Devşirilmiş Prens Muhammed bin Selman…  

Akademik bir eğitim almamış, Suudi Arabistan’dan aldığı ve öğretim güzergâhı açısından gerçekliği tartışılır bir lise diplomasına sahip “kahraman” Politikaya Riyad Valisi olan babasının yanında başlayan veliaht, babasının Kral olması akabinde basamakları çok hızlı bir şekilde tırmandı. 

Savunma Bakanlığı görevini aldığı sırada ülkesi için yıkıcı sonuçları halen yaşanmakta olan Yemen savaşının mimarlığını yaptı. Tek eşli ve bir baba olması dışında bütün özgeçmişi bundan ibaret bir kişilik…

İktidara bir nevi cebren sahip olan bu kişilik, Aramco’nun özelleştirilmesini ve ülkesinin petrol dışında da kaynaklar elde etmesini hedefleyen daha sonradan ABD ve İsrail kaynaklı olduğu anlaşılan “vizyon 2030” ismini verdiği reform projesi ile PR yaptı. Her ne kadar tek eşli olsa da, jet-sosyete olan yaşam biçimi, satın aldığı gayri-menkuller, yatlar hatta tablolar ile adından sıkça söz ettirdi, ettiriyor.

Son olarak öncelikle bölgesinde önemli ziyaretler yapan Selman, iki haftayı aşkın süre devam eden ABD ziyareti ile bir çok anlaşmaya imza attı. Bu anlaşmalar içerisinde silah anlaşmaları dışında sinemadan, gıda hatta teknolojiye kadar birçok farklı kalem bulunuyor. Selman, adeta ABD’de bulunduğu süre içerisinde pervasızca rüşvet dağıttı. Muhtemelen bundan sonra da dağıtmaya devam edecek. Rüşvet sadece maddi anlamda da değil. Örneğin ABD basınına verdiği bir mülakatta sarfettiği “İsrail’in kendine ait tartışmasız topraklara sahip olma hakkı vardır” ve “İsrail ile bölgede çok fazla ortak çıkarımız var” açıklamaları vaat anlamında net olarak rüşvet diyebiliriz.

Selman kendi iç siyasi arenasında tüm “rakiplerini” egale eden, aynı zamanda profil anlamında özel seçilmiş tam bir proje… 

Bu proje henüz yeni sahne aldı ve önümüzdeki dönem çok daha fazla konuşulacak. ABD ve İsrail temelli bir siyaset güdeceği kesin olan proje prens, “vahabilik bize biçilmiş roldü” anlamında ki açıklamaları ile de aslında şia dışındaki tüm mezhep ya da inanç modellerini kucaklama anlamında üzerine düşeni yaptı.

Önümüzdeki dönem Selman eliyle ancak geri planında tartışmasız şekilde ABD ve İsrail’in olduğu bölgesel senaryolara tanıklık edeceğiz. İran’ın yayılmacı politikalarının sınırlandırılması için atılacak adımların yanı sıra ABD ve İsrail’in kurup yönettiği terör örgütlerine sponsorluk konusu da veliaht prens eliyle Suudi Arabistan’a ihale edilmiş durumda. Suriye başta olmak üzere ABD tüm “masraflarını” Suudi Arabistan ve bölge ülkelerine ihale edecek…

Mezhep ayrımları oyunlarına düşerek İslam dünyasını ayrıştıran herkes bu oyuna azami derecede dikkat etmeli ve bu oyunu bozmak için elinden geleni yapmalı. Aksi halde önümüzde ki süreçte ABD ve İsrail adına birbirini kıran Müslümanların ahvalini görmek zorunda kalacağız ne yazık ki…

Yeni yazımda buluşmak dileğiyle...

Kemalettin İSAOĞLU

Twitter: @kaymesbi