İşte Duman'ın o yazısı:

Sık sık gündeme gelir.

Domuz kaynaklı gıda ve ilaçlar ile ilgili müslümanların haklı olarak duyarlılıkları var.

Yüce dinimizde  "haram" kavramı ile ifade edilen maddelerle tedavi olmayınız yönünde  telkinler bulunurken, yaşamak için, başka çare yoksa haram maddelerden  gerektiği kadar kullanılabileceği de belirtilmiş.

 İşin bu tarafını ilahiyatçılara bırakarak biz teknik açıdan İnsülin ve ilaçları biraz irdeleyelim.

İnsülin  ilk bulunduğu 1921 yılında sadece hayvanlardan elde edilebiliyordu. Sığır ve domuz başlıca insülin kaynağı idi. Zamanla  semisenteteik, biyosenteteik ve tam senteteik olarak üretilmeye başlandı. Günümüzde Rekombinant DNA teknolojisi ile üretilen sentetik İnsülin ilaçlarında hayvansal hiçbir katkı yoktur. Dolayısı ile bu tür insülinlerde domuz katkısı olma ihtimali de ortadan kalkmıştır.

Bunun daha teknik kısmını, daha merak eden okuyucularımız için biraz daha açmak istiyorum.

İnsülin insanda nasıl üretiliyor? İnsülin önce  preproinsülin şeklinde tek zincirli bir polipeptit öncül molekül olarak sentezlenir. 108 aminoasid içeren bu polipeptit, önce endoplazmik retikuluma sonra golgi cihazına geçip, oradan da "non-coated secretory vesicle, yani kaplanmış salgılayıcı veziküller" olarak pankreasın beta hücrelerinde depolanır. Kandaki  şeker (glukoz) oranı arttığında, ya da diğer başka sinyaller geldiğinde bu veziküller hücre zarıyla füzyon yaparak, ekzositoz yolu ile hücre dışına yani kana geçerler. Biz buna  pankreastan insülin salgılanması diyoruz.

Proinsülin, aktif insülin ve 34 amino asitlik bağlantı C peptidini oluşturmak için proteaz enzimlerince işlenir. Aktif İnsülinin yapısı disülfat bağları ile bağlı iki polipeptit zincirinden oluşur. A zinciri 21 aminoasitken daha geniş olan B zinciri 30 aminoasit uzunluğundadır.

Aminoasit dizilerinde farklılıklar olmasına karşın, çeşitli türlerin ürettiği insülinler bu basit yapıya sahiptir.

Domuz insülini (5777Da) insan insülininden (5807Da) yalnızca bir, sığır insülininden ise (5733Da) üç aminoasid farklıdır.

Bir çok türün arasında insülin bu kadar benzerlik göstermesine rağmen, proinsülin oldukça farklıdır. Bu nedenle tedavi amaçlı kullanılan ve hayvanlardan elde edilen insülin preparatlarındaki  proinsülin farklılığından  dolayı insanlarda allerji ve bağışıklık sistemlerinde dirençler oluşmaktadır.

Yazımızın başında belirttiğimiz  şekliyle, hayvandan elde edilen  insülin bu nedenlerle  insan bünyesinde alerjik reaksiyonlar oluşturabilmekte, uzun süreli ve genellikle hayat boyu tedavi gerektiren  diabet tedavisi için sürdürülemez bir hal almaktadır.

Bu sakıncaları gidermek için  önceleri, domuz insülinini insan insülini haline çevrimek için bir takım enzimatik ve kimyasal yöntemler kullanıldı ise de, bu yöntemler çok pahalı ve verimli olmadığı için bırakıldı.

Şimdi ise  Rekombinant  DNA teknolojisi  dediğimiz yöntemle  insana hiçbir yan etki yapmayan insan insülini üretilmektedir. Piyasadaki ilaçlar işte artık bu formdadırlar. Bunun  temel mantığı şöyle işlemektedir;  proteinin sentezini kodlayan gen, ait olduğu hücre genomundan veya kromozomundan özel yöntemlerle kesilip çıkarılır. Sonra onu taşıyan bir vektör DNA’sı (plazmid) ile birleştirilerek alıcı hücreye transfer edilir. Sonunda  hücrede gen ekspresyonu sağlanır, yani yeni  protein ürünü sentezlenir. İşte gen mühendisliği kullanılarak insan için insülin, diğer proteinlerden bu mekanizma ile üretilmiş olur.

Günümüz başdöndürücü bu mekanizma ile üretilen insülin ilaçlarında DOMUZ endişesi söz konusu bile değildir.

Bir eczacı olarak, hastalarımızın insülin de dahil olmak üzere kullandıkları bütün ilaçları dini hassasiyetlerine göre seçme hakları olduklarına inanıyorum.Müslüman İslam’a göre, Hıristiyan ve Yahudiler de kendi inançlarına göre ilaç içeriklerinde hassasiyetlerinin gözetilmesini ve kendileri için de (pahalı bile olsa)  gerekirse özel üretim yapılmasını isteme hakkına sahiptirler.

Bizler hekim ve  eczacılar olarak, hassasiyetleri olan hastalarımıza en azından ilaçların içerikleri ile ilgili bilgilendirmede bulunmak durumundayız.

Bunu şahsen gerçeğe dönüşecek yakın bir hedef olarak umuyorum.

Sağlıklı günler diliyorum.