Sincan'da yürütülen tanklar, üniversite kapılarından başörtülü olduğu için geri çevrilen öğrenciler... "Demokrasiye balans ayarı" gerekçesiyle yapılan postmodern darbe.

Türk demokrasi tarihinin kara lekesi 28 Şubat'ın üzerinden tam 26 yıl geçti.

İddia edildiği gibi bin yıl sürmedi. Türkiye yeni bir siyasi iklime girdi. Yeni Türkiye'de 'vesayet odaklarına yer yok' dendi, 28 Şubat'ın o karanlık günleri hiç unutulmadan, vesayet odaklarıyla kararlılıkla mücadele edildi.

İKNA ODALARI KURULDU

28 Şubat'ın fırtınalı günleri 1995 seçimi ile başladı. O seçimin galibi Refah Partisi'ydi.

Sandıktan birinci çıksa da Milli Görüş'ün iktidara gelmesi hiç de kolay olmadı.
Önce DYP-ANAP seçeneği denendi. Güven oylaması geçersiz sayılınca ibre yeniden Refah Partisi'ne döndü.

Artık Necmettin Erbakan, Refahyol iktidarının başbakanı, Tansu Çiller de yardımcısıydı. Refahyol, Haziran 1996'da ülke yönetimine geçti ama sokaklar hareketliydi.

Başörtülü öğrenciler için ikna odaları kuruldu, fişlemeler yapıldı. Başbakanlık Konutu'ndaki iftar, Sincan Belediyesi'nin düzenlediği "Kudüs Gecesi"... Gazete manşetleri ile desteklenen "rejim tartışmaları" gün geçtikçe daha da arttı.

SİNCAN'DA TANKLAR YÜRÜDÜ

Ve 1 Şubat 1997... Dönemin Başbakanı Erbakan, üniversiteli öğrenciler için bir adım attı. Hükümet ortağının itirazına rağmen "üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan kararname"yi imzaya açtı.

Başörtüsü kararnamesi tartışılırken sincan sokaklarına tank ve zırhlı araçlar çıkarıldı. Her ne kadar tatbikat alanına gidildi denilse de asker kışladan çıkmıştı. Aslında o görüntüler postmodern darbenin sokaktaki fotoğrafıydı.

Duyulan tank değil darbenin ayak sesleriydi. 28 Şubat 1997'de Çankaya Köşkü o güne kadarki en uzun Milli Güvenlik Kurulu toplantısına ev sahipliği yaptı. Toplantı, 8 saat 45 dakika sürdü. Kuruldan 20 maddelik sert bildiri çıktı.

Başbakan Necmettin Erbakan karşı çıktığı bildiriyi baskılar sonucu 5 gün sonra imzaladı. Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde irticayla mücadele bahanesiyle "Batı Çalışma Grubu" kuruldu.

Genelkurmay'da verilen brifinglere yargı üyeleri, kamu yöneticileri ve gazeteciler davet edildi. "REFAHYOL hükümeti, laik cumhuriyet için tehdit" mesajları verildi.

Demokratik yönetime müdahaleler sürerken Necmettin Erbakan, 18 Haziran'da Başbakanlık'tan istifa etti.

Çalkantılı süreçte, Refah Partisi kapatıldı. Yüksek Askeri Şura kararlarıyla 272 personel ordudan ihraç edildi.

Darbeye karşı duranlar Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yargılandı. Firmalar kara listeye alındı. Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan da okuduğu şiir nedeniyle hapis yattı.

Darbecilere göre o süreç bin yıl sürecekti. Ancak hesapları tutmadı. Milli irade demokrasiye sahip çıktı.