Kemalizm, 11 Kasım 1938 tarihinde FİİLEN, İnönü döneminde ortanın solu ile FİKREN ve Ecevit döneminde ise CHP’nin Sosyalist Enternasyol denen ve Kemalizm karşıtı olan sosyal demokratlar kulübüne girmesi ile de ZİKREN rafa kaldırılmıştır.

12 Eylül sonrası ise; SHP’nin kurularak sonrasında 1994 yılında CHP ile birleşmesi ile kısmen CHP içinde sosyal demokrat kadrolaşmaya yol açılmıştır.

Ancak bu kadrolaşma, Baykal’a temkinli yaklaşan ve Baykal’dan haz almayan bir öncü kadrolaşma idi.

Sonrasında ise; Baykal’a içeriden ve dışarıdan FETÖ taşeronluğunda yapılan Amerikancı/Siyonist istihbarat darbesi ile uyuyan hücre Kılıçdaroğlu’nun önü açılmış ve partiye Genel Başkan yapılmıştır.

2010 yılından sonra ise; Alman ve İngiliz kırması Avrupa merkezli bir sosyal demokrat bir yapının kademe kademe parti içinde yuvalandığını ve kuluçkaya yattıklarını söyleyebiliriz. Bu sızma hareketinin adı “10 Aralık Hareketi” dir.

Kılıçdaroğlu bu süreçte Amerikancı ve Batılı sosyal demokrat kanadın yerli soysal demokrat devşirme temsilcileri arasında denge kurmaya özen göstermeye çalışmıştır. Partinin öz evlatlarını tasfiye etmiştir.

Ancak batılı sosyal demokrat ideolojinin demirbaş kadroları ve iltisaklı partilileri bu dönemde il ve içe örgütlerinde ve delege bazında hatırı sayılır bir güce ulaşmaları Amerikancı kanadı harekete geçirmiş ve parti meclisinden bazı istifalar yaşanmıştır.

Sözde Kılıçdaroğlu’na muhalefet ediyormuş gibi gözüken bu Amerikancı Kanat parti içinde yaşam alanları hızla ortadan kaldığını gördüklerinden dolayı şimdiler de; okyanus ötesi bir talimatla Muharrem İnce’nin önünü açarak Parti dışında bir protez uydu güç merkezi yaratma yolu ile bir strateji geliştirdikleri gözlemlenmektedir.

Bu iki üst aklın vekâletini almış kişiler arasında bir güç ve iktidar savaşı kontrollü olarak verilmektedir.

CHP’DE yaşananlar özü itibariyle bundan ibarettir. Partilerinin ilk sahibi olan Gerçek Kemalistler ise bu durumu yarı narkozik yarı bilinçli bir şekilde izlemektedirler.

Gerçek Kemalistler yaşanan bu “ittihatcı” geleneğin güç savaşlarının dışındadır. Bu kesim ağırlıklı olarak Seçmen olup çok azı şuan partili konumundadır.

43 yıl önce 23. Kurultayda  Sosyalist Enternasyonal’e üyelik kararını oybirliği ile alan CHP'nin daha sonra SHP ile birleşerek; Kemalizm'e taban tabana zıt çakma "sosyaldemokrasi" virüsünü bünyesine yerleştirmiş ve Kılıçdaroğlu döneminde de "hasta parti" durumuna getirilmiştir.  Y-CHP yani SHP sapkın ithal doktrini koskoca bir partiyi çökertmiş ve Milli ideolojisini kemirtmiştir ve emperyalist enternasyonal olmuştur.

Y-CHP; "Sosyalist Enternasyonel Kulübünün”  Türkiye şubesidir.

Yani daha net bir anlatımla, Kemalist 6 OK ilkenin orijinal anlamlarından farklı olan “SOSYALDEMOKRASİ” ilkelerine göre;

  1. Laikliğe aykırı olacak şekilde Cemaat ve Tarikatlarla her türlü duygusal dayanışma,
  2. Milliciliği dışlayan Evrensellikle “yerelliğin” ve “yerliliğin” uyumu,
  3. Ulus devlet yerine federe yurttaşlığın savunulması mubahtır.

Batıcı/Avrupa merkezci bir Libealizmin Truva atı olan çakma bir "sosyaldemokrasi" manzumeler bütününün; geleneksel SOL ideoloji ve Kemalist ideoloji (6 ok) ile bir ilgisi olmadığı halde bir üst plan çerçevesinde etaplar halinde CHP'de hâkim bir akım haline getirilmiştir.

Kılıçdaroğlu bir sonraki kurultaydan sonra yok. Jübilesi yapılacak.

Kılıçdaroğlu’nun giderek bu amaçla sipariş ettiği 2020 model İngiliz ve Alman ortak Türkiye versiyonu olup, Kemalist 6 oku RESMEN sonlandıracak olan yeni sosyal demokrat sipariş parti programının “program kurultayında” delegeler, partililer ve seçmenler tarafından iyice incelenerek bu üst iradeye gereken cevabın, Genel seçimlerde partiye oy verilmeyerek verilmesi artık gerçek Kemalistlere düşen tarihi bir görevdir.