelik yapıtın nerede ve hangi dönemde yazıldığı kesin olarak saptanamamıştır. Yapılan araştırmalara ve bulunan nüshalara göre 13. yy'ın ilk yarısında yazıldığı sanılmaktadır. 14. yy'ın sonu veya 15. yy'ın başlarında yeniden düzenlenmiştir.

Elde bulunan en eski nüsha 1444'te yazılmış Semerkand nüshasıdır (Ayasofya Kütüphanesi No. 4012). Sanat amacı gütmeyen, tekdüze, kişi ahlakı konusunda öğüt verici dinsel bir yapıttır. Kutadgu Bilig 'deki felsefi görüşün yerini burada dini öğreti almıştır. Yapıttaki kimi dizeler atasözleri arasına girmiştir. 

  • YAPITLAR (başlıca): Hibetü’y-Hakayık, (ö.s.}, Necip Asım, (yay.), 2 cilt, 1918; Aybetü'l-Hakayık, (ö.s.), R.R.Arat, (yay), 1951.