İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu” tarafından 2021/113387 soruşturma no’lu dosyada, savcılık 1.10.2021 tarih ve 2021/106534 sayılı kararı ile “Kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi.

Karagül daha önce, Taksim camiinin açılması sırasında yaşanan sosyal mediadaki tartışmalar üzerine, Dilipak’ın bir mesajını vesile yaparak "...şimdi de Taksim Camii'ne çamur atmaya başlamış... Hem de bir yalan haber üzerinden. BAE, Dubai, Bin Zayed ekseninde bir konumlanma işaretleri alıyorum..." şeklindeki paylaşım üzerine kendi hakkında, gerçeğin araştırılması için savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.

Savcılık konuyu inceledikten sonra verdiği karar da şu görüşlere yer verdi:

“Dosya kapsamındaki mevcut dilekçe içeriğinden şikayetçinin kendisi hakkındaki  (…)  sosyal medya paylaşımlarının ayrıntılı şekilde araştırılmasını, gerçeğin ortaya konulmasını istemesi  ceza soruşturması açısından yukarıda anlatıldığı üzere ancak somut olgulara dayanan suç şüphesinin varlığı halinde mümkündür. Şikayetçinin dilekçe içeriğinde ve tüm dosya kapsamı içerisinde şikayetçiye Türk Ceza Kanunu 302. maddesinde tanımlanan devletin birliğine ve ülke bütünlüğünü bozmak suçu kapsamından şüpheli sıfatını vermeyi gerektirir herhangi bir somut şüphe bulunmadığı değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenlerle; 1-Şüpheli hakkında KAMU ADINA KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA,”

DİLİPAK: KARAGÜL’ÜN HAKSIZ-HUKUKSUZ İDDİALARI REDDEDİLDİ

Konuyla ilgili görüşünü açıklayan Dilipak “Savcılık kararı ile, Karagül’ün, haksız, hukuksuz, gerçek dışı, somut bir bilgi ve belgeye dayanmayan ithamları reddedilmiş oldu. Maalesef mediamızın içinde düştüğü durum bu. Bu arkadaş karşı mahalleden biri değil ama, bazan politik saiklerle böyle davranabiliyorlar. Siyasetteki uslup hatası daha fazlası ile mediaya yansıyor, onun iki katı da sosyal mediaya yansıyor.” açıklamasında bulundu.

KELEŞTİMUR: YANLIŞ HESAP YARGIDAN DÖNER

Dilipak’ın avukatı, Av. Faruk Keleştimur ise konuyla ilgili “Çamur at izi kalsın” mantığı ile yapılan bu tür isnatlar, maalesef ülkemizde insanların bu konuda politik ve ideolojik ve sosyal aidiyet sebebi ile birbirine karşı kışkırtılması yeni değil. Bunlar soğuk savaş döneminden kalan işler.  Biz polemiğe girmek yerine ve örnek olsun diye yargıya başvurduk. Yanlış hesap yargıdan döndü. Biz şimdi ceza ve hukuk davası da açabiliriz ama, şimdilik istemiyoruz. Bizden henüz bir özür dileme olmadı. Müvekkilim kendisine yönelen bir isnad kapsamında alt sınırı 5 yıl hapis cezasından başlayan bir suça ilişkin kendisini ihbar edebilen bir erdemli davranışı ortaya koyabilmişken bu tür isnadları yöneltenlerin de en azından bir tekzip/özür metni yayınlayacak erdeme sahip olmasını beklerdik ve bekliyoruz. Bu onların insanlığına kalmış bir konu. Yanlış yapınca özür dilemek erdemdir. ‘Bir kişiye yapılan bir haksızlık bütün bir topluma yöneltilmiş bir tehdittir’ der Dilipak. Bizim uğraşmak zorunda olduğumuz bu tür iftiralar için örnek bir tepki göstermek istiyoruz.  Biz güzel örnek olalım ki, bizden sonrakiler, bu bizim katlanmak zorunda olduğumuz haksızlıklar karşısındaki davranışımızı örnek alsınlar ve bu hukuk mücadelesi, onlar için baht kaynağı olsun.'' ifadelerini kullandı.

DİLİPAK’A “ONURSUZ”, “PEZEVENK”, “S..TİR” DEMEK SUÇ DEĞİL Mİ?

Dilipak’a hakaretten daha önce “Pezevenk” diye hakaret eden kişi hakkında “kaba söz” gerekçesi ile savcılık takipsizlik vermişti. Daha sonra “Onursuz”  şeklindeki ifade de hakaret kabul edilmedi. Sonra da “S..ktir” şeklinde kelime içeren hakaret cümlesi “kaba ifade” olarak tanımlandı ve takipsizlik kararı verdildi.

Dilipak, avukatı Faruk Keleştimur vasıtası ile her 3 karara da itiraz etti. Sosyal medyada trollerinin toplu saldırıları karşısında son aylarda giderek artan ceza ve tazminat davaları halen daha devam ediyor.