Bu bir bilgilendirme ve haberdar ediş yazısıdır. Göresiniz, duyasınız, bilesiniz ve aktarasınız diye…

Durup dinlenmek, içe doğru derinleşmek ve samimi insani ilişkileri için vaktiniz kalmıyor mu? O zaman size çölleşen varlıklar içinden birden fışkıran bir gül bahçesinin yolunu açıklayacağım.

– Belki de hepinizin gönlünde kabul görmüş hayallerden birini anlatacağım; kısmen de olsa anlaşma, sevme, konuşma, dinleme ve görme düzeni bozulmuş bir toplumun tekrardan özüne dönmesinin yolunu anlatacağım size.

– Daha çok kazanıp daha mutlu ve refah seviyesi yüksek bir hayat yaşamak için terk ettiğimiz o memleket yaşamlarımıza dair reformu anlatacağım size.

– İnsan mutlu olmak istediği için berbat haldedir. Çünkü insan mutlu olmak için yaratılmamış ki… Doğumdan ölüme hayali mutlulukların peşinde koşar durur insanoğlu. Mutluluk afyondur. Anlık etkileri olan uçucu bir şeydir mutluluk.

Mutluluk peşinde koşarken yitirilenlere bakalım: Giden ömür. Kalan hasret. Çürüyen toprak. Bozulan tuz. Mutlu yıllar kayıp yıllardır der Proust. Sanki biraz haklı gibi..

– Bir dönemler Rusya halkı yukarıda anlattıklarıma benzer şeyler yaşadılar ve bunaldılar. Psikolojileri bozuldu. Ve Kruşçev döneminde bir reform geliştirdiler; “Daça Sistemi”. Belki bu reformu bazılarınız bilmeden hayatınıza uyarladınız..

– Kruşçev dönemi Rusya’sında insanlar yüz metrekare apartman hayatı evlerde yaşamaktan bıkmışlardı. Daça adı verilen, şehir dışındaki 30 metrekarelik, tek oda, aralık ve müstakil banyo evleri onların yüzünü güldürdü. Bilumum sebze ve meyvelerini yetiştirdikleri hafta sonu kafalarını dinleyebildikleri bir kulübeleri oldu artık.

– Bize dönüp bakarsak içinde yaşadığımız sistemin insanları olarak pek de mutlu değiliz. Niçin? Çünkü tıkanmışız. Büyük şehirlerde, kalabalıkların ortasında, doğadan uzak kalmışız. Avrupa’yı dikkatlice incelersek hafta sonu büyük şehirlerin boşaldığını görürüz. İnsanlar şehirleri boşaltıp daha sakin ve yeşil alanları tercih ediyor.

– Bizde ise tam tersi. Hafta sonları büyük şehirlerimizin kalabalıklar halinde delirdiğini görüyoruz. AVM’leri tıka basa doldurmayı mutluluk ve dinlenme zannediyoruz.

– Hâlbuki doğanın insan psikolojisi üzerinde sayısız olumlu sonuçları var. Doğasızlıktan, yetiştirilen çocuklar zamanla koşmayı, tırmanmayı, çiçeği, böceği, hayvanı tanıyamaz hale gelecek.

– Bu problem silsilesini çözmek ve tıkanıklığı aşabilmek için Daça örneği gibi kırsalda yeni yaşam biçimleri üzerinde düşünmemiz gerekiyor.