İlk depremin ardından 37 kişilik ekiple Kayseri'den Kahramanmaraş'a hareket eden ekiplerden bazıları arama kurtarma çalışmalarına devam ederken, bir bölümü kente döndü.

İHH Arama Kurtarma ekibinde güvenlikten sorumlu inşaat mühendisi Mustafa Setenci, AA muhabirine, 7,7'lik ilk depremden sonra ekip liderinin çağrısıyla teçhizatlarını hazırlayıp yola çıktıklarını, sabah saat 9 civarı Kahramanmaraş'a vardıklarını, enkazda çalışmalara başladıklarını söyledi.

Alana erken varmış olmanın avantajıyla birçok vatandaşı enkazdan canlı çıkardıklarını anlatan Setenci, bebekleri, anneleri, yaşlıları kurtardıklarını belirtti.

- İkinci depreme enkazın altında yakalandılar

Setenci, 7,6 şiddetindeki ikinci depreme enkazın altında yakalandıklarını dile getirerek, "O sırada ses almıştık ve bir boşluk bulup aşağıya doğru tabliyeleri kırıp iniyorduk. Almış olduğumuz eğitimlerden dolayı biz tahkimatlar (maden yatağında açılan bir kanalın çökmesini önlemek amacıyla sağlamlaştırma) kurarak gidiyorduk, bu yüzden ikinci depremden yara almadan kurtulduk. Orada insanlara faydalı olabilmemiz için önce kendimizi korumaya almamız gerekiyor. Bu sayede 7,6 şiddetindeki depremi enkazın altında hiçbir yara almadan atlattık." diye konuştu.

Enkazdan çıkardıkları her canlıdan sonra gözlerinin dolduğunu aktaran Setenci, "4 yaşında bir çocuğu çıkarmıştık, hiçbir zarar görmemişti, sapasağlam, gözleri çakmak gibi. Bunlar olmasa biz bir iki saat uykularla ayakta duramazdık." dedi.

Setenci, daha önce İzmir, Elazığ, Malatya depremlerinde görev aldığını, Düzce'deki selde, Ege'deki yangınlarda görev yaptığını ancak bu kadar geniş çaplı bir afetle karşılaşmadığını söyledi.

İHH Arama Kurtarma ekip lideri yardımcısı Furkan Karakuş da Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğünün arkasındaki enkazlarda çalıştıklarını belirterek, ses aldıkları insanların çoğunu enkazdan kurtardıklarını ifade etti.

- "Yorganın altında yaşlı bir kadını kurtardık"

Depremdeki bazı anları unutamadığını belirten Karakuş, şunları kaydetti:

"Depremin ikinci gününde enkaz altında kalan yaşlı bir teyzemiz vardı. Hiç ses alamıyorduk. Eşinin cenazesini çıkarmıştık oğlu bize sarılıp 'Babamın cenazesini teslim ettiniz, annemi de teslim edin, gidecek bir mezarım olsun.' dedi. Teyzeden çok zayıf ses aldık, enkazı temizledik. Teyze görülmüyordu, meğer iki ekibin arasındaki yorgana sarılı vaziyetteymiş. Burnu dahi kanamamıştı, gayet iyiydi. O teyzeyi teslim edince ailenin ekip liderimize karşı tavrını hiç unutamıyorum, o insanların o mutluluğu bize şevk veriyor, yorgunluğumuzu unutuyoruz. Bir de Muhammed'in kızını çıkarmıştık enkazdan. Hiçbir darbe almamıştı ve yüzü tertemiz duruyordu, bunları unutamıyorum."