Türkiye Komünist Partisi lideri Kemal Okuyan, 14'üncü TKP Kongresi ardından Arda Kavaklıoğlu'nun sorularını yanıtladı.

Kongrede Filistin direnişi, Ukrayna çatışması, Kürt sorununda komünist yaklaşım, sınıf mücadelesi gibi konuların ele alındı.

TKP'nin kongre sürecinde 'cesur ve net davrandığını' belirten Okuyan, ittifak konusu hakkında şöyle konuştu:

Güç birliklerine, işbirliklerine önem veriyoruz ama CHP’den ve Kürt siyasi hareketinden kopamayan Türkiye solu ile ilişkimizi kesiyoruz. Bu raporun gösterdiği önemli şeylerden bir tanesi şu ki, TKP bir süre kendi mücadelesine odaklanacak.

Tabii ki biz toplumsal düzeyde işbirlikleri yapıyoruz, toplumsal düzeyde yeni alanlar açıyoruz, herkesin TKP’li olmasını bekleyemeyiz. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi bu açıdan çok önemli bir olanak ama sol partiler arasındaki, iş birliği, cephe, güç birliği gibi oluşumların bir parçası olmayacağız en azından bir süre.

Bu rapor bunu söylemiyor sadece aynı zamanda o dünyanın da dışına çıkmaktan söz ediyor, sol buysa biz solcu değiliz diyerek de özetlenebilir belki.

'CHP’den ve Kürt siyasi hareketinden kopamayan bir sol, sol değildir'

“Sola atfedilen ne var ya da yok TKP’de?” sorusuna da yanıt veren Okuyan, sol kavramının tarihsel bir kavram olduğunu hatırlatarak sözlerini sürdürdü:

CHP de sol, dünyada da durum böyle, ABD’de bile cumhuriyetçi parti demokratları solcu olmakla ‘itham ediyor’. Biz yıllarca ‘gerçek sol anti-emperyalisttir, kamucudur’ dedik mesela buradan devam edersek, CHP’den ve Kürt siyasi hareketinden kopamayan bir sol, sol değildir. Ya da onlar kendilerine sol diyorsa biz böylesine kirli bir alanda hegemonya mücadelesine girmek istemiyoruz.

Biz komünistiz, tabii ki gerçek sol bizim hattımız.

'Türkiye'de laik duyarlılığını olanların yarısı Amerikancı'

Son dönemde Hulusi Akar'ın yaptığı konuşmalar ardından tekrardan gündeme gelen laiklik meselesi hakkında TKP lideri şunları söyledi:
Ama Türkiye’nin tek meselesi bu değil, birincisi emek-sermaye meselesi diğeri emperyalizmle mücadele. Türkiye’de laik duyarlılığı olan insanların büyük bir bölümü, laikliği yaşam tarzına indirgiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin batı ittifakının bir parçası hatta sığıntısı olarak kalmasını savunuyorlar. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, Türkiye’de laik duyarlılığı olanların yarısı Amerikancı.

Laik duyarlılığı olan bir kesim, işçi sınıfı meseleleri, işçi sınıfının uğradığı haksızlıklarda, işten atmalarda duyarsız kalabiliyor.

Şimdilerde Türkiye solu içerisinde de laikliğin önemi keşfediliyor ama burada da tutarlılık yok. Düne kadar tarikatlar sivil toplum kuruluşudur diyenler bir özeleştiri vermedi.

Kılıçdaroğlu açıkladı: Aralarında cumhurbaşkanı adaylığı tartışması var Kılıçdaroğlu açıkladı: Aralarında cumhurbaşkanı adaylığı tartışması var

İşçi sınıfının haklarını savunuyorum deyip laiklikle ilgilenmezseniz laikliği savunamazsınız. Emperyalizmle mücadele ediyorum derken sınıf meselelerini pas geçerseniz bu iş olmaz."