habervakti.com yazarlarından usta kalem Dilipak, MHP lideri Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan ve İmralı görüşmeleri ile devam eden sürecin yürütülmesinde "Abdullah Öcalan'ın İstanbul'a getirilmesi hadisesinin kavranmasının önemli olduğunu vurguladı. Dilipak, MOSSAD'ın olayın neresinde olduğunun sorgulanmadığını belirterek "Bu süreçte Ecevit ile Netenyahu arasındaki işbirliğinden kimse söz etmedi. Bu konuda Ecevit Netenyahu’yu aradığında, Netenyahu kendisine “aramanızı bekliyordum” dedi." ifadelerini kullandı.
Bahçeli, ilk çağrısında Öcalan'a yönelik "Terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etmesi" yönünde çağrıda bulunmuş, ardından "Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, 'umut hakkı'nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı'dan DEM'e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız." demiş ve "terörsüz Türkiye" şiarıyla yeni bir sürecin habercisi olmuştu.
Yakın tarihin yaşayan tanıklarından yazarımız Abdurrahman Dilipak, Bahçeli'nin söz konusu çağrısı ile başlayan ve bugün İmralı görüşmeleriyle devam eden süreci derinlemesine değerlendirdi.
Dilipak, Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesi hadisesine ilişkin kurulan anlatıya ve gerçeğe dikkat çekerek önemli sorular yöneltti.
Dilipak, terör örgütünün kimlerin vekili olduğu, kimlerin doğrudan PKK'nın içinde olduğu gibi konuların çalışılmasının hadiseyi teşhis için bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
Yeni barış süreci nereye evrilir?
Apo bu süreçte ne kadar etkili olur?
Apo'nun örgüt üzerinde etkisi sürüyor mu?
Apo'nun Kenya'dan getiriliş hikayesinde MOSSAD nerede? Ecevit, Netenyahu'yu neden aradı?
Terörün uyuşturucu ayağında kimler var? Apo'nun arkasındaki güçler yeni süreci baltalayacaklar mı?
Yakın siyasi tarihin yaşayan tanıklarından yazarımız Abdurrahman Dilipak'ın bu ve benzeri sorulara cevaplar verdiği o yazı:
"Yahu artık ne Kandil eski Kandil, ne DEM eski HDP. O günler geride kaldı.. SDG’in içindeki PYD’de PKK’nın devamı değil. Bunlar birbirinin ne gayrı, ne de aynı! Peki bu bilinmiyor muydu?.
Kürt sorunu tek başına bir Türk sorunu da değildir. Bu işin Türkiye’yi aşan boyutları var. Tek sorun terör sorunu değil, uyuşturucu sorunu da var, işin Mafia boyutu var. PKK da tek başına bir “Kürt meselesi” değil artık. PKK’nın içinde ABD, İngiltere, Fransa, Yunanistan, İtalya, Vatikan, İsrail, NATO var."
