Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Lahey Büyükelçisi Vusi Madonsela, ülkesinin İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açtığı soykırım davasına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Madonsela, Anadolu Ajansı’na verdiği demeçte, sunulan yeni delillerin davanın seyrini güçlendirdiğini belirtti. Özellikle Gazze’nin insansızlaştırılmasına yönelik niyetlerin açıkça ifade edilmesinin, uluslararası hukuka aykırılıkların kanıtlanması açısından kritik bir unsur teşkil ettiğini söyledi.

-4 Bin sayfayı aşan belgeler UAD’ye sunuldu
Büyükelçi, 28 Ekim’de UAD’ye sundukları ana dilekçe ve eklerinin toplamda 750 sayfadan oluştuğunu, bunun yanı sıra destekleyici belge, bilgi ve dokümanların 4 bin sayfayı aştığını ifade etti. Bu kapsamlı dosyada, İsrail’in uluslararası hukuk normlarını ihlal ettiğine dair çok sayıda kanıtın yer aldığını vurguladı.

Hamas: Gazze Şeridi'nde Ekim 2023'ten bu yana 33 İsrailli esir öldü Hamas: Gazze Şeridi'nde Ekim 2023'ten bu yana 33 İsrailli esir öldü

-Davayı güçlendiren deliller
Madonsela, sunulan yeni belgelerin, İsrail’in özellikle Gazze’de yürüttüğü politikaların insanlığa karşı suç ve soykırım teşkil ettiği iddialarını desteklediğini söyledi. “Gazze’yi insansızlaştırma niyetinin bu kadar açık ifade edilmesi, davamızı kanıtlamamız açısından önemli bir unsur oluşturuyor” diyen Madonsela, bu ifadelerin uluslararası toplum tarafından dikkate alınması gerektiğini belirtti.

-Güney Afrika’nın tavrı net
Güney Afrika hükümeti, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü politikaların Filistin halkının temel haklarını ihlal ettiği ve uluslararası hukuk çerçevesinde soykırım suçunu oluşturduğu görüşünü sürdürüyor. Bu kapsamda, UAD’ye başvurarak İsrail’in hukuki ve cezai sorumluluğunun tespit edilmesini talep ediyor.

-Uluslararası toplumun desteği bekleniyor
Büyükelçi Madonsela, Güney Afrika’nın bu davada yalnız olmadığını, birçok ülkenin de benzer endişeler taşıdığını ifade etti. Davanın, Filistin halkının adalet arayışında önemli bir dönüm noktası olabileceğine dikkat çekti.

Son olarak Madonsela, uluslararası toplumun bu süreçte harekete geçmesi gerektiğini belirterek, “Bu dava, Filistin halkının haklarının korunması ve uluslararası hukukun üstünlüğünün sağlanması adına tarihi bir fırsat sunuyor” dedi.

UAD’nin dava sürecinde nasıl bir karar vereceği ise önümüzdeki dönemde netlik kazanacak.