CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü ile ilgili kanun teklifi kamuoyunun gündemine otururken, CHP'nin yayın organı Cumhuriyet'te homurdanmalar başladı.

EMRE KONGAR KİNİNİ TUTAMADI

Başörtüsü nefretini saklamayan ve her fırsatta Müslümanları hedef alan Cumhuriyet Gazetesi'nin yazarı Emre Kongar, 28 Şubat döneminde tekrarlanan ifadeleri yeniden kullanmaya başladı.

Asıl sorunun başörtüsü olmadığını bunun 'Türban' olduğunu belirten Kongar, şu ifadeleri kullandı;

"Sorun sıkmabaş sorunu..."

Sorunun adı, “Başörtüsü” sorunu değil, “Türban” sorunu veya halk arasındaki deyişle “Sıkmabaş” sorunudur. Çünkü “Başörtüsü” yüzyıllardır Türkiye’de, özellikle köylerde, ama kasabalarda ve kentlerde de, kadınların genellikle dışarı çıkarken, bazen evin içinde de başlarına örttükleri bir örtüdür.

"Başörtüsü geleneksel bir tavırdır"

Yazma, yemeni, tülbent, eşarp gibi isimlerle anılan çeşitleri de olan geleneksel bir başörtüsüdür. Kadınlar bunu serbest bir biçimde başlarına bağlayıverirler. Hatta konuşurlarken, kendilerine çeki düzen vermek için, geriye kayan başörtülerini zaman zaman elleriyle öne doğru düzeltirler de. Başörtüsü kullanmak geleneksel bir tavırdır.

"Türban siyasal İslam'ın simgesidir"

Türban ise Siyasal İslamın bir simgesi olarak yaşamımıza girmiştir. Dolayısıyla sorun geleneksel bir “Başörtüsü” kullanma sorunu değil, Siyasal İslamın simgesi olan “Türban”ın kamu hizmeti yapan kadınlar tarafından kullanılması sorunudur.

"Kadını ikinci sınıf olarak görmek isteyen erkeklerin..."

Hem kadını ikinci sınıf olarak gören ve örtmek isteyen erkek egemen kültür tarafından hem de Siyasal İslamı toplumsal ve kamusal yaşamda görünür ve egemen kılmak isteyen “dini siyasal olarak istismar eden politikacılar” tarafından (emperyalizmin de desteğiyle) sorun haline getirilmiştir.

"Allah'ın emri olduğunu iddia ederler..."

“Türban”ı İslam adına savunanlar bunun Allah’ın emri olduğunu iddia ederler. Özetle “Türban” sorunu “Başörtüsü” sorunu değildir...
Ona “Başörtüsü” sorunu diyenler “Türban” sorununun siyasal simge niteliğini gizleyerek onu olağanlaştıran ve böylece kamu yaşamına girmesini savunanlardır."