Dilipak ve Deniz, aşı dayatmalarını konuştu! Zorunluluk ne kadar doğru?

Bilim Kurulu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında toplanmış, Bakan Koca toplantının ardından açıklamalarda bulunmuştu.

Koronavirüs aşısı zorunlu olacak mı? HES uygulaması ile bazı kurumlara girişleri engellenecek mi? Sorularını cevaplayan Koca şu sözleri söylemişti:

"HES koduyla ilgili biz aşıyı yapılan kişinin HES koduna, e-nabıza işlemiş olacağız. Bazı yerlere giriş çıkış için şu an düşünmüyoruz. Bu dünyada da gündeme gelecek. Aşının yaygın uygulanmasıyla birlikte birçok kuruluş, şirket, yapı aşı yapılmasını önemseyecek. Aşının yaygın yapılma dönemi sonrası uçağa binmek, otobüse binmek için istenebilir. Ama bugünün konusu değil. Yaygın olarak yapıldıktan sonra gündeme gelebilir. Biz önden HES koduna aşıyı işlemeyi, e-nabıza da işlemiş olacağız. Bu anlamda sorun olmayacak. 1 hafta 10 gün içerisinde ara değerlendirilmesini bilmiş olacağız. Şu an 3 bin 700 kişiye aşı yapılmış oldu. Kimisine de ikinci dozun yapıldığını ve şu ana kadar herhangi ciddi bir yan etkinin olmadığını söyleyebiliriz. Bunun dışında aşıyı biz strateji olarak kimlere ne zaman yapılması gerektiğiyle ilgili Bilim Kurulu daha önce çalışmış, açıklama yapılmıştı."

Fahrettin Koca Çarşamba akşamı bu açıklamaları yapmadan önce, Pazartesi akşamı Dilipak ve Deniz, aynı saatlerde tam da bu riskleri ve tehlikeleri gündeme getirerek ikazda bulunmuşlardı. Ve ‘aşı olmak zorunlu olmayacak ama aşı olmayanları sosyal hayattan dışlayacaklar! Bakın göreceksiniz!’ demişlerdi. Kocan’nın da, 2 gün sonra bu konuya yönelik söylemleri, Derin Gerçekler’in ne kadar isabetli yorumlar yaptığının bir göstergesi oldu.

COVİD-19 AŞISI OLMA ZORUNLULUĞU NE KADAR DOĞRU?

Dayatmalara dikkat çekilen programda, Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak ve Habervakti.com Genel Koordinatörü Bülent Deniz dikkat çeken ifadeler kullandı.

Sözlerine, “Zorunluluk değil, mahkum edecekler!” cümlesi ile başyan Bülent Deniz, örneğine şöyle devam etti:

“ Aşıyı olmak zorunda değilsin. Ama olmazsan, sen; uçağa binemezsin, otobüse binemezsin, AVM’ye giremezsin.” Dedi.

 Dayatma konusuna sert bir dille yaklaşan Dilipak ise, “O zaman görürler!” ifadesini vurguladı.

Deniz, ‘Covid-19 aşısı olma zorunluluğu ve işe alım’ arasındaki bağlantıya dikkat çekerek, yine ileride yaşanabilecek bir olayı işaret etti.

Ardından Dilipak, “4 yıl önce ben bunları yazdığım için bana sürpriz olmuyor.” Dedi. Bu kararları çıkaranların takipçisi olacağını dile getiren Dilipak, “Onların öbür dünyada da yakasında olacağım!” ifadelerini kullandı.

Dayatma karşısında ne yapabiliriz? Sorusunu değerlendiren Dilipak, bu konuda ilk başta hukuk yoluna gidileceğini, ardında da siyasilere tekrar bilgilendirme yapılacağını ayrıca STK’lara da bilgilendirme yapılcağını söyledi.

Dayatma konusunun ileriki safhalara varmasını ‘Sivil itiatsizlik’ olarak yorumlayan Dilipak,”İnşAllah işler oraya varmaz. Eğer o noktaya giderse karşı çıkacağız!” dedi.

NE AHLAK KALACAK, NE DİN,NE NAMUS!

Dayatma konusunun uluslararası boyutlarını da değerlendiren ikili, Dünya Gıda Programı Direktörü’nün ifadelerine yer vererek, olayın ciddiyetini gözler önüne serdi.

Dünya Gıda Programı Direktörü David Beasley:

“Eğer böyle devam ederse, gıda tedariğinde kıtlık başlayacak ve dünyada çok önemli ülkeler de dahil olmak üzere gıdaya ulaşamayacak.”

Beasley’nin bu ifadelerini değerlendiren Deniz, “Sen aşı almayacak mısın? Hadi sonuçlarını görelim. İma ediyor. Diyor ki; Eğer sizin tedariğinizi kesersek, aç kalırsınız! Diyorlar.” Dedi.

Ardından Beasley’nin sözleri hakkıdna konusan Dilipak ise, “Bunlara karşı çıkmazsak, ne ahlak kalır, ne namaus, ne din! Her şeyi kademe kademe ele geçirecekler. Sonrasında, Tek ‘tıklık’ canınız var! Haysiyetiniz falan da yok!” diyerek dayatmalara karşı sert bir dil kullandı.

İşte Dilipak ve Deniz’in o ifadeleri: