İşte, "Esma bin Hârise kimdir? Esma bin Hârise nerede doğmuştur? Esma bin Hârise ne zaman doğmuştur? Esma bin Hârise nasıl Müslüman olmuştur? Esma bin Hârise nasıl hicret etmiştir? Esma bin Hârise nasıl evlenmiştir? Esma bin Hârise’nin cesareti, Esma bin Hârise’nin hayatı, Esma bin Hârise’nin vefatı" sorularının cevapları...

ESMA BİN HÂRİSE’NİN HAYATI

Hz. Peygamberin (a.s.m.) müderris ve muallimliğini yaptığı Suffe medresesi talebelerinin her biri ayrı bir meziyet, aynı bir kabiliyet, ayrı bir fazilete sâhiptir. insanın fıtrî hususiyetlerini, Kur'âni düstur ve prensiplerin emri çerçevesinde daimâ dikkat nazarında bulunduran Resulullah, bu ulvi medresenin talebelerinin her birinin kalbine nübüvvet nurundan in'ikaslar sağlamıştı. Suffe Ashabının kimisi cihadda, kimisi tebliğde, kimisi ilimde, kimi de hadis rivayetinde şâhikalaşmıştır.

Esma bin Hârise de, bu fazilet, ilim ve medeniyet müjdecileri kervanının bir halkasıdır. O da bütün hayat ve varlığını Hz. Peygamberin hizmetine adamıştı. Saadet, lezzet ve huzuru bunda idi. Onun için, Kâinatın Efendisine hizmetkar olmaktan büyük bir şeref olamazdı. Resulullahın hizmetkârları arasında Enes bin Malik'ten (r.a.) sonra sıklıkla adı geçenler Esmâ bin Hârise ve kardeşi Hind bin Hârise'dir. Bu Sahabiler, her türlü eziyet ve meşakkat içinde, gece gündüz demeden Resulullahın hizmetinde bulunmaktan geri durmadılar.

Bir yandan Suffe medresesinde İslam’ın yüce emir ve prensiplerini, imanî ve ilmi hakikat ve bilgileri tedris ederken, diğer yandan Hz. Peygamberin hizmetinde bulunuyorlardı. Medine'ye geldiğinde, Resulullah "Mihmandar-i Nebi" ünvanıyla anılan Ebû Eyyûb el-Ensâri'nin evinde kaldı. Ebû Eyyüb, bizzat kendisi Resulullahın hizmetinde bulunur, ihtiyaçlarını karşılar, suyunu getirir, isteklerine koşardı.

Resulullah, bir süre burada kaldıktan sonra, kendi evine taşındı. Bu esnada fiilen hizmetinde bulunanlardan biri de, Esma bin Hariseydi. Arabistan'ın çorak ve kurak bölgesinde, kızgın kum ve güneşte, yıllarca artan bir heyecan ve vecdle, Hâne-i Saadete kovalarla Sukya Kuyusundan su taşıdı

Esmå bin Hârise'nin kabile ve kavmi arasında mühim bir mevkii ve ağırlığı vardı. Hatırı sayılır biriydi. Esma, Resulullahın hizmetinde bulunmayı, bütün makam ve mevkilerden teveccüh ve takdirlerden daha şerefli, daha üstün görüyordu. Kavminin reisi olmaktansa, Resulullahın hizmetçisi olmayı tercih etmişti.

Onun ve kardeşinin bu kahramanlığını yine Suffe medresesinin güzide talebesi, Ebu Hüreyre (r.a.) şöyle anlatır: "Şu Hârise'nin iki oğlu olan Esma ve Hind'i gördüm göreli, Resulullaha hizmet ederler." Ebu Hüreyre gibi, Resulullahı gölge gibi takip eden, yanından ayrılmayan bir Sahabînin "gördüm göreli" demesi, iki kardeşin ne kadar zaman Hz. Peygambere hizmet ettiklerini anlatmaya yeter.

Bu büyük Sahabi, dünyevî makam ve zevkleri büsbütün terk ederek Resulullahın hizmetinde bulunmayı en büyük zevk ve makam olarak görmüştür. Bir defasında Resulullah, bir emri tebliğ için onu kavmine göndermişti. Hz. Peygamberden bu emri alan Esmâ'nın ayakkabılarını eline alarak yalın ayak nefes nefese koşup kavmine gittiği ve Resulullahın emrini tebliğ ettiği bildirilmektedir. Resulullahın medresesinde yetişen Sahabelerin, hizmet ve vazifesindeki hassasiyetleri nihayetsizdi. Yeni bir emir, yeni bir tavzife karşısında durmak ve yorulmak nedir bilmezler, gerektiğinde Esmâ'nın yaptığı gibi yalın ayak koşarlardı.

ESMA BİN HÂRİSE’NİN VEFATI

Hicri 66. tarihinde vefat eden bu fedakâr ve kahraman şahsiyetin hayatıyla ilgili kaynaklarda çok az bilgi vardır. Ebû Hüreyre'nin yukarıda geçen beyanları dışında, Muhammed bin Ömer'in Esmâ ve Hind'i kastederek, "Ben, bu iki kardeşin ve Enes bin Malik'in, Resulullahın kapısını terk ettiğini görmedim" şeklindeki ifadesi, Esmâ ve kardeşinin Resulullahın hizmetinden bir an olsun ayrılmadıklarını göstermektedir.

Allah onlardan râzı olsun.