Deniz 'İslam referanssız tek referansken biz nerede duruyoruz?', 'Meydanı kimlere terk ettik?' gibi sorulara cevap arayarak ülkemizde ve dünyada görülen 'ontolojik buhrana' vurguda bulundu.

Doğu dünyasının hakikat karşısındaki tahrifkar tavrını tenkit eden Deniz, "Batı Dünyası ''Allahsızlığın'' Müslüman dünya ise ''Ahlaksızlığın'' girdabında savrulup duruyor! Batı, hakikate kılıç çalarken Doğu, hakikati eğiyor ve büküyor!" ifadelerini kullandı.

Ayrıca Nietzsche'nın çokça zikredilen 'Tanrı öldü' lafzına dair, o dönem Batı toplumunun değerlerini terk etmesine vurgu yaparak dikkat çeken bir analizde bulundu:

‘Tanrı’’, değerler hiyerarşisinin zirvesiyse, ‘’Tanrı'nın ölmesi’’ metaforik bağlamda, ontolojik olarak varlığı Tanrı'nın varlığına bağlı olan insanın da ölmesi manasına gelmiyor muydu? Yani Nietzsche ''Gott ist tot'' derken, dinsizliğinde pençesine düşen Batı insanının zombiye dönüştüğünü, yaşayan ölü olduğunu da betimlerken, ''Ey Batı, inancınızı yitiriyorsunuz! Ey Hristiyanlar; ellerinizle kendi kuyunuzu kazıyor, gelenek ve inançlarınızdan koparak ''Tanrı'yı'' ve dolayısıyla ''kendinizi öldürüyorsunuz...'' diyordu! Olan oldu ve ölen öldü!

Bülent Deniz'in önemli referanslar ve tespitlerler dolu yazısının tamamını okumak için...