Devlet Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Bey'i, İstanbul'a belediye başkanı yaptırmamak için her türlü iftiralarla itibar suikastleri düzenleyip, haysiyet cellatlıkları yaparak engellemek istemişlerdi. Akabinde bir süre sonra, değersizleştirme çabaları sonuç verdi, hapse attılar. Sonrasında da “Muhtar bile olamaz artık!” dediler.

O, Rabbine sığındı, sabredenlerden ve tevekkül edenlerden oldu.

Bilmiyorlardı ki, Mülkün Asıl Sahibi olan Allah Azze ve Celle'nin hükmü, her hükmün üzerindeydi.

Allah cc, Tayyip Bey'i sadece bu milletin değil, ümmetin, tüm dünya mazlumlarının lideri yaptı!

Ona kumpas kuranlar, yok etmek isteyenler zillete düşerek perperişan oldu.

"Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, hiç kimse hiç bir şey dileyemezdi!"

.   . .

Evliyalar Şehri Manisamızın Yunusemre İlçesine yeniden Belediye Başkanı seçilen Şehrü'l-Emin Dr. Mehmet Çerçi Bey, inananların üzerine kabus gibi çöken karanlık 28 Şubat Postmodern darbesi sürecinde, Celal Bayar Üniversitesi'nde Tıp Fakültesinde Yard. Doç. Dr. akademisyen olarak görev yapan, hayatını milli-manevi değerlerimiz ekseninde yaşayan, vatan-millet sevdalısı, üreten, devlete, millete katma değer sağlayan başarılı bir öğretim üyesi idi.

Milli ve manevi değerlerimize düşman olan 28 Şubatçı vesayet odakları, Sayın Mehmet Çerçi Bey'i, inançlarını hayatında tecessüm ettirdiği için, görevinden uzaklaştırarak zulmettiler. Akademisyenliği sona ermekle kalmamış, rızkını kazandığı mesleği de elinden alınmıştı.

O, Rabbine sığındı, sabredenlerden ve tevekkül edenlerden oldu.

Üniversiteden uzaklaştırmaları yetmemişti, ihraç kararının altına; "Hiçbir kamu kurumunda görev yapamaz" ibaresini işlediler.

Ama bilmiyorlardı ki, Mülkün Asıl Sahibi olan Allah Azze ve Celle'nin hükmü, her hükmün üzerindeydi.
Allah cc, Mehmet Bey'i sadece iki dönem milletvekili değil, akabinde bu şehrin ikinci dönem belediye reisi yaptı!

Ona kumpas kuranlar, yok etmek isteyenler zillete düşerek perperişan oldu.

"Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, hiç kimse hiç bir şey dileyemezdi!"
.   . .

Dışımızdan saldıranlardan daha fazlası aslında kendi içimizde var!

Daha ilkesiz, daha aşağılık..

Şeytanın askerlerine taş çıkartırcasına!

Münafıkça.. haince!..

TEK DERDİ HAKK'IN HAKİM OLMASI OLAN ÜLKENİN HAS ÇOCUKLARINI, HAKİKAT ADAMLARINI, İTİBAR SUİKASTLERİ İLE BİRER BİRER YOK ETMEYE ÇALIŞIYORLAR!

Bu ülkede siyasi erkin gücünü ele geçirerek, devlete millete hizmet etmek yerine, ranta, çıkara göz diken alçaklar, tek derdi HAKİKAT olan, hiçbir kınayıcının kınamasına aldırmadan yalnızca hakikatin izini süren, dünyayı, makamı-mevkiyi, parayı-pulu elinin tersiyle iten, ülkenin, ümmetin ve insanlığın geleceği için, Büyük Türkiye'nin yeniden dirilişi için, adaletin ve merhametin hükümran olması için karınca kararınca ter akıtan, risk alan, acılar çeken, bedeller ödeyen, uykuyu kendisine haram eden insanları, hedef tahtası hâline getirerek itibar suikastları düzenliyorlar.

Ama bilmiyorlar ki, Mülkün Asıl Sahibi olan Allah Azze ve Celle'nin hükmü, her hükmün üzerindedir.

"Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, hiç kimse hiç bir şey dileyemez!"

.   . .

Anlayıp idrak edene bu kadar yeter!

Anlamak istemeyene gelince,

Değişmeyen ilahi kanundur;

EDEN, BULUR!

EDEN, BULUR!

EDEN, BULUR!

BULUUUR!

. . .