Erdoğan, konuşmasında İslam dünyasının mevcut ekonomik gücüne dair çarpıcı veriler paylaştı. Müslümanların dünya nüfusunun dörtte birine tekabül ettiğini anımsatan Erdoğan, buna rağmen İslami finans sektörünün büyüklüğünün sadece 2,5 trilyon dolar seviyesinde olduğunu söyledi. 57 üyeli İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dünya ticaretinden aldığı payın ise yalnızca yüzde 11 olduğuna dikkat çekti. Cumhurbaşkanı, “Nüfusa oranla küresel ekonomide yüzde 9’luk bir yerimiz var. Bu rakamlar, potansiyelimizin çok altında kaldığımızı gösteriyor” dedi.
-
İstanbul finans merkezi: Ortak gelecek için fırsat
Zirvenin “İslam ekonomisi için stratejiler, etkin küresel ekonomiye giden yol” temasıyla düzenlendiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yapılacak fikir alışverişlerinin çok kıymetli olduğunu vurguladı. İstanbul’un küresel finans merkezi olma yolunda attığı adımların, yalnızca Türkiye için değil, tüm İslami finans dünyası için yeni fırsatlar sunduğunu dile getirdi. Erdoğan, “Katılım finansının İstanbul merkezli olarak büyümesi için yoğun çaba harcıyoruz. Finans merkezimiz, hem küresel entegrasyonu hem de İslami değerlerin korunmasını hedefleyen bir modelin inşasına öncülük ediyor” ifadelerini kullandı.
-
Faiz eleştirisi ve yeni paradigmaların arayışı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut küresel ekonomik sistemin insan odaklı değerleri geri plana ittiğini ve yalnızca kar maksimizasyonunu önceleyen yapısıyla sürdürülemez olduğunu belirtti. Alternatif, adil ve vicdani bir paradigma ihtiyacına dikkat çeken Erdoğan, faize dayalı ekonomik sisteme olan itirazını yineledi. “Yarım asra yaklaşan siyasi hayatım boyunca faizle mücadeleyi daima sürdürdüm. Bu çarpık sistemin meşruiyetini kabul etmiyoruz” diyen Erdoğan, muhalefetin ise bu konudaki yerli ve milli duruştan uzak kaldığını ifade etti. Faizin sosyal ve ekonomik hayattaki olumsuzluklarına karşı direnen Türkiye’nin, insanlığa umut olacak yeni bir modeli savunduğunu kaydetti.