Zindanda iki hece.Mehmed'im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de geri adam,boynunda yafta...

Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mi?..Belki ..Daha ölmedim!

Mehmed'im,sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir

*Zalimler için yaşasın cehennem.*

Emin olunuz ki bu gün, yazı yazma günü değil ama dil susmuş olsa bile kalem susamaz..
Erdoğan karşıtı HDP'li bir  politikacı dan duyduğum sözler bunlar;
"Yüzyıllık NATO ve Rusya bile Erdoğan düşmanlığı üzerinde birleştiyse indirecekler mutlaka."

Aynı görüşü, farklı birilerinin dün İdlib'den  şehit haberleri geliyorken Tele1 denen kanaldan dillendirdiklerini duydum.

Tesadüf!!!

Yani:
Vatan değil onlara göre konu.Sadece ama sadece Erdoğan.
Bize göre ise ,Erdoğan bir fani esas olan VATAN.
Vatana hizmet ettiği için diyoruz Erdoğan. Anlamadıkları ve anlamayacakları bu.

Ey içerideki utanmaz, arlanmazlar!!!
Rusya Suriye'de, ABD Suriye'de, AB Suriye'de, İran Suriye'de, şımarık büyütüldüğü için anal ve oral dönem saplantıları fazla olan Yunanistan bile Esad'a açık desteği ile Suriye'de...
Ve siz ''Dışarıdaki zalimler sürüsünün kuklaları, bütün tehlikelere Suriye sınırındaki boşluktan dolayı maruz kalan, toprak bütünlüğü tehlikede olan Türkiye'nin orda ne işi var diyorsunuz.
Anladık Gezi olayları sırasında içerideki kuklalarınızı bağırttınız konu AĞAÇ değil dedirttiniz.Şimdi topunuz ile tüfeğiniz ile dışarıdan saldırıyor,içerideki kuklalarınız olan hainler ile de Suriye'de ne işimiz var detirtiyorsunuz.
Aslında: " Ne İşiniz Var Diyorsunuz."
Biliyoruz ki kuklalarınızın derdi şehit değil, öyle bir sevdaları yok. Konu susmayan Erdoğan üzerinden vatan. Sevdanız eski Türkiye.
*Yemezler,yedirtmezler.*

Diyorsunuz ki:

*1* .Tarih: 29 Ocak 2009. İsviçre'nin Davos köyünde, düzenlenen 'Gazze: Ortadoğu'da Barış Modeli' panelinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı 'One Minute' çıkışı tüm dünyayı ayağa kaldırdı.
Unutmayınız,unutmaya aldınız.

*2* .Sykes-Picot Anlaşması yeniden düzenlenip yürürlüğe girecekti ve Türkiye bu oyuna dur dedi.

Planlarınız  suya düştü.

*Sykes-Picot Anlaşması,* I. Dünya Savaşı sırasında, 29 Nisan 1916'da Kut'ül Ammare Kuşatması sonrasında İngiliz kuvvetlerinin Osmanlı Devleti'nin 6. Ordusu karşısında bozguna uğramasından 17 gün sonra, 16 Mayıs 1916 tarihinde Britanya ve Fransa arasında yapılan ve aynı yılın Ekim ayında Rusya tarafından onaylanan, Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu'daki topraklarının paylaşılmasını öngören gizli antlaşmadır

*3* .Turkiye artık kukla olmak yerine yöneten olmaya karar verdi.

Eski Türkiye özleminiz bitti.

*4* .Oyun kuranlar karşılarında tribünde izleyip küçük oyuncaklarla oyalatılan bir çocuk yerine oyuna dahilinde olan, bölgenin asıl  sahibi ile karşı karşıya gelmenin şokunu yaşamaya başlayınca paniklediler.

Neo-Liberal hedefleriniz kursağınızda kaldı.

*5* .Türkiye, Libya ile yaptığı anlaşmayla bölge ülkelerini 'uykuda yakaladı'. Türkiye'nin bu tarihi adımı, özellikle Avrupa ülkelerinde büyük panik yarattı. Türkiye Doğu Akdeniz'deki denklemi yeniden belirledi.
Osmanlı Devleti ile ilgili korkularınız yeniden sizi sarmaya başladı.
*6* .Libya ile bir araya gelen Türkiye bu hamleyle Doğu Akdeniz'de bir oldu bittiye müsaade etmemiştir. Yani, kendisine yönelen kuşatmayı yarmış oldu. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, İtalya, İsrail, Mısır ve diğer tüm ülkeler Libya üzerinden Doğu Akdeniz'de mevzi kazanmaya ve/veya var olan mevzilerini tahkim etmeye çalışırken, aynı zamanda bir Akdeniz ülkesi olan Türkiye bu sürece kayıtsız kalamazdı. Nitekim kalmadı da. Ayrıca bu meseleyi, Türkiye'nin Kıbrıs meselesinden bağımsız okuyamayız. Türkiye, Libya'yla imzaladığı mutabakatla Yunanistan ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi arasındaki bağlantıyı da kesmiş oldu.

*7* .Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu'nda, BM 74'üncü Genel Kurulu Genel Görüşmeleri Açılışı'nda yer aldı ve Genel Kurul'a hitap etti.

Hazreti Mevlana'nın adaleti, "hakları ve ödevleri gerektiği gibi paylaştırarak herkese hakkını vermek" olarak ifade ettiğini dile getiren Erdoğan, bugün dünyada, ne hakların, ne de sorumlulukların gerektiği gibi paylaşıldığının ortada olduğunu kaydetti.

Erdoğan, adaletsizliğin, istikrarsızlığı, güç mücadelelerini, krizleri, israfı beraberinde getirdiğini belirtti.

BM'nin İkinci Dünya Savaşı sonrası bu adaletsizliği ortadan kaldırmak amacıyla kurulduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Oysa bugün uluslararası camia, geleceğini tehdit eden terör, açlık, sefalet, iklim değişikliği gibi sorunlara kalıcı çözüm üretme kabiliyetini giderek yitiriyor. Genel Kurul'un bu yılki temasının 'Yoksulluğun ortadan kaldırılması, kaliteli eğitim, iklim değişikliğiyle mücadele ve kapsayıcılık için çok taraflı çabaların canlandırılması' olarak belirlenmesi elbette isabetlidir. Ancak asıl önemli olan hep birlikte neler yapabileceğimizdir."

Dünyanın bir tarafı yüksek refah seviyesi ve lüks içinde hayatını sürdürürken, diğer tarafta açlığın, sefaletin, cehaletin kol gezmesinin kabul edilemeyeceğinin altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünyanın şanslı bir azınlığı dijital teknolojiyi, robotları, yapay zekayı, obeziteyi tartışırken, 2 milyarı aşkın insanın yoksulluk, 1 milyara yakın insanın açlık sınırının altında yaşıyor olması çok acıdır. Şayet her birimiz güvende değilsek hiçbirimizin güvende olamayacağı gerçeğine sırtımızı dönemeyiz. Bu kürsüden yıllardır insanlığın kaderinin sınırlı sayıdaki ülkenin ihtiyarına bırakılamayacağını söylüyorum. *Burada, sizlerin huzurunda tekrar ediyorum, dünya beşten büyüktür.*  

*Bakın biz ne diyoruz :*

Ey kâfirler ,
-Bilinki bizim sevdamız vatan
-Bilinki biz Vatan Üzerinden Erdoğan'a sevdalıyız
-Bilinki Esad'ınız  ile birlikte kahrolacaksınız
-Bilinki Allah'ın sözü var inannlara. Bizi o intikama vesile kılacak
-Bilinki inanlar için konu Vatan ise gerisi teferuat
-Bilinki size yedirtmedik yedirtmeyecegiz
-Bilinki fazla hayal Şizoit eder.

İdlib'den gelen her şehit haberi canımızı yaktı ama şunu biliyoruz ki bu kan yerde kalmayacak ve bu bayrak hep en Yüceler de dalgalanacak..

Sizlerin Recep Tayyip Erdoğan özelinde düşmanlık yaptığınız bu Vatan: Adı Selâm olana, sonra ;

Yüce Allah’ın sıfatı olarak eş-Şedidul İkab; şiddetli sonlandıran, cezalandırması kuvvetli olan, yakalaması ve azabı çetin olandır gerçekliğine iman etmiş bizlere emannettir.

*Kahraman Ordumuza:*

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
o benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!