Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nden yapılan ortak televizyon yayında gazetecilerin sorularını yanıtladı. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk işaret fişeğini bildiğiniz gibi Cumhuriyet'imizin 99. kuruluş yıl dönümünde atmıştık. Pazar günü seçimde elde edeceğimiz sonuçla Cumhuriyet'imizin ikinci asrı olan 'Türkiye Yüzyılı' resmen başlayacaktır. Milletimiz sandıkta Cumhur İttifakı'na ve AK Parti'ye yeni bir adeta zafer armağan edecektir. AK Parti, 14 Mayıs'tan sonra da kendisiyle yarışmaya devam edecek. 85 milyonun tamamı için daha özgür, huzurlu ve daha müreffeh Türkiye inşası için çalışmayı sürdüreceğiz. Bu konuda hazırlıklarımız mevcut. Türkiye Yüzyılı'nı tüm vatandaşlarımızla el ele gönül gönüle inşa edeceğiz. Zira vatandaşımızın yanımızda olmadığı, arkamızda olmadığı böyle bir süreci devam ettirmek mümkün değil.

Pazar günü, milletim, ülkesini ne terör örgütlerinin eline, ne de tefecilerin insafına bırakmayacağını tüm dünyaya gösterecektir. Seçim günü genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle 85 milyonun her bir ferdi kazanacak. O gün gönül coğrafyamızda bizim için, Türkiye için dua edenler kazanacak. Dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdurlar kazanacak.

"Muharrem Bey’i aradım"

Bu yarışa birlikte çıktığımız Sayın Muharrem İnce’nin buradan ayrılışına doğrusu üzüldüm. Kaset kumpaslarıyla makama gelen Bay Bay Kemal’in karşısına rakip olunca böyle bir komplo ile karşılaştı. Terör örgütlerini içselleştirmiş bir kişiden bahsediyoruz. Böylelerinden her türlü saldırı beklenmeli.

Bugün Muharrem Bey’i aradım. Tabii anladığım kadarıyla ortada Kılıçdaroğlu'nun şu anda kol kola olduğu, el ele olduğu. Bu Muharrem Bey'den sadır olan bir şeydir diye söylemiyorum. Ama bu bir FETÖ taktiğidir. Yani bunlar bunu her an yapabilir. Geçmişte de bunlar yapıldı. Tabii Kılıçdaroğlu bu makama malum bir kaset komplosuyla geldi. Ve bunu da olmayacağını açıklayarak geldi. Ama olmayacağını açıklayan ertesi gün kalktı, bu defa da aday olduğunu açıkladı. Şimdi enteresan olan tabii Muharrem Bey'in bu kararının arkasında tabii birçok, şüphesiz ki gerçekten yani namuslu, haysiyetli insanların kabullenemeyeceği bazı saldırıların olduğunu bugünkü görüşmemizden anlıyorum. Böyle bir durum söz konusu. İnsanın haysiyeti ve namusu çok önemlidir.

Yani bu tür iftiralarla karşı karşıya kalınırsa tevessül edeceği yollardan bir tanesi en son da olsa böyle bir yoldur. Ve gelinen nokta da budur. Avukatlarına vesaire bu konuyla ilgili böyle bir görevi verdiğini de kendileri zaten ifade ettiler. Ve biz de özellikle yani devlet olarak yapılabilecek neyse bu konuda her türlü yardıma hazır olduğumuzu da söyledik. Çünkü böyle bir yarışta yalnız bırakmak da asla doğru olmaz. Ve devlet olarak yapmamız gereken gerek Adalet Bakanlığı noktasından gerek İçişleri Bakanlığı noktasında bunların yapılabileceği zaten bizim bulunduğumuz makamın da görevidir. Ve bu süreçte tabii böylece başlamış olacaktır. Tabii yarış keşke dörtte dört devam etmiş olsaydı. Ama şu anda bir eksiğiyle gidiyor ama tabii oy pusulasında değişen bir şey yok yani. Oy pusulasında yine bütün bu dört oy da orada yerini alıyor. Temennim odur ki sonucu hayır olsun.

"Terör örgütleri umutlarını özerklik sözü veren Kılıçdaroğlu’na bağladılar"

Türkiye’nin 40 yıllık terörle mücadele tarihinin en büyük kazanımlarını elde ettiğimiz safhasındayız. Şu anda Bay Bay Kemal’in omuz omuza olduğu mahfillerle biz adeta savaş halindeyiz. Bölücü örgütü sınırlarımız içinde bitme noktasına getirdik. Ama şu anda Bay Bay Kemal bunlarla omuz omuza. Onlar da umutlarını kendilerine özerklik sözü veren Kılıçdaroğlu’na bağladılar, Suriye’den çekilerek alan açma taahhüdünde bulunan Bay Bay Kemal’e bağlamış durumdalar. Teröristleri yeniden kamuya doldurmaya kadar nice vaatler havada uçuşuyor. Bu pazarlıkları tarafların hiçbiri de reddetmiyor. Sadece kelime oyunlarıyla milletimizi oyalamaya çalışıyorlar. HDP’nin temsilcileri zaten bunları açık açık söylüyorlar. Bu seçim sonucunda ya terör tamamen bitecek, ya da yeniden milletimizin canına, malına göz dikecek güce kavuşacak.

Rabbim kimseyi Kılıçdaroğlu’nun peşine düşüp de ömür boyu savunduğu değerlere sırtını dönenlerin durumuna düşürmesin.

"Batılılar emir verdikleri bir Türkiye istediler"

Kampanyanın öncesinde Biden’ın ‘Erdoğan’ın saf dışı edilmesi’ yönünde açıklamaları vardı. Bu açıklamayı acımasızca yaptı. Bu açıklamadan sonra da biz defalarca bir araya geldik. Kendisine sorunca çark etmeye çalıştı. Şimdi de Bay Bay Kemal Rusya’ya saldırdı. Rusya’dan da Sözcü Peskov, ‘Bunu ispatlaması gerekir’ dedi. ‘Bunu ispatlayamazsa bunun altından kalkamaz’ dedi. Bay Bay Kemal, sen bu siyaseti hala öğrenemedin. ‘Rusya’ya yaptırım uygulayacağım’ diyor. Avrupa’daki birçok ülke de böyle dedi sonra geri vitese taktı. Böyle devlet yönetilmez. Bağları koparmamak lazım. Ben ABD ile de dostum, Rusya ile de dostum. Batı’da bize kindar olanlarla da dostum. Şu anda Biden beni evimde ziyaret edecek kadar dostum. Ama bu açıklamayı yapması beni rencide etti. Öteki taraftan ABD Rusya’ya olumlu bakmıyor diye ben hiçbir zaman Sayın Putin’le münasebetlerimi kesmedim. Ben böyle iş birliğimin olduğu bir ülkeyle bağları nasıl keserim. Bay Kemal, yanlış yoldasın. Rusya’dan Türkiye’ye karşı böyle bir yaklaşım yoktur. Maalesef Batılılar emir verdikleri bir Türkiye istediler. Buradan bakınca da Kılıçdaroğlu’nun kimin adayı olduğu ortaya çıkıyor.

"Cumhur İttifakı bu ülkede demokrasinin teminatıdır"

‘Seçimi kaybederseler hükümeti bırakmazlar’ yaklaşımını değerlendirmeyi bile gereksiz buluyorum. Bu soru olsa olsa terör örgütlerine sorulur. Biz demokratik yolla iktidara geldik. Biz nasıl geldiysek, milletimiz ola ki böyle bir karar verecek olursa biz yine demokrasinin gereğini yaparız. İstanbul’da belediye başkanlığını CHP aldığı zaman belediye başkanımız buradan çıkmıyoruz dedi mi? Ankara’da arkadaşlarımız ‘Vermeyiz’ dediler mi? Bu tür anlayış, yapı CHP’ye aittir. Onlar ‘Vermeyiz’ derler. Biz de böyle bir şey söz konusu olamaz. Sandıktan çıkan sonuca saygısı olmayanın millete de saygısı yoktur. Cumhur İttifakı bu ülkede demokrasinin teminatıdır. Cumhur İttifakı, sandıktan çıkan her sonucu meşru kabul edecektir. Karşımızdakilerden de aynı taahhüdü bekliyoruz. Ancak maalesef CHP tarafı her seçim öncesi ve sonrasında demokrasiye zarar verecek söylemleri yaymayı maharet sanıyor. Sandık demokrasinin namusudur.

"6 milyonu aşkın genç seçmen hakikaten etkili olacaktır"

Gençler çok heyecanlı. Ben her ay gençlerle 1 toplantı yapardım. Son toplantıya da yaklaşık 300 kadar genç katıldı. Birçok alanda okuyan ve siyasete de ilgisinin olacağına inandığım bazı sorular yönelttiler. Biz de bu sorulara cevap verdik. Aramızda ciddi bir sinerjinin doğduğuna kani oldum. Bu akşam da 4 bin kadar genç vardı. Konuşmamda bu 4 bin gencin heyecanı beni etkiledi. Külliye’de soru cevap oldu. 30’u aşkın genç soru yöneltti. İnşallah o cevaplarla onları tatmin etmiş olurum. Toplantı sonrasında yoğun bir resim talebinde bulunuldu. Temennim o ki 21 yılda gençlerimizin birçok hayalini gerçekleştirdik. Biz geldiğimizde burs 45 liraydı şimdi 850 liradan asgari ücrete kadar burslar var. 6 milyonu aşkın genç seçmen bu seçimde hakikaten etkili olacaktır diye düşünüyorum.

"LGBT’nin yaygınlaştırılmasına karşı mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğiz"

AK Parti bu ülkede 85 milyon insanın tamamının hakkını, hukukunu, beklentilerini hayata geçirmiş bir partidir. Bu çerçevede kimsenin farklılığına karşı özel husumet beslememiz mümkün değildir. Ancak bizim aynı zamanda milletimizin temelini oluşturan aile yapımızı koruma, evlatlarımızın geleceğine sahip çıkma sorumluluğumuz da var. LGBT türü akımların, bireylerin kendi dünyalarında yaşadığı sapkınlıklar olmaktan çıkıp toplumsal dayatmaya dönüşmesi milli varlığımızı tehdit eder. Bu yüzden biz asla bu tür sapkın akımların meşrulaştırılmasına izin veremeyiz. AK Parti olarak ülkemizde LGBT’nin savunulmasına karşı da yaygınlaştırılmasına karşı da mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğiz. Savunan kimse ve kuruma da müsamaha göstermeyeceğiz. Aileyi korumaya yönelik Anayasa değişikliğine dair de bir teklif verdik. Seçim sonrasında yine aynı çerçevede adımlarımızı atacağız. Birilerinin bu sapkın akımların oyuncağı haline dönüşmesini üzüntüyle takip ediyoruz. İnşallah 14 Mayıs’tan sonra bu konuda ülkemizde önemli gelişmelerin yaşandığına şahitlik edeceğiz. Şu anda Saadet Partisi’nin başındaki zat LGBT’ye yönelik herhangi bir tavır ortaya koyuyor mu? Koymuyor. LGBT, AK Parti’ye, MHP’ye, Cumhur İttifakı’na sızamaz. Millet İttifakı bunu savunuyor. Biz seçim öncesi olduğu gibi aile kurumunu tehdit eden ne varsa bunlara karşı tavrımızı sürdüreceğiz.

İşgalci İsrail destekçisi Alman Cumhurbaşkanı'na "Leva Palestina" şarkısı dinlettiler İşgalci İsrail destekçisi Alman Cumhurbaşkanı'na "Leva Palestina" şarkısı dinlettiler

"Ülkemizde Kürt kardeşlerimizle ilgili bir sorun yoktur"

Kürt kardeşlerimizi terör örgütleriyle aynileştirme çabası küresel bir tezgahtır. PKK bir terör örgütüdür. Buradan Kürt kardeşlerimi tenzih ederim. Selo niçin içerde? Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimin ölümüne sebep olan o değil mi? Bunun hesabı sorulmayacak mı? O Kürt kardeşlerimizin hakkını aramak da bizim görevimiz. Yasin Börü’yü öldüren bu alçaklar değil mi? Benim şu anda partimde bunca Kürt kardeşim var. Benim Adalet Bakanım Kürttür. Yozgatlı diye herkes onu Kürt değil zannediyor. Biz hayatımız boyunca Kürt kardeşlerimizi PKK’dan hep ayrı tuttuk. Bölgede Kürtçe konuşuluyor muydu? Hayır. Önünü biz açtık. Bunları kimse görmüyor. Ülkemizde Kürt kardeşlerimizle ilgili bir sorun yoktur. Sorun terör örgütünün Kürt kardeşlerimizin iradesini gasp etme sorunudur. Siyasi uzantının bunu istismar etmesi sorunudur. Biz böyle bir bölücülüğe fırsat vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz.

"HDP ve HÜDA PAR kıyas kabul etmez"

Bay Bay Kemal’in HDP ile ortaklığı, HÜDA PAR’ın bizimle birlikte olmasıyla kıyas dahi kabul edilemez. HDP, terör örgütü PKK ile ilişkisini reddetmek şöyle dursun aradaki bağını sürekli teyit ediyor. HÜDA PAR’ın ise kendisine atfedilen terör örgütüne dair herhangi bir emare olmadığı gibi kendilerinin de çok açık reddi var. İnternetten açın HDP mitingine bakın, bir de HÜDA PAR mitingine bakın. Birinde tek bir Türk bayrağı dahi göremeyeceksiniz. Diğerinde ise sadece Türk bayrağı ve parti bayrağı göreceksiniz. Mesel bu kadar basittir.

"Ekim ayıyla birlikte yüzlerce, binlerce konut teslimi yapacağız"

Seçim sürecinde olsak da deprem bizim öncelikli gündemimiz olmaya devam ediyor. Oradaki vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyoruz. 142 bin konut ve köy evinin inşa sürecini başlattık. 59 bininin de temelini attık. Deprem bölgesinde 650 bin yeni konut yapacağız. Köy evlerinde zaten teslimatlar başladı. 319 bininin teslimatını da bir yıl içinde inşallah tamamlayacağız dedik. En geç ekim ayıyla birlikte yüzlerce, belki de binlerce konut teslimini yapacağız. TOKİ’nin birikimi ve inşaat sektörümüzün gücü bunu sağlamaya yeterlidir.

Defne hastanesinin çelik konstrüksiyonla yapıldığına inanmadılar. Şu anda iç donanımları süratle devam ediyor. Bu hastanenin temeli atılalı 48 gün oldu. Hedefimiz 60 günde tamamlamaktı. Hamdolsun planlandığı gibi de ilerliyor. Depremin ülke ekonomisine maliyeti 100 milyar doları aşıyor. Ama biz hiçbir şeyden taviz vermeden bu afetin altından hızla kalkıyoruz. Bay Bay Kemal Adana’da sahra hastanesi adı altında bir yer açtım diyor. Aldatmayın milleti ya. Defne Hastanesi orada. İnşallah kısa sürede de hizmete başlayacak.

"Dünyada ülkesini borçlandırmayı seçim vaadi yapan başka örnek göremezsiniz"

Karadeniz’deki doğal gaz enerji sistemimize dahil oldu. Gabar’daki petrolü de sisteme dahil ediyoruz. Nükleer güç santralimiz üretim aşamasına yaklaştı ve birinci üniteyi açtık. Hidroelektrik santrale gelince, GES’lere gelince tüm enerji kaynaklarımızı harekete geçirdik. Savunma sanayimiz ülkemizin en önemli kazanç kapılarından biri haline gelmeye başladı. Sağlıktan ulaşıma, turizmden çevreye her alanda tarihi başarılar elde ediyoruz. Bizim akıldan yoksun muhalefetimiz biliyorsunuz tüm yatırımlarımıza karşı çıkmıştı. Ekonomiye katkısı bu kadar çok olanları istemeyenlerin tek vaadi de ülkeyi tefecilere borçlandırmak. Dünyada ülkesini borçlandırmayı seçim vaadi yapan bir başka örnek göremezsiniz. İnsanlarımızın yaşadığı sıkıntıların farkındayız. Tüm gücümüzü bunların çözümüne harcıyoruz. Seçimden sonra; insanlarımızın yaşadığı sıkıntıların neler olduğunu bilip bu adımlarımızı atarak takvimi çalıştıracağız. Ve Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar nelerdir seçim beyannamesinin içinde bunlar da yerini almış vaziyette.

"Her alanda sürekli üretmemiz lazım"

Bu millete bir operasyon çektiler. Bunların da başında CHP var. Patates, soğan bunlarla ilgili birçok oyun var. Arkadaşlarımı bu ara tekrar piyasaya gönderdim. Şimdi soğan 7,5 liraya düştü. Buraya kadar inmiş vaziyette. Arz talep dengesinde spekülatif oyunlar giderildikçe durum daha da netleşecek. Sayın Putin’le yaptığım görüşmede benden yoğun miktarda domates istedi. Onun bu domates talebi fiyatları aşağı çekti. Batı’nın yaptırımlarını Rusya’ya uygulayacağını söyleyen Bay Bay Kemal’in aklı bunları almıyor. Rusya benden ne kadar domates alırsa bu benim çiftçimi sevindirecektir. Ülke içindeki fiyatları da aşağı çekecektir. Bunu diğer ürünlerimizde de yapmalıyız. Muğla, Antalya yangınlarında Sayın Putin’i aradığımda hiç tereddüt etmeden uçaklarını gönderdi. Bizim bu dostluğumuz olmazsa bu neticeyi alabilir miyiz? ‘Yol, köprü inşa etmeyelim. Bunlar karın doyurur mu’ diyor. Bizim her alanda sürekli üretmemiz lazım.

"Azerbaycan üzerinden İpek Demir Yolu’nu zaten inşa ettik"

İpek Yolu hattı olayı yeni bir olay değil. Bu adam cahil. Bu millet, tek Parti CHP’sinin 1945 yılında Boraltan Köprüsü’nde yaşattığı utançla uzun yıllar yaşadı. Yüzlerce Azerbaycanlı kardeşimizi Stalin Rusya’sına teslim ederek katline seyirci kalan CHP’nin yaşattığı utancı biz Karabağ Savaşı’nda silip attık. Bay Bay Kemal yine bu millete bir utanç yaşatmaya söz vermiş olacak ki Azerbaycanlı kardeşlerimizi görmezden geliyor. Azerbaycan ve Türkiye arasında tesis ettiğimiz kardeşliği kimse bozamayacaktır. Biz Azerbaycan üzerinden İpek Demir Yolu’nu zaten inşa ettik. 2 yıldır bu hat üzerinden Çin’e yük trenleri gönderiyoruz.

"Yüzde 50+1 şartının değişmesi söz konusu olabilir"

Düzenlemeye katılacak olan siyasi partiler olursa yüzde 50+1 şartının değişmesi söz konusu olabilir. Ben de olmasından yanayım. Buradaki 50+1, oran itibarıyla 50+1 oranı değil biliyorsunuz. Yüzde 50 ve 1 oy demek. Eğer bu adım karşılık bulursa olmaması için hiçbir neden yok. Ben buna taraftarım. Temennim odur ki seçim sonrasında atılacak bu adımla netice alırsak seçim süreçleri çok daha rahat ve kolay olacaktır.

"Tüm enerjimizi deprem bölgesindeki inşa ve ihya çalışmalarına vereceğiz"

Seçimlerden sonra ilk icraat kardeş, dost ülkelere ziyaretlerdir. 21 yıldır aralıksız eser ve hizmet üreten, yatırım yapan bir parti olarak 14 Mayıs’tan sonra da eser, hizmet üretmeye gayret edeceğiz. Tabii tüm enerjimizi öncelikli olarak, deprem bölgesindeki inşa ve ihya çalışmalarına vereceğiz. Buraları ziyaret ve bununla beraber de uluslararası diplomaside gitmemiz gereken ülkeler var, bu işleri devam ettireceğiz. Ülke genelinde de topyekün kentsel dönüşümümüzü  çok daha güçlü şekilde devam ettireceğiz. Her alanda Türkiye Yüzyılı atılımlarımıza devam edeceğiz. Vatandaşlarımıza sözümüzü yerine getirene kadar da ‘Durmak yok, yola devam’ diyeceğiz.