İsrail askerlerinin cenazeleri teslim edilirken, Kızıl Haç görevlilerinin siyah tabutları beyaz örtülerle kapladığı ve cenazeler araçlara taşınırken görüntü alınmasını engellemek için bariyerler kurduğu görüldü.
Kızılhaç görevlilerinin bu tavrı bir saygı ifadesi yahut yasın tezahürü olarak okundu.
Kızılhaç görevlileri, siyonistlerin cenazelerinde büyük bir ihtimamla hareket ederken; aynı görevliler, şehit Filistinli sivillerin cesetlerini büyük bir kamyonun içine, mavi ceset torbalarıyla üst üste yığılmış halde taşıdı.
Filistinli şehidlerin naaşlarının nazılarının organları ve derileri çalınmıştı, bazıları ise tamamen çürümüştü.
Şehitlerin kimlik bilgileri, ölüm zamanları ve yerleri hakkında tıbbi ekiplere herhangi bir bilgi sağlanmadığı görüldü.
Kızıl Haç kamyonları, şehitlerin cenazelerini en yakın bombalanmış hastaneye bırakıyor ve ardından hiçbir şey olmamış gibi bölgeden ayrılıyordu.
Sözde insani yardım örgütü Kızılhaç'ın, insani yardım örgütlerinin sadakatle bağlı olması gereken genellik ve eşitlik ilkesini ihlal ettiği değerlendirmesi yapıldı.
Kızlhaç'ın kişilere davranışlarını din, kavim, ten rengine göre belirlemesi, "siyonist güdümlü Kızılhaç insani değil, ırkçı" yorumlarını beraberinde getirdi.