Birilerinin gerçeklerle yüzleşmeye cesaret edemediğini yazan Dilipak, 2022 ile 2023 yıllarının kritik iki yıl olduğunu belirterek şöyle devam etti:

"İster zamanında, ister erken, ister geç bir seçim olsun, kesinlikle zor bir seçim olacak ve kesinlikle bugün yaşadığımız her şey sandığa yansıyacak. Ve bu saatten sonra kesinlikle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ülkelerin sınırları, rejimleri, iktidar yapıları radikal bir şekilde değişecek. Din, ideoloji, siyaset yeniden, yeni kavram ve kurumlarla şekillenecek. Ve bu bir defada olmayacak! Çünkü korkuyla uygarlık inşa edilemez. Toplum çok korkutuldu. Umuda ihtiyacımız var. Ama korku adeta bağımlılık yapmaya başladı. Toplumsal dinamizmi canlı tutan inanç, ideoloji, bilim, sanat, ekonomi, siyaset bu süreçte ağır bir yara aldı.”

Çok ciddi, radikal nefs muhasebesine ihtiyaç olduğunu ifade eden Dilipak, “Siyaset ve cemaat önümüzdeki en büyük iki engel. Eğitim zaten tepeden tırnağa bir felaket. Türkçe bile artık sorunlu hale geldi. Bütün insanlar içinde erdemli akıl sahibi insanların işbirliği ile bir çırpınışla kurtulabiliriz inşallah diye ümit ediyorum. Yoksa halimiz yaman” görüşünü dile getirdi.

Dilipak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın koronavirüse yakalandığını hatırlatarak “Hani artık salgın bitmişti. Bundan sonra nezle ve grip vardı. Ve bu testler doğru sonuç vermiyordu. Cumhurbaşkanı aşı da olmuştu, peki nasıl oldu bu iş. Hem de tam Putin’le arabuluculuk için görüşme gündemde iken, İsrail’den ve Ermenistan’dan üst düzey ziyaretçiler beklenirken bu hastalık sürpriz oldu" dedi.

Dilipak şöyle devam etti:

"Bu süreçte yaşananlar, KKTC’deki gelişmeler bize ders olsun da bu konuyu yeniden düşünelim. Bir musibetten kurtulalım derken daha büyük musibetlere duçar olmamak için aklımızı başımıza alalım. Bu Pandemi hikâyesi bitmeli artık. PCR testine dayalı teşhisi de, tedavisi de, aşısı da, ilacı da bir an önce durdurulmalı” çağrısında bulundu.

“Gıda, sağlık, çevre, bilim ve teknolojideki tuzaklar çökertilmeli” görüşünü dile getiren Dilipak şöyle devam etti: Eğitimdeki perişanlık, ailedeki çözülmenin önüne geçilmeli. Ve illa Adalet, illa adalet. Adalet yoksa zulüm vardır. Allah ise cahillere ve zalimlere yardım etmez. Onların işlerini sarp dağlara sardırır, onların üzerine pislik yağdırır. Bu anlamda bundan sonra yapılacak atamalara dikkat. ‘Kem alat ile kemalat olmaz’ zira. Ehliyet, liyakat ve ahlak yoksunu kişilerle varılacak yer felakettir. “