Erken Dönem ve Eğitim
Ursula Haverbeck, 8 Kasım 1928'de Almanya’nın Hesse-Nassau bölgesindeki Winterscheid'da (bugün Gilserberg) doğdu. Doğu Prusya'dan bir vatansız olarak, savaş sonrası dört yılını İsveç'te geçirdi. Pedagoji, felsefe ve dilbilim eğitimi aldı; bunun iki yılı İskoçya’da geçti. Eğitim hayatının ardından, aşırı sağ ideolojilere yönelerek siyasi olarak aktif bir rol üstlendi.
Kişisel ve Siyasi Hayatı
1963’te eşiyle birlikte Kuzey Ren-Vestfalya’daki Collegium Humanum’u kurdu. Bu uluslararası yetişkin eğitim merkezi, ilk başlarda çevre hareketine odaklandı ancak 1980'lerden itibaren sağcı aşırılıkçı bir çizgiye kaydı. 2008 yılında Alman hükümeti tarafından anayasa karşıtı olduğu gerekçesiyle kapatıldı. Kocasının 1999'daki ölümünden sonra Haverbeck, hem Collegium Humanum'un başkanlığını hem de çeşitli aşırı sağ faaliyetlerin liderliğini üstlendi.
1980'ler ve 1990'larda, aşırı sağcı siyasi partilerle ve neo-Nazi gruplarıyla bağlantılar kurarak Alman tarihine ilişkin tartışmalı görüşlerini yaymaya başladı. NPD (Almanya Ulusal Demokratik Partisi) ve diğer radikal gruplarla ilişkisi bu yıllarda güçlendi. Aynı zamanda, 1992'de Alman sivil kurbanları anısına bir dernek kurarak, Nazi rejimini aklamaya yönelik çabalarını sürdürdü.
Holokost İnkârı ve Hukuki Süreçler
Ursula Haverbeck, Holokost inkârı nedeniyle defalarca mahkemeye çıkarıldı. 2004 yılında yayımladığı yazılarda Holokost’u "tarihin en büyük yalanı" olarak nitelendirdiği için para cezasına çarptırıldı. 2015 yılında Auschwitz’in bir "imha kampı değil, çalışma kampı" olduğunu iddia ederek kamuoyunda büyük tepki topladı. Bunun sonucunda, halkı kışkırtmaktan 10 ay hapis cezası aldı.
Haverbeck, 2018-2020 yıllarında Bielefeld Cezaevi'nde hapis yattı. Serbest bırakıldıktan sonra nefret söylemi ve Holokost inkârına devam etti. 2023 yılında Hamburg’da bir mahkeme, antisemitizmin yükselişte olduğu bir dönemde Holokost’u bilinçli bir şekilde inkâr ettiği için kendisini 1 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı.
Kamuoyundaki Rolü ve Eleştiriler
Haverbeck, Almanya'da aşırı sağ ideolojinin sembol isimlerinden biri haline geldi. Ancak, Holokost'u inkârı ve Nazi Almanyası’nı savunan açıklamaları, ülkedeki geçmişle yüzleşme çabalarını baltaladığı gerekçesiyle geniş çapta eleştirildi. Hükümet ve mahkemeler, bu tür söylemlerin ifade özgürlüğü sınırlarını aşarak toplumsal barışı tehdit ettiğini belirtti.
Son Yılları ve Mirası
Hayatının son döneminde nefret söylemi nedeniyle aldığı cezalarla sık sık gündeme gelen Haverbeck, 96 yaşında, 20 Kasım 2024’te hayatını kaybetti. Onun yaşamı, Almanya’nın Nazi geçmişiyle hesaplaşması, nefret söylemine karşı mücadele ve tarihsel revizyonizm gibi hassas konuları tartışmaya açtı.
Haverbeck’in mirası, toplumun farklı kesimlerinde bölünmelere neden oldu; bir yanda aşırı sağcı kesimlerce bir kahraman olarak görülürken, öte yanda demokrasi ve insan hakları savunucuları tarafından kınandı.