Türkiye Düşünce Platformumuzun alt meclisi olan Cami Külliye Meclisinin üyeleri olarak, Külliye Cami projesi hakkında Diyanet İşler Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş hocamızı bilgilendirmek ve kendilerine projemizi sunmak için TÜDP Yönetim Kurulu Başkanı olarak randevu talebimizi özel kalem müdürü değerli Hasan Güçlü Beyi illettim. Ertesi gün Hasan Bey bize dönüş yaptı ve Taşkın Bey sizlere üç saatlik bir zaman ayırdık dediler.

Projeyi açıklamak ve toplantıya katılmak için, Türkiye Düşünce Platformu Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Erol Yarar Bey, Başkan vekili Abdurrahman Dilipak Hoca, Yüksek İstişare üyesi M. Şerif Niziplioğlu Hoca Namaz platformu sözcüsü Abdullah Yıldız Hoca ve Güngören Kuyulu camii dernek başkanı Nurettin Seyyar Hoca ile birlikte gece İstanbul’dan yola çıktık. Ankara’ya Diyanet İşleri başkanlığına sabah saat 10.00 civarında varmıştık bina girişinde bizi özel kalem müdürü Hasan Bey sıcak bir şekilde karşıladı başkanla görüşmeden önce Hasan Bey ile birlikte hoş ve kısa bir sohbet yaptık. Ardından Başkan Beyin makamına geçtik, Başkan Bey bizleri çok sıcak, tebessümlü ve samimi bir şekilde karşıladılar. Toplantı öncesi Başkan Bey ile yaptığımız bu ön hasbihal görüşmede kendilerinin hoş ve güzel sohbeti bizleri mest etti ve âdeta gönüllerimize aktı.

Ardından Cami Külliye mevzusunu görüşmek üzere Başkan Bey ile toplantı odasına geçtik. Camilerin hayatın merkezi olması hususundaki çalışmamızın sunumunu yapmaya başladık. Başkan Bey ve heyeti büyük bir ilgi ve muhabbetle sunumu izlediler ardından sunum üzerindeki konuşmalara geçtik, görüş alışverişinde bulunduk sonrasında hep birlikte öğlen yemeğini birlikte yiyerek hoş sohbetimize devam ettik.

Ali Beyin bu kadar güzel ve hoşnut misafirperverliği bizleri ziyadesi ile mutlu etmiş ve kendisine hayran olmuştuk. Konuyu tekrar ele alıp görüşmek için yeni bir toplantı kararı aldık. İş birliğine açık, hoş görülü ve dertli olan başkan kurum hakkındaki yenilikleri ve projeleri hakkında bizleri bilgilendirdiler. Ali Bey girişimci, inovatik bir bakış açısına sahip ve aynı zamanda kurumunun Ar-ge birimini de oluşturmuş, zamanı iyi okuyan kıymetli bir gönül başkanı.

Sonrasında ikinci toplantı için bir daha Diyanet’e gelmeye karar verdik, gideceğimiz tarihte Türkiye’de coronavirüsü vakaları çıkmış ve devlet tarafından bazı tedbirler alınmıştı buna rağmen Diyanet İşleri başkanlığı Din hizmetleri genel müdürü Bünyamin bey toplantıyı ve görüşmeyi iptal etmediler. Bizim de onların da davaları aynıydı yegâne isteğimiz; millete ve ümmete hayırlı projeler ve hizmetler sunmaktı.

Bu minvalde bu seferki toplantımız Cami Külliye Projesinin uygulanması ve Namaz Platformu ile Diyanet arasında bir iş birliğinin yapılması konusuydu. TÜDP Genel Başkan Vekili Abdurrahman Dilipak hoca, TÜDP yüksek istişare kurulu üyesi M. Şerif Niziplioğlu hoca, TÜDP yönetim Kulu başkan vekili Prof. Dr. Ahmet Akın hoca, Namaz Platformu sözcüsü Abdullah Yıldız hoca, Namaz Platformu üyesi Ramazan Kayan hoca, Namaz Platformu üyesi Ahmet Bulut hoca ve ben ikinci görüşmemizde de aynı birinci gidişimizde olduğu gibi güzel karşılanıp ağırlanıyoruz ve projeler üzerinden konuşmaya başlıyoruz.

Gerekli görüşmelerden sonra Ali Erbaş başkanımızla da yine öğle arasında bir araya geldik. Başkan Bey camilerin salgın dolayısı ile bir süreliğine kapatılması ile ilgili olarak bizlere bazı açıklamalar yaptı ve şunu kederli bir şekilde söyledi camilerin kapatılması yüreğimi yakıyor acaba insanları camilerden soğutur muyuz? Böyle bir kararı almak çok üzücü ama çaresiziz ve inşallah en kısa sürede bu hastalıktın kurtulur ve camilerimizi tekrar ibadete açarız diye dua ettiler. Aynı zamanda bu konudaki görüşlerimizi sordular bizlerde kendilerine bu süreçte alacakları kararlara destek olacağımızı belirtik. Başkan bey, bu kararı bizim başbakanlıktan ayrılmamızdan 2 saat sonra açıkladılar.

Ülkemizde bulunan bazı ahlak yoksunu çevreler böylesine hoş ve gönül adamı Ali Erbaş hocamızı sırf İslam’ın emirlerini ve yasaklarını anlattığı için ötekileştirmeye ve üzerine gitmeye çalıştılar bu durum milletimizi ve bizleri de ciddi manada rahatsız etti.

Alçak gönüllü, nazik, samimi ve kibar olan Başkanımız aynı zamanda feraset ve cesaret ile davasının ve doğru bildiklerinin savunucusudur, Aslında söyledikleri kendi görüşleri de değil Başkan beyin söyledikleri, bizzat Rabbimizin emirleri ama kökü dışarıda olan sefil ve sefih bir güruh Başkan beyin bir süre önce Cuma hutbesinde eşcinsellik üzerine söylediklerini dillerine doladılar. Neyse ki başsavcılık doğru bir karara imza attı ve Başkanın asıl bunları söylemediğinde görevini yapmamış olacağını, bir Diyanet İşleri Başkanının bu sözleri söylemesinden daha doğal bir şey olmadığı yönünde bir karar verdi. Gerçekten bu üçüncü cinsiyet ve eşcinsellik tehlikesi üzerine ne kadar konuşulsa azdır. Zira ateş sadece ülkemizde, ilimizde, mahallemizde değil hepimizin evinde, odasında, çocuklarımızın telefonlarında.

İnşallah bu bir başlangıç ve uyanış vesilesi olur. Hep birlikte devlet ve millet olarak üzerimize düşeni yapmalıyız. Yoksa 10 yıl sonrasının en büyük sorunu ve sorusu “baba ben cinsiyet değiştirmek istiyorum” olabilir. Rabbim tüm inananları muhafaza eylesin.

Bu vesile ile muhterem başkanımız Ali Erbaş Hocamızı ve şahsında tüm Diyanet İşleri Başkanlığı yönetim kadrosunun selamlıyor ve kendilerine dua ediyorum.

Selam Dua ve Hürmetlerim ile...